İthal eşyasının kıymet araştırması sürecinde yaşanan teminat sorunu
Arif KÜMBÜL - E. Gümrük ve Ticaret Başmüfettişliği
Gümrük tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymet ‘eşyanın gümrük kıymeti’ olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu hükümler, 12.05.1988 tarih ve 3447 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan ve 30.07.1988 tarihli ve 88/13194 sayılı Kararname ile onaylanan “Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması'nın (GATT) VII. maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma” hükümlerine dayanmaktadır.
Buna göre, ithal eşyasının gümrük kıymeti eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta kanunun 27 ve 28. maddelerine göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır. Fiilen ödenen veya ödenecek fiyat, ithal eşyası için alıcının, satıcıya veya satıcının bir yükümlülüğünü karşılamak üzere yaptığı veya yapması gereken ödemelerin toplamıdır. Bununla birlikte, eşyanın satış bedelinin gümrük kıymetine esas alınabilmesi kanunun 24. maddesinde sıralanan koşullara bağlı kılınmıştır. Asıl konumuz olmadığı için, bu yazıda bunlara girilmemiştir.
Gümrük Yönetmeliği’nin 44. maddesinde belirtildiği üzere, beyan edilen gümrük kıymetinin gerçekliği ve doğruluğu konusunda şüpheye düşülmesi halinde, gümrük idarelerince yükümlülerden ilave bilgi ve belge talep edilmesi de dâhil olmak üzere, konunun incelenmesi ve araştırılması neticesinde şüpheye sebebiyet veren hususlarda gümrük idaresinin makul şüpheleri giderilemediği takdirde eşyanın gümrük kıymeti satış bedeli yöntemine göre tespit edilemeyecektir. Bu durumda, ithal eşyasının beyan edilen kıymetinin gerçeklik ve doğruluğunun tespit edilebilmesi için 2012-29 sayılı Gümrükler Genel Müdürlüğü Genelgesi'nde belirtilen koşullarla yurt dışı kıymet araştırmasına gidilebilecektir.
Yukarıda belirtilen Kıymet Anlaşması'nın 13. maddesinde, ithal eşyasının gümrük kıymetinin belirlenmesi işlemleri sırasında, gümrük kıymetinin nihai tespitinin ertelenmesi gerektiğinde; teminat şart koşulmuşsa, ithalatçının eşyayı gümrükten kefalet, depozito veya diğer uygun bir şekil altında, muhtemel nihai gümrük vergilerini kapsayacak yeterli bir teminat sağlamak suretiyle çekebileceği, her taraf ülke mevzuatının, bu tür durumlar için hükümler getireceği belirtilmiştir.
Burada, düşük kıymet beyanı şüphesiyle başlatılan bir kıymet araştırması, anlaşmadaki ifadesiyle gümrük kıymetinin nihai tespitinin ertelenmesi söz konusudur. Başka bir deyişle, ihtilafa konu olabilecek bir vergi tebligatı ve dolayısıyla başlamış bir ihtilaf henüz bulunmamaktadır. Yükümlü beyan ettiği kıymet çerçevesinde beyannamede gösterdiği/görünen vergiler tutarını ödemek suretiyle eşyasını çekmek istemektedir. Gümrük, elindeki ham verilere istinaden beyan edilen kıymetin doğruluğundan şüphe etmektedir, ancak araştırması henüz sonuçlanmamıştır. Anlaşma, bu tür durumlarda –üye ülke mevzuatında- yükümlünün eşyasını çekebilmesi için teminat şart koşulmuşsa, gümrüğün elindeki mevcut verilerin işaret ettiği muhtemel nihai vergiler tutarını kapsayacak bir teminat sağlamak suretiyle eşyanın çekilebilmesini, taraf ülke mevzuatlarının bu tür durumlar için hükümler getirmesini öngörmüştür.
Anlaşmada, teminatın muhtemel nihai gümrük vergilerini kapsayacak yeterlilikte olacağı belirtilmiş; muhtemel cezaları karşılamak için teminat aranması istenmemiştir.
Hal böyle iken:
Gümrük kıymetinin belirlenmesine ilişkin 2012/29 sayılı genelgede, henüz kıymet incelemesi sonuçlanmadan eşyanın çekilmek istenilmesine dair taleplerin Gümrük Yönetmeliği'nin ‘İtirazların karara bağlanmasından önce eşyanın çekilebilmesi’ başlıklı 587. maddesinde belirtilen koşullarla kabul edileceği belirtilmiştir.
Yükümlülerin, mercilerince verilecek kararlardan önce, ihtilaf konusu eşyayı çekmek istemeleri durumunda, bunun kabulü için maddede öngörülen şartlardan biri ve en önemlisi, maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yazılı olan ‘Yükümlünün beyanına göre yapılan vergi tahakkukları ile gümrük idaresince tahakkuk ettirilen bütün vergiler arasındaki farkın ve para cezalarının teminata bağlanması’ şartıdır.
Hattızatında, konumuz olan yönetmelik maddesinin başlığına ve içeriğine bakıldığında, esas itibariyle ihtilaf başladıktan sonraki durumları hedef aldığı çok açıktır.
Kıymet araştırmasına girişilmiş olmasının, henüz ihtilafa konu olabilecek bir vergi tebligatına ve dolayısıyla başlamış bir ihtilafa işaret etmemesi; taraf olduğumuz kıymet anlaşmasında, kıymet araştırması henüz sonuçlanmadan eşyanın çekilmek istenmesi durumunda muhtemel cezalar karşılığı teminat alınmasının öngörülmemiş olması karşısında:
Gümrük kıymetinin belirlenmesine ilişkin 2012/29 sayılı genelge ile yapıldığı üzere, henüz kıymet incelemesi sonuçlanmadan eşyanın çekilmek istenilmesine dair taleplerin karşılanmasının Gümrük Yönetmeliği'nin 587. maddesinde belirtilen koşullarla kabul edileceğine dair düzenlemenin Kıymet Anlaşması hükümlerine aykırılığı tartışmasızdır. Diğer bir deyişle, kıymet araştırması devam ederken ithal eşyasının teslim alınabilmesinin muhtemel para cezaları için teminat verilmesi şartına bağlanması hukuka uygun değildir.
Bu konunun, anlaşmada da öngörüldüğü üzere, alınacak teminat tutarının muhtemel para cezalarını kapsamayacak şekilde hesaplanmasını kabul ederek ve henüz kanundaki tanımıyla bir ihtilaf/itiraz söz konusu olmadığı da dikkate alınarak; doğru anlaşılacak şekilde, gerekirse 587. maddeden ayrı, bağımsız bir maddede düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.