İyi bir 3. çeyrek büyümesi amma...
TÜİK tarafından dün açıklanan yüzde 4.4’lük büyüme ile 9 aylık 3. çeyrek büyümesi yüzde 4 seviyesine yükseldi. Son çeyrekte yüzde 4’lük bir büyüme elde edilirse 2013 yılı için hedeflenen yüzde 4 hedefine ulaşılmış olacak. Eğer geçen yılın son çeyreğinde yüzde 2.5’luk bir büyüme gerçekleşirse büyüme o durumda OVP’de revize edilen 3.6’lık hedefe uygun sonuç verecek. Görülen, revize edilmeden önceki yüzde 4’lük büyümenin gerçekleşmesinin daha yüksek ihtimal olduğu.
Peki, bu bizi sevindirmeli mi, amma diyerek büyümeyi irdelememiz mi gerekir?
Bunun için büyümeye yol açan etkenlere bakmalıyız. Büyümenin “kalitesini” irdelemeliyiz. Büyüme daha önceki çeyreklerdeki sonuçlar döneminde de “olumsuzluk” yüklediğimiz iç tüketim ve ithalata dayanıyor. Bu da daha öncede tanımladığımız gibi büyümeyi “hormonlu büyüme” olarak nitelememize yol açıyor. Ve bize göre büyümenin kalitesini artırmak için tasarruf artışı-yatırım-üretim ve ihracata dayalı daha kaliteli bir büyüme modeli için özel sektör ağırlıklı yeni bir programa ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.
Bu söylediğimizin gerekliliğini kanıtlamak için bu yılın ilk 9 aylık dönemindeki büyümeyi fonksiyonlarıoyla ele almamız yeterli olacaktır:
• İlk 9 ayın yüzde 4 büyümesinin 3.1 puanı özel tüketim harcamalarının artışından geldi. Kamunun tütketiminin katkısı binde 5 seviyesinde kaldı.
• Yatırımın büyümeye katkısı kamudan 1.3 olurken, özel sektörün katkısı binde 5 ile negatif oldu.
• Gayri safi sabit sermaye oluşumundan 1 ve stok hareketlerinin 1.5 puanlık katkısıyla toplamda yatırımlar kalemi büyümeye 2.5 puan katkı yaptı.
• Net dış ticaretin ilk dokuz ayda büyümeye etkisi ise 2.2 puanlık negatif katkı oldu. Bunda mal ve hizmet ihracatının sabit fiyatlarla sadece binde 2 artış gösterirken eksi bir kalem olarak sonuç veren mal ve hizmet ithalatının yüzde 2.4 seviyesine ulaşması etkili oldu. Böylece net dış ticarette aleyhte oluşan denge büyümeyi 2.2 puan aşağıya çekti.
Büyümenin alt kalemlere dayalı bu fotoğrafı, dokuz aylık yüzde 4’lük büyümenin doğru bir büyüme modeline dayalı “kaliteli” bir büyüme olmadığını ortaya koyuyor. O nedenle başlıkta “iyi bir üçüncü çeyrek büyümesi amma...” diyerek konuyu irdelememizi gerekli kılıyor...