İthalattaki bu düşüş neyin göstergesi?
Eğer sayıların altında yatan gerçekleri görmezden gelirsek eylül ayı dış ticaret verilerinin şahane olduğunu söyleyebiliriz.
Öyle ya, ihracat yüzde 22.4 oranında 2.6 milyar dolar artmış. Diğer yandan ithalat yüzde 18.3 oranında 3.7 milyar dolar azalmış. Dış ticaret açığında ise yüzde 77.1 oranında 6.3 milyar dolarlık gerileme kaydedilmiş.
Neredeyse ihracatımız ithalatımızı yakalayacak. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 88.5’i bulmuş.
Ne oldu peki, petrol mü fışkırdı topraklarımızdan, doğalgaz bulduk da ithalatı sıfırladık mı; ne yaptık da ithalat geçen yılın 3.7 milyar dolar altında kaldı?
En basitinden başlayarak aktaralım. Geçen yılın eylülünde 1.4 milyar dolarlık altın ithal etmiştik. Bu yılki altın ithalatımız ise 448 milyon dolar. Yani ithalattaki 3.7 milyarlık düşüşün yaklaşık 1 milyarı altından kaynaklandı.
İlk yedi fasıldaki durum
İthalatın yaklaşık üçte ikisi yedi fasıldan gerçekleştiriliyor. İlk sırada tahmin edileceği gibi kapsamında petrol ve doğalgazın bulunduğu 27’nci fasıl var. Bu fasılda ithalat azalmak bir yana eylülden eylüle 496 milyon dolar artmış.
Ağırlıkla altından oluşan 71’inci fasıldaki ithalat 859 milyon, elektrikli makine ve cihazlar olarak özetlenen cihazları kapsayan 85’inci fasıldaki ithalat 731 milyon, 87’nci fasıldaki motorlu kara taşıtları ithalatı 694 milyon, yatırım mallarını kapsayan 84’üncü fasıldaki ithalat 553 milyon azalmış. Plastik ve mamulleri ile demir-çelikte de sırasıyla 239 milyon ve 221 milyon dolarlık azalma olmuş.
Daha da özetleyelim. Bu yıl eylülde geçen yıla göre ara mal ithalatı yaklaşık 2 milyar, tüketim malı ithalatı yaklaşık 1 milyar, yatırım malı ithalatı da 700 milyon dolar azalmış.
Büyümeyeceksek durum harika!
Türkiye, eylül ayında üretim amaçlı ithalatı neredeyse en düşük düzeye indirmiş. Başka çare yok; ithalat yüksek kurdan dolayı öylesine pahalı bir hale gelmiş ki bu üretim maliyetiyle satış olanağının iyice daralacağını gören sanayici ithalatta frene basmış.
Ağustos ortalaması 5.73 olan dolar kuru, eylülde 6.37’ye çıktı. Ekim ortalaması ise 5.86 oldu. Aynı eğilim euroda da var. Euronun ağustosta 6.61 olan ortalaması eylülde 7.42’ye tırmandı, ekim ise 6.74’ten geride kaldı.
İthalatın kurdaki bu hızlı artıştan dolayı eylülde bu ölçüde daralmış olması hiç şaşırtıcı değil.
Ne var ki ithalatın böylesine azalmış olmasının sevinilecek bir yönü yok. Bu azalma enerji ithalatından kaynaklanmış olsa ve ağırlıkla ara mal ithalatından oluşmasaydı gerçekten durum harikaydı. Ama tüm veriler gösteriyor ki ithalattaki bu azalma üretimin ve büyümenin yavaşlamasına yol açacak bir azalma.
Yüzde 3.8 bile zora girebilir
Yeni ekonomi programında bu yılın tümündeki büyüme yüzde 3.8 olarak tahmin ediliyor. Yıllık yüzde 3.8’e ulaşabilmek için de yılın ikinci yarısındaki büyümenin yüzde 1.8 olması gerekiyor.
Ancak yılın ikinci yarısında yüzde 1.8’i tutturmak bile zor olabilir. İthalat üçüncü çeyrekte yüzde 16’ya yakın küçüldü. Bir kez daha vurgulayalım, ithalattaki bu küçülme daha az üretim demek. İthalat son çeyrekte de aynı şekilde daralmaya devam ederse biz ikinci altı ayda yüzde 1.8’i tutturamaz, yılın tümündeki oranın yüzde 3.8’den daha düşük oluşmasını da önleyemeyiz.
Enflasyon YEP’te başka Merkez’e göre başka
Bu yılın TÜFE artışı yeni ekonomi programında (YEP) yüzde 20.8 olarak tahmin edildi. Yeni ekonomi programı, kırk gün önce 20 Eylül’de açıklanmıştı.
Aradan geçen sürede koşullar değişti, belli ki tahmin de... Merkez Bankası dün yılın son enflasyon raporunu açıkladı ve bu yılın sonu için TÜFE’nin yüzde 23.5 olarak tahmin edildiğini duyurdu.
Tüketici fiyatları ilk dokuz ayda yüzde 19.37 artmıştı. Demek ki Merkez Bankası son üç ayda TÜFE’deki toplam artışın yüzde 3.46’da kalacağını öngörüyor. TÜFE’de son on beş yıl ortalamasında son çeyrek artışının yüzde 3.24 olduğunu belirtelim.
2019 ve 2020 de farklı
Kırk günde çok şey değişir, tahminleri yenilemek gerekebilir ve bundan dolayı da Merkez Bankası yeni ekonomi programında yer alan bu yıla ilişkin oranın üstünde bir oranı daha muhtemel görebilir, kabul...
İyi de 2019’un, 2020’nin enflasyonunun yeni ekonomi programından farklı tahmin ediliyor olmasına ne diyeceğiz? Hem de Merkez Bankası bu yılın enflasyon tahminini yeni ekonomi programından daha yüksek belirleyecek ama önümüzdeki yılların tahmini YEP’teki oranların altında kalacak. Bu yılın tahminlerini aktardık. YEP’te yüzde 20.8 bekleniyor, Merkez’in tahmini ise yüzde 23.5.
2019 için YEP’te yer alan oran yüzde 15.9, Merkez Bankası’nın tahmini yüzde 15.2.
2020 için YEP’te yer alan oran yüzde 9.8, Merkez Bankası’nın tahmini yüzde 9.3.
Merkez Bankası’nın enflasyon raporunda “Tahminleri oluştururken para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir süre korunacağı bir çerçeveyi esas aldık” deniliyor. YEP’te 2019 ve 2020 için daha yüksek oranlara yer verildiğine göre, acaba ekonomi yönetimi Merkez Bankası’nın öngördüğü ölçüde bir sıkı duruş düşünmüyor mu? Yani yine faiz çatışmaları mı yaşayacağız?