İthalatta vade farkının önemi
“İthalatta vade farkının ne önemi var” deyip geçmeyin…Gümrük Kanunu'na göre; aynı maddenin ikinci fıkrasındaki şartları sağlamaları halinde ve ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatından ayırdedilebilmeleri koşuluyla “İthal eşyasının satışıyla ilgili olarak bir finansman anlaşması uyarınca alıcı tarafından üstlenilen faiz giderleri” gümrük kıymetine dahil edilmez diyor.
Yine, Gümrük Yönetmeliği'nin 45/1-a fıkrası “Mal bedelinin peşin ödenmemesi nedeniyle satıcıya ya da satıcı yararına her ne ad altında olursa olsun yapılan ödemelerden kanunun 28'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki ve ikinci fıkrasındaki hükümlere uymayanlar fiilen ödenen ya da ödenecek fiyatın içindedir” hükmünü getirmiş bulunuyor. Uygulamanın içinden gelen Gürcan Akkoç’un da dediği gibi burada anlaşılması gereken; İthal eşyasının satışıyla ilgili olarak bir finansman anlaşması uyarınca alıcı tarafından üstlenilen faiz giderleri (yazılı bir anlaşmaya dayalı olması, satıcıya sonradan ödeme yapma imkânı tanıyan bir satış sözleşmesi yeterli olup illaki finansman anlaşmasına gerek yoktur, gerektiğinde alıcının; Eşyanın, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olarak beyan edilen fiyattan satıldığını, söz konusu faiz oranının, finansmanın sağlandığı ülkede o tarihte bu tür bir işlem için geçerli olan faiz oranı seviyesini aşmadığını, kanıtlaması şarttır.) ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatından ayırdedilebilmeleri koşuluyla gümrük kıymetine dahil edilmiyor.
Gümrük kıymetinin bir parçası olması gereken vade farkları ile ilgili örnek verelim; Diyelim ki, bir kısım ithalat işlemleri mal bedeli sonradan ödenmek şartıyla yapılmaktadır. Bu türden mal bedelinin sonradan ödeneceği vadeli ödeme şekillerinde alıcı ve satıcı arasındaki anlaşmaya göre; Bazen, vade farkı (faiz ) mal bedelinin içine dahil ediliyor (gizlenmekte). Bu durumda vade farkı gümrük vergisi ve KDV matrahına alınarak vergilendirilmiş oluyor. Bazen de, malın faturası sanki peşin ödeniyormuş gibi peşin fiyat üzerinden düzenlenebiliyor ve mal bedeli daha sonra ödeneceğinden ithalat işlem bittikten sonraki zamanlarda satıcı ayrıca vade farkı (faiz ) faturası düzenleyip alıcıya gönderebiliyor. Bu durumda vade farkı gümrük idaresi tarafından vergilendirilmemiş oluyor.
Örnek:
01.01.2015 tarihinde 100 bin dolar kıymetinde olan bir malın ödemesini 01.06.2015 tarihinde yapmak üzere yurtdışı tedarikçi ile bir satış sözleşmesi yaptınız ve 10.01.2015 tarihinde malı serbest dolaşıma sokuyorsunuz. Ancak, mal bedelini 6 ay sonra ödeyeceğinizden dolayı tedarikçinin talebi doğrultusunda 5 bin dolar vade farkı belirleyerek, mal bedelinin 01.06.2015 tarihinde 105 bin dolar olarak ödeyeceği sözleşmeye yazıldı.
Bu durumda ithalatçının yapması gerekler neler olabilir; 10.01.2015 tarihinde bu malı için ithalat beyannamesi açarken vade farkı miktarı ithal anında bilindiğinden vade farkının ayrıca üzerine ayrı bir kalem olarak gösterildiği faturayı (mal bedeli =100 bin dolar, vade farkı =5 bin dolar şeklinde) ithal anında gümrüğe beyan edip vade farkını “yurtdışı gidere” beyan etmek suretiyle vergilendirmek gerekir. (vade farkı fatura üzerinde ayrı beyan edilmeyip, fiyatın içinde gizlenerek beyan yapılırsa vade farkının gümrük kıymeti içine alınarak beyan yapıldığını bir denetimde ispatı zor olur )
Eğer, sözleşmede vade farkı rakamsal olarak belli olmayıp “daha sonra alıcıya fatura edilecek” şeklinde yazılı olsaydı 10.01.2015 tarihinde ithal beyannamesi öncesinde gümrüğe bir dilekçe vererek “miktarı ithalden sonra belli olacak bir vade farkın olacağını, ancak sözleşme gereği bunun ithal anında belli olmadığından daha sonra Gümrük Yönetmeliği'nin 53. maddesine göre ‘’istisnai kıymetle beyan yapılacağını” gümrük idaresine dilekçe vererek bildirmeniz gerekecek, ithalattan sonra vade farkı faturası gönderildiğinde de bu faturanın kesildiği tarihi takip eden ayın 26. günü akşamına kadar gümrük idaresine beyan ile vergilerini ödemeniz gerekecektir.