İtiraf…

Geçtiğimiz hafta makine ve el halısı üretim ve ihracatında üreticilerimizin geldiği noktayı Almanya'da ki fuarda edindiğimiz izlenimlerle anlatmıştık.

Sektörde dünya liderliğinin an meselesi olduğunu söylemiştik.

Bu hedef için devlete de önemli görevler düştüğünü belirtmiştik.

* * *

Yazı üzerine arayan sanayici büyüğüm anlattı:

"2 yıl önce lider olabilirdik."

"Lider olamamamızın nedeni krizler değil…" 

"Tam tersine krizler/Avrupa'da ki sıkıntılar ayağımıza büyük fırsatlar serdi. Değerlendiremedik."

Peki, nedeni ne?

Anlatmaya devam etti:

"Makine ve el halısı ihracatında Belçika ve Çin'in ardından dünya üçüncüsüyüz ama;

Verimlilikten uzağız.

Marka ve imaj sorunumuz var.

Fiyat odaklı rekabet aşamasını geçemedik.

Örgütlenemiyoruz.

İşbirliği yapamıyoruz.

Pahalı üretip ucuza satmayı marifet sanıyoruz.

Fiyat kırıp başta kendi ayağımıza, sonrasında bütün üreticilerimizin ayağına kurşun sıkıyoruz."

* * *

Bu sorunları aşabilsek!?

"Rakip kalmaz!"

* * *

Üreticimizdeki aynı zaafı, önceki gün Ambalaj Makinecileri Derneği Başkanı Cemal Ayla'da vurgulamış.

* * *

İtiraf etsek de edemesek de, bütün sektörlerde aynı sorunlarla karşı karşıyayız.

Hem de yıllardır.

* * *

Ne yapabiliriz?

* * *

Davet mektuplarına bakarken, biri dikkatimi çekti.

Turkcell'in yarın (bugün) İŞKUR ile işbirliği yapacağı toplantının davet mektubu, küçük adımların büyüklüğünü anlatıyor.

Kısaca anlatayım:

Geçtiğimiz yıl Turkcell ile İŞKUR işbirliği planlıyor.

Amaç bin 500 işsiz gence eğitim verip, başarılı olan 500 genci meslek ve iş sahibi yapmak.

İşbirliği yapılıyor, bu arada eğitim almak isteyen genç sayısı artıyor ve bin 600 gence program kapsamında eğitim veriliyor.

Sonuç mu?

Eğitim verilen bin 600 gencin, bini başarılı bulunup iş sahibi yapılıyor.

İşte o program bu yıl tekrarlanacak.

Eğitim alacak genç sayısı da 2 bine çıkarılacak.

* * *

İtiraf etmek yetmiyor.

Adım atmak gerekiyor.

Küçük adımların büyük başarılar getirebileceğini ise somut örnekler ispatlıyor.