İthalatta ya bir de fiyatlar tırmanırsa…

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye geçen yıl 185 milyar dolarlık ithalat yaptı. 2009'a göre yüzde 32'lik bir artış var. İthalat ise yüzde 12 arttı ve 114 milyar dolar oldu. Bu artış oranlarını, miktar ve değer artışı bazında arındırma işlemine tabi tuttuğumuzda karşımıza ilginç bir tablo çıkıyor. Ama önce peşinen şunu söyleyelim: İhracat ve ithalatın miktar ve fiyat endekslerinde ortaya çıkan değişim oranlarını üst üste bindirdiğimizde toplam değişim oranını bire bir bulamayız, küçük sapmalar olması normaldir. 

Geçen yıl ithalatın miktarı yüzde 20.5 artış gösterdi. İthalatın değerindeki ya da fiyatındaki artış ise yüzde 9 düzeyinde kaldı.

İhracatta miktar ve fiyat değişimi oranları birbirine daha yakın. Geçen yıl ihracat miktar endeksi yüzde 7, fiyat endeksi yüzde 4.7 oranında artış gösterdi.

İthalatı tırmandıranın miktardaki artış olduğu çok açık. Özellikle aralık ayı ve son çeyrekte bu durum daha da belirgin. Aralık ayı ithalatı yüzde 37 artış gösterdi. Söz konusu ayda miktar endeksinde yüzde 27, fiyat endeksinde yüzde 8 artış var. İthalat, son çeyrekte ise 2009'un aynı dönemine göre yüzde 36 arttı. Bu dönemde miktar endeksi yüzde 26.7, fiyat endeksi yüzde 7.6 artış gösterdi.

Ya fiyatlar tırmanırsa…

İthalat miktarının bu yıl geçen yılki oranda artacağını kimse beklemiyor. Geçen yılın kendine özgü koşulları vardı kuşkusuz. Ciddi bir durgunluktan çıkılmıştı; hızlı bir büyüme söz konusuydu, yani ekonomi canlanmıştı. Bu yılki büyüme hızının ve bu büyümenin tetikleyeceği ithalat artışının geçen yılın çok altında kalacağı ortada. Yani, ithalatın miktarındaki artış, geçen yıldakine göre büyük ölçüde hız kesecek.

Ama bu kez de kapıda beliren başka bir tehlike var. İthalatın miktarındaki artış hız kesecek kesmesine ama, bu kez de ithalatın fiyatında daha önce hiç öngörülmeyen artışlar gerçekleşmesi gündemde. Bunun başta gelen nedeni de Ortadoğu'da giderek yayılma eğilimi gösterebilecek olan halk hareketleri ve bunun sonucunda ortaya çıkacak istikrarsızlık. Bu istikrarsızlığın başta ham petrol olmak üzere emtia fiyatlarında artışa yol açacağını görmek için kahin olmaya gerek yok. Her ne kadar bu hareketler şimdilik biraz durulmuş gibi görünüyorsa da, 2011'in en büyük potansiyel riski bu.

İthalatın miktarındaki artışın yüzde 20'lerden yüzde 10'lara, yani yarı yarıya azalması şaşırtıcı olmaz. Ancak, fiyat endeksindeki artışın yüzde 9'da kalacağını beklemek de pek gerçekçi bir yaklaşım değil. İthalat fiyatlarındaki artışın yüzde 15'e doğru hareketlenmesini ve o dolaylarda istikrar kazanmasını beklemek gerek. Bu oranlar da bize yine en az yüzde 25'lik bir ithalat artışı olarak dönecek demektir.

Orta vadeli program hedeflerine göre, 2011 yılında ithalatta yüzde 12'lik bir artış bekleniyor. Bu oran, 185.5 milyar dolarlık 2010 gerçekleşmesine uygulanırsa, bu yılki ithalat 208 milyar dolar olacak. Ancak, yüzde 12'de kalabilmenin, en azından şu koşullarda hiç mümkün olmadığını görmek durumundayız. İthalatın miktarı hiç artmasa bile, bu orana fiyat artışıyla ulaşılacağı ortada. Dolayısıyla, bu yılki ithalat artışını yüzde 20'den aşağı çekebilmek pek mümkün görünmüyor. Bu da bizi 220-225 milyar dolar civarında bir ithalata götürüyor. 

İthalattaki artışın daha az olmasını sağlayabilecek etkenler de yok değil tabii ki. Zaten son dönemde alınan önlemler de bunu sağlamaya yönelik. Merkez Bankası durup dururken mi sıcak paraya karşı önlem almaya, böylece ucuz finansman yolunu sınırlı da olsa tıkamaya çalışıyor…

Dış ticaret endekslerinin değişimi (%)
İhracatİthalat
Miktar endeksi  
Aralık14,026,8
Son çeyrek7,826,7
Yıllık7,020,5
Fiyat endeksi  
Aralık3,58,1
Son çeyrek3,17,6
Yıllık4,79,0
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar