İthal ucuz et satışı 2019'a kadar sürecek
Bugünlerde zamanımızın büyük bölümü hayvancılık yapanların sorunlarını dinlemekle geçiyor. Türkiye'nin her yerinden besiciler, süt hayvancılığı yapanlar telefon açıyor. Mesaj yazıyor. Hemen hepsi ithalatın yıkıcılığından yakınıyor. Hükümetin "ucuz et" adı altında üretimi ve üreticiyi bitirdiğini söylüyor. Anlattıklarına bakılırsa hayvancılık yapanlar her taraftan kendilerini kıstırılmış hissediyor. Üretimi bırakmaları için yoğun baskı altındalar.
Tüm zorluklara rağmen işi sürdürmek isteyenler ise Brezilya'dan, Avrupa'ya, Balkanlardan Amerika'ya kadar dünyanın her tarafında hayvan arıyor. İthalat için seçtikleri hayvanlarla selfi (öz çekim) çekerek paylaşıyor.
Bazıları çıkış yolunu ırk değişiminde arıyor. Çıkış yolu olarak, Holstein yerine Simental alarak üretimi sürdürmeye çalışıyor.
Büyük umutlarla keçi yetiştiriciliğine girenler, sütün para etmediğini, çiftliği kapatmak noktasına geldiklerini söylüyor. Koyun yetiştiricileri, kuzu ithalatından şikayetçi. Şikayet etmeyen, daha doğrusu sorun yaşadığını bildirmeyen bir tek kanatlı sektörü var.
Dile getirilen ortak görüş ise maliyetlerin çok yüksek olması ve yaşanan belirsizlik ortamı. Kimse yarın ne olacağını bilmiyor. Ortada bir yol haritası yok. Besi ahırları boş. Devlet et ithal ederken, hayvan almayı veya ithal etmeyi "risk" olarak görenler işleri askıya alıyor.
"Ucuz et" satışı 2019'a kadar sürecek
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın çelişkili açıklamaları ise sektördeki belirsizliği daha da artırıyor. Bakan Fakıbaba, bir gün "ithalat 3 yıl sürecek" derken, ertesi gün "ithalat bizim işimiz değil, en kısa sürede bitireceğiz" diyor.
Son olarak, Hürriyet Gazetesi'nden İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Fakıbaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini bu göreve atadıktan sonra, "Fakıbaba, hayırlı olsun, dar gelirli vatandaşım et yesin" dediğini söyledi. Ucuz et emrini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiğini belirtti. Bu demektir ki, ucuz et satışı ve dolayısıyla ithalat 2019 yılında yapılacak seçimlere kadar devam edecek. O zamana kadar üretici ayakta kalabilir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "ucuz et" fikri yeni değil. Mehdi Eker'in bakanlığı döneminden bu yana tam 7 yıldır vatandaşın "ucuz et" yemesini isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu isteği ithalatla karşılanmaya çalışılıyor. Tam7 yıldır ithalat yapılıyor. Fiyat bir türlü düşürülemedi, fakat ülke hayvancılığı bitti. Bitirildi.
Fakıbaba'ya göre böyle devam ederse üretici biter
Gazeteci arkadaşımız İpek Özbey üreticinin tepkisini soruyor; "Üretici “Ucuz et derken bir daha hiç et yiyemeyebiliriz. İthalat, sektörü bitirecek!” diye şikayetçi. Buna cevabınız ne? "
Fakıbaba aynen şöyle diyor: "Eğer böyle devam edersek olabilir tabii."
Yani, Bakan Fakıbaba da yapılan ithalatla vatandaşın bir daha hiç et yiyemeyeceğini biliyor. Bilerek de bu politikayı sürdürüyor.
Fakıbaba aynı röportajda "ithalatı biz bitireceğiz" diyor. Üreticicilerin zor durumda olduğunu belirtiyor ve alınacak önlemi şöyle açıklıyor: "Onların gönlünü destekle alacağım" diyor. Destek dediği ise, hayvanını Et ve Süt Kurumu'na kestirenlere hayvan başına 250 lira destek verilecek.
Et ve Süt Kurumu'nun Adana, Ağrı, Bingöl, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Sakarya, Sincan, Sivas,Van ve Yozgat olmak üzere 11 adet et kombinası var. Yani 81 ilin sadece 11'inde kombina var. Diğer 70 ildeki üretici hayvanını nerede kestirecek? Et ve Süt Kurumu kombinasında kestiremediği için destek alamayacak mı? Trakya Bölgesi'nde Et ve Süt Kurumu'nun kombinası yok. Üretici destek alamayacak ve cezalandırılacak.
Bakan Fakıbaba'nın memleketi Şanlıurfa'da kombina yok. Buradaki üreticiler hayvanını Diyarbakır'a mı götürecek? Götüremeyen destek alamayacak. Et ve Süt Kurumu'nun kombinası olmayan yerlerde çiftçi destek yerine cezalandırılacak.
Kur farkının faturası besiciye
Hayvancılıkta tamamen ithalata dayalı bir politika uygulanıyor. Neler ithal ediliyor? Kısaca tekrar hatırlatalım; Besilik veya damızlık hayvan materyali ithal ediliyor. Türkiye'ye yabancı gemilerle taşınıyor. Taşınırken birçok hayvan hastalığı da ithal ediliyor. İthal edilen hayvanları beslemek için yem hammaddesi ithal ediliyor.Saman ithal ediliyor. Hayvanlar ithal yemle besleniyor. Hayvan bakıcısı deseniz o da Suriye'den ithal. Bu kadar ithalat yetmiyor, karkas et ithal ediliyor. Lop et ithal ediliyor. Koyun, kuzu, keçi ithal ediliyor. İthalatın büyük bölümünü devlet yapıyor. Hemen hepsi de ya sıfır gümrükle ya da çok düşük vergi oranlarıyla yapılıyor. Son olarak yem hammaddelerinin ithalatında gümrük vergileri düşürüldü. İthalatta da ciddi sıkıntılar var. Hayvan ithal edenler büyük risklerle karşı karşıya kalıyor.
Ağustos ayında Et ve Süt Kurumu'nun talep toplaması üzerine hayvan almak isteyen besiciler hayvan başına 50 dolar kapora ödedi. Hayvanlar yeni gelmeye başladı. O dönemde dolar 3.5 liranın altındaydı.Bugün 4 liraya dayandı. Et ve Süt Kurumu'ndan hayvan alanlar kur farkı nedeniyle daha hayvanları ahıra koymadan zarara uğradı. Çünkü kur farkı üreticilere fatura ediliyor. Üreticiler haklı olarak sanayide başka sektörlerde dolar kuru sabitlenirken, çiftçi için neden sabitlenmediğini soruyor.
Özetle, neresinden bakarsanız bakın hayvancılık sektörü büyük bir darboğaza sürüklendi. Bugünkü politika ile bu darboğazdan çıkılması mümkün değil.İthalata son verilerek üretim artırılamazsa bu ülkede herkes hayvancılığı, ucuz eti unutsun.