İtalyan tahvilleri ve emtia

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Tasarruf sahiplerinin gözü de, onlara hizmet veren kurumlarının gözleri de, “en iyi getiriyi elde edecekleri araçlara” dönüktür. Zaman içersinde farklı yatırım araçları öne çıkar. Dünyadaki finans uzmanları bu yılın Mayıs ayının ilk haftasında İtalya’nın 10 yıllık tahvilleriyle birlikte emtia fiyatları endeksinin en iyi getiriye sahip olduğunu, diğer yatırım araçlarının onların çok gerisinde kaldığını belirtiyorlar. Financıal Times’ta yer alan analizde, “Yıllarca devam eden zayıf performanstan sonra, yatırımcının yeniden emtiaya yöneldiği” belirtiliyor. 

Gazetede yer alan bilgiye göre, emtiaya dayalı yatırım fonlarına bu yıl 6 milyar dolar girdi. Bunda Ukrayna’da yaşanan gerginliğin etkili olduğu belirtiliyor. Bunun sonucunda tarımsal emtia arzında endişe doğduğu ve özellikle buğday gibi tarımsal ürünlerin fiyatlarının yükseldiğinin altı çiziliyor. Bu yükselişte Ukrayna’daki gelişmenin yanında hava olaylarının da etkisi olduğu belirtiliyor. 

Yıllardır tarım ve emtia fiyatlarının trendinin aşağı ve yukarı doğru olmasının belirlenmesinde, ağırlıklı olarak Çin’in tutumu rol oynuyor. Citigroup Küresel Piyasalar Başkanlığı'nın hazırladığı raporda jeopolitik sorunlara ve hava durumununda yaşanan sorunlara rağmen genel olarak fiyatların aşağıya doğru seyredeceği tahminine yer veriliyodu. Ancak, son veriler Çin’in yüklü alımlarını sürdürdüğünü, bunun da bazı emtialarda fiyatların artış göstemesine yol açtığını gösteriyor. 

Peki, bu gelişmeler bize ne söylüyor, bizim ne yapmamız gerekiyor? 

Biz, ölçek olarak hem metal, hem de bazı ürünler dışında, tarım ürünleri piyasasının önemli aktörleri arasında yer almıyoruz. Buna karşın hem bazı metallerin alıcısı olmamız, hem de bazı tarım ürünlerinin alıcısı, bazılarının satıcısı olmamız nedeniyle, dünya emtia fiyatlarındaki gelişmeleri yakından takip etmemiz gerekir. Özellikle dünya buğday, mısır, pamuk gibi ürünlerdeki gelişmeler bizi çok yakından ilgilendiriyor. Bu yıl gibi don ve kuraklık yaşadığımız yıllarda bu ürünler için dış alım yapmak zorunda olmamız olumsuzluk yaratacaktır. Bu yıl yaşadığımız don olayı ise dünya üretiminde ilk sırada yer aldığımız iki üründe fındık ve kayısı da üreticilerimizin önemli zararla yüzyüze olduğunu gösteriyor. 

Uzun süredir, ekim alanlarının daha iyi kullanılması, mirasla bölünmesinin önlenmesine çalışılmasına, en uygun ürünle ilgili üretim yelpazesinin sağlanmak istenmesine karşın, istenilen olumlu sonuçlara ulaşabilmiş değiliz. Ayrıca, ürünlerimizi en uygun zamanda pazarlayabilmek için sağlıklı depoloma sistemlerini de gerçekleştirebilmeyi sağlayamamış durumdayız. 

Tarımsal ürünlerimizin kuraklık ve don karşısında dengesiz fiyat hareketleriyle karşılaşmasının da önüne geçemiyoruz. 
Bütün bunlar bir yandan dünya emtia ve tarım fiyatlarını yakından izlememizi gerekli kılıyor. Bir yandan da kendi üretimimizi ve pazarlamamızı geliştirecek düzenlemeleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Kendimizi dünyadan soyutlamayacağımızı bilerek, dünyayı yakından izleyerek, hareket etmeliyiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar