İthalattaki bu düşüşün mutlu olunacak bir yanı yok

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Basit bir soruyla başlayalım. Bir ülke diğer ülkelerden ne satın alır, ne ithal eder?

Yanıt da basit tabii ki. Bir ülke kendisinin üretmediği, üretemediği ya da az ürettiği ürünleri başka ülkelerden alır. Bir ülke, kendisi de üretiyor olmakla birlikte çeşitli nedenlerle pahalıya mal ettiği ürünleri diğer ülkelerde ucuzsa yine ithal eder.

O ülke Türkiye olsun. Türkiye zaten. Biz nelerin ithalatından ve daha da önemlisi niye vazgeçtik de toplam ithalatımız hızla geriledi?

İthalat temelde üç mal grubundan oluşuyor. Yatırım malları, hammaddeler yani ara mallar ve tüketim malları. Bunların dışında kalan küçük bir mal grubu daha var, onları da diğerleri başlığında saymak gerekiyor.

★★★

Yatırım malı ithal ediyorsunuz; yatırımda kullanmak için.

Hammadde ithal ediyorsunuz, sanayi üretiminde kullanmak için.

Türkiye’nin şubat ayı itibarıyla son bir yıldaki yatırım malı ithalatı 28.l milyar dolar. 2010 yılındaki yatırım malı ithalatımız 28.8 milyar dolarmış. Aradan sekiz yılı aşkın bir zaman geçmiş ve yerimizde saymışız.

2011 yılındaki yatırım malı ithalatı ise tam 37.3 milyar dolar. Zaten 2011-2017 döneminde yatırım malı ithalatı hep 30 milyar doların üstünde gerçekleşmiş.

Şimdi ithalatın azalması bir ölçüde yatırım malındaki düşüşten kaynaklandığına göre "Aman ne güzel, daha az yatırım malı ithal edecek ve daha az yatırım yapacak duruma geldik” demiş olmuyor muyuz?

★★★

Hammadde ithalatını ağırlıklı olarak sanayi üretimi için gerçekleştiriyoruz. Hammadde ithalatının da neredeyse yarıya yakını “sanayi için işlem görmüş hammadde”den oluşuyor.

Olmasa iyi olurdu ama bizim sanayimiz ithal hammaddeye dayalı bir hal aldı. Dolayısıyla ne kadar az miktarda hammadde ithal edersek, o kadar az sanayi üretimi gerçekleştirmiş oluyoruz.

Ham petrol ithalatı da bu grupta yer aldığı için toplam hammadde ithalatı petrol fiyatlarına fazlasıyla duyarlı, bunu da belirtelim.

Hammadde ithalatına bakıyoruz; şubattaki yıllık tutar 163.6 milyar dolar. Bu, 2015 ve 2016 dışında son yılların en düşük düzeyi.

★★★

Tüketim malları ithalatı şubat itibarıyla yıllık bazda 21.4 milyar dolar ve bu grupta da son yıllarda belirgin bir azalma var. Bu mal grubundaki azalmaya kimsenin itiraz ettiği de yok zaten.

Açığın nasıl küçüldüğü önemli

Dış ticaret açığı kapanıyor. Detaya inilmezse iyi bir gidişat bu. Ama belirttik; ithalat azalıyor, hem de bu azalma yatırım yapılmasını sağlayacak ve sanayi üretimini ayakta tutacak malların ithalatındaki düşüşten kaynaklanıyor.

Diğer tarafa ihracata bakıyoruz; tamam bir artış var ama öyle olağanüstü bir artış da söz konusu değil. Şubat sonu itibarıyla yıllıklandırılmış ihracat ancak 169 milyar dolar.

Hem unutmayalım, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefimiz vardı. Geçtik 500 milyarı, bu tempoyla 400’ü de bulamayız, 300’ü de...

İthalat normal temposunda seyrederken ihracatı ona yakın bir düzeye çıkarabilmiş olsaydık ve açığı bu şekilde kapatsaydık iyiydi ama o duruma gelemedik.

Ticaret açığımız ihracat arttığı için değil, ithalat düştüğü için daralıyor. İthalat düşüşü de giderek bizi yatırımsızlığa, üretimsizliğe mahkum ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar