İtidal çağrıları şeklen yanıt bulmuş!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Japonya’da yapılan G-20 Liderler Zirvesine ilişkin haber akışı, küresel piyasaları kısa vadede ve geçici olarak rahatlatmış görünüyor. Uzlaşmazlık ile çıkar çatışmalarının büyümesini ve sorunların ağırlaşmasını önleyemeyenlerin, gerginlikleri kısmen azaltmak üzere bazı geri adımlar atarak ateşkese yönelmek zorunda kalmış olması en kötünün geride kaldığı anlamına gelmiyor. Zaten pek fiyatlanmamış olumsuzlukların, sanki durum böyle değilmiş gibi eğilimlere yansıtılmasının beklentileri ne ölçüde etkileyebileceğini zamanla göreceğiz!
Belli ki son haftalarda İran yaptırımları ve Körfez’deki gerginliklere ilişkin itidal çağrıları yanıt bulmuş; gerginliklerin azalmış gibi görünmesi için herkes kendisinden beklenen rolü oynamak zorunda kalmış. ABD ve Çin ticaret savaşı konusundaki görüşmelere devam kararı almış; yeni vergi uygulaması olmaması ve bazı tavizler karşılığında Çin görüşme masasına dönmüş, çok uluslu şirketler ve finansal kesim geçici olarak kısmen rahatlamış. Fakat ABD para otoritesinin faizleri gerileteceğine ilişkin beklentiler zayıflamış!

Bu haftaki OPEC Zirvesi'nin gündemi kabaca belli

Bir diğer ikili görüşmede Rusya ve Suudi Arabistan petrol arzının sınırlanması konusunda mutabık kalmış ve bu hafta başında yapılacak OPEC Zirvesinin gündemi kabaca şekillenmiş. Türkiye ve ABD yetkilileri arasındaki ikili görüşmeler de, hava savunma sistemi dışındaki önemli uzlaşmazlık konuları pek gündeme gelmemiş; İran’la ticaret, Doğu Akdeniz ve Münhasır Ekonomik Bölge, Fırat’ın doğusu ve terör konularındaki derin uzlaşmazlıkların görünümü bozmasına pek izin verilmemiş veya olumsuzlukların basına yansımasına izin verilmemiş! Küresel ekonomide ağırlaşan sorunlara bağlı kırılganlıklar görmezden gelinmiş!
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız tablodan iyimser senaryolar üreten ve beklentileri olumlu yönde farklılaştırarak risk alma isteğini artırmaya çalışmak dışında çıkış yolu bulamayanların işi çok zor! Bu kafa ile gün kurtarılabilir, ancak güven bunalımının dalgalı bir şekilde büyümesi önlenemez. Küreselleşme denilen kuralsızlığın iflas ettiği ve yaşanabilecek tüm sıkıntılara rağmen çok kutuplu yeni bir düzene koşulduğu bir süreçte, çok yönlü istikrarsızlıkların büyümesi ve durgunlaşmaya bağlı kırılganlıkların artması kaçınılmazdır. Bu koşullar da gelişmişlerden gelişenlere doğru hacimli ve uzun süreli sermaye akımları olası değildir. Gerçekleri görmezden gelmek dışında seçeneği olmayanların, ham hayaller ile durumlarını daha da olumsuzlaştırması olasılığı çok yüksektir!

Ülkemizin sorunları ciddi ve bunlar arasındaki  ilişkiler oldukça güçlü!

Genelde sorunların tek tek çözüm yoluna sokulması ve kararlı olunması teorik olarak doğru olabilir. Fakat sorunlar arasında güçlü illiyet bağları var ise ya hepsini eşanlı çözmeyi hedefleyen bir strateji üretilir ve arkasında durulur, ya da hiçbiri çözülmez ve hepsi ağırlaşır. Ülkemizin sorunları ciddidir ve bunlar arasındaki ilişkiler oldukça güçlüdür! Kısa vadede gerginliği azaltmaya yönelik çabalar ise, hem zaman ve kaynak israfına ve hem de kırılganlıkların yeni rekorlara koşmasına sebep olabilir!

Ülkemizin aldığı hava güvenlik sistemi, terörle mücadeleden ve ülkemizin çıkarlarının gereğince korunabilmesinden bağımsız olamaz! Suriye’nin İdlib bölgesindeki son gelişmeler, durup dururken Libya’daki batı destekli bir grubun ülkemizi tehdit etmesi ve bir Irak yetkilisinin sivil kayıplar gerekçesi ile Kuzey Irak’taki terör mücadelesini kınaması türünden gelişmeler kafa karıştırıyor! Çıkarlarımızı korumak konusunda, her seferinde küresel güç olma iddiasındaki birileri veya taşeronları karşımıza çıkıyor! İyimser senaryolarda başrol verilen gelişmiş ekonomiler ile çıkar çatışmalarımızın büyüyor olması, güven bunalımını derinleştiriyor.

G-20 Zirvesi ve ikili görüşmelerden basına yansıyan gerginlik azaltıcı gelişmeler ile hemen yukarıdaki paragrafta özetlemeye çalıştığımız çelişkilerin eşzamanlı olarak yaşanmış olması olumlu düşünmeyi olanaksızlaştırıyor. Bu tuhaflığı finansal akımları yönlendirenlerin göremeyeceğini varsaymak ve iyimser eğilimler ile içeride beklentileri düzeltmeye çalışmak, ön plana çıkan amaçlar ile uyuşmuyor!



Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar