İtalyan Ferrero: Türkiye’de kesinlikle kalıcıyız sektöre ve tüketiciye değer katmak istiyoruz

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Türkiye’yi 10 kritik pazardan biri olarak gören İtalyan Ferrero’nun 3 yöneticisiyle buluştuğumda pek çok konu konuştuk ama onların altını çizdiği mesajı “Burada kalıcıyız, sizden biriyiz. Bu bizim için önemli fakat Türkiye için de bu önemli… ” diye özetlemek mümkün. Türkiye’nin fındığını tercih eden ve Michele Ferrero tarafından kurulan İtalyan aile şirketi, Türkiye’ye yatırım yaparak, kendi üretiminin kalitesinin de sürdürülebilirliğini sağlamak istiyor.

Ferrero Türkiye Başkanı Carlo Marsili, Türkiye Genel Müdürü Azmi Gümüşoğlu ve grubun fındık işinin başındaki Stefano Gagliasso ile sohbetten özet notları mı bugün paylaşmak istiyorum. Türkiye fındığı için artık en önemli şirketlerden biri haline gelen İtalyan Ferreo’nun stratejileri, sektörü de artık yakından ilgilendiriyor.

Biz gitmiyoruz, kalıcıyız

Öncelikle Ferrero Türkiye Başkanı Carlo Marsili’den bir özet aktarayım istiyorum. Marsili aynı zamanda emekli İtalya Türkiye Büyükelçisi… Marsili şunları söylüyor: “Ferrero 70 yıldır çikolata-şekerleme sektöründe faaliyet gösteren, İtalya’nın Alba kentinde doğmuş bir şirket… 10 milyar euroyu aşan bir ciromuz var. Dünyanın çeşitli yerlerinde 22 tesisimiz var. 40 bin 700 çalışanımız var.

Ferrero Türkiye’ye gelirsek… Ferrero uzun yıllardır Türkiye’den fındık alımlarını sürdürdü… Ama 2013 yılının eylül ayında bir de Manisa’da bir fabrika açılmasıyla bu ilişki sağlamlaştı… 2014 yılında da Türkiye’nin en büyük fındık üreticilerinden Oltan Gıda’nın yüzde 100’ünü satın aldık. Bu yıldan itibaren adını da değiştirdik artık Oltan Gıda demiyoruz, ‘Ferrero Fındık’ diyoruz. Çünkü burada, bu şirketin tam olarak bir İtalyan şirketi olarak çalıştığının altını çizmek istiyoruz.

Ferrero olarak Türkiye’de fındık yetiştirmeye de katkıda bulunmak istiyoruz. Zaten 25 yıldır Türkiye’den fındık alıyoruz. Bizim için önemli olan biz Türkiye’de kalıcı olmak istiyoruz. Türkiye’de 2 hedefimiz var: Bir yandan fındık üretimini artırmak, diğer yandan da fındığı kalitesini iyileştirmek. Hep Türkiye’deki kalmak istediğimizin altını çizdik. Bu bizim için önemli fakat tahmin ediyorum Türkiye için de önemli…”

Tüccar değiliz, kullanıcıyız

Ferrero Grubu’nda fındık operasyonunu gerçekleştiren HCo Hazelnut Company’nin başındaki yönetici Stefano Gagliasso’nun konuşmalarından fındık üretimini bölge bölge çok iyi tanıdığını anlıyorum. Ama satın almayla üretici olmak farklı diyorum ve şöyle anlatıyor:

“Evet çok doğru, fındık alımı yapmak ile ülkedeki üretim, mevcudiyet iki farklı şey… Biz öncelikle buradaki faaliyetlerimizi kurabilmek için Oltan Gıda’yı satın aldık. Bugün artık şirketin ismini de değiştiriyoruz. Bu belki simgesel bir şey… Ancak sadece bir isim değişikliği değil, Ferrero’nun da Türkiye’deki devamlılığının, ülkeye yönelik vaadinin, burada kalmaya yönelik iradesinin bir göstergesi. Türkiye’nin bu konuda uluslararası bir konumu var ve bundan sonra da olacak. Fakat tabii piyasa uluslararası bir piyasa ve rakipler de mevcut… İtalya bunlardan biri, Gürcistan ve Azerbaycan var. ABD ve özellikle Oregon eyaleti var, Güney Amerika da var. Bugün ve gelecekte bu rekabeti aşacak tek şey kalitedir. Sektörde kaliteli üretimin artırılması ve Ferrero’nun kendi üretim sürecindeki kalite… Diğer firmaların aksine Ferrero bir tüccar değil bir kullanıcı… Bu yüzden aldığımız ürünün her açıdan iyi olması önemli. Bu yüzden 30 bin çiftçiye ulaşan ‘Değerli Tarım’ projesiyle dünyanın en iyi uygulamalarını Türkiye’nin çiftçilerine anlatmaya çalışıyoruz. 70 kişilik bir ekibimiz sürekli çiftçilerle irtibat halinde… Türkiye fındığı dört dörtlük bir fındık, çok kaliteli bir fındık. Bugün yaptığımız muhafaza ve daha ileri götürmek. Hem tadı hem aroması çok güzel o yüzden Türk fındığını seviyoruz.”

Büyüme potansiyeli yüksek

Sözü burada Ferrero Türkiye Genel Müdürü Azmi Gümüşoğlu’na vermek istiyorum. Gümüşoğlu şunları anlatıyor: “Ferrero planlarını çok uzun vadeli ve değer odaklı yapan bir şirket. 25 yıldan bu yana da Türkiye’yi tanıyor. Bundan sonrasına bakarsak, fındığı alıyoruz ama artık burada üretilen Nutella ile birlikte dünyada milyonlarca aileye, 100 ülkede Türk fındığını götürmüş oluyoruz. Türk fındığının en büyük elçisiyiz… Ferrero Başkanı Giovanni Ferrero’nun ve şirketin takip ettiği kendinden çok daha büyük ülkeler olmasına rağmen 10 odak ülkeden biri Türkiye…”

Burada pazarda üretici ve satıcı olarak hedefleri soruyorum Gümüşoğlu’na: “Türkiye’de Ferrero’nun portföyü İtalya ve Almanya’ya göre daha odaklı… Uzun dönemli bir oyuncuyuz o yüzden ayaklarımızı sağlam basıyoruz. Portföy genişlemesinde de böyle bir süreç söz konusu… Fırsatçı olmaktansa kategori yapan olmayı seviyoruz. Bu noktada 2007 yılından bugüne iş hacmimiz 5 kat artmış durumda… İç pazara verdiğimiz ürünlerin yüzde 80’ini Manisa’daki fabrikamızda üretiyoruz. Atıştırmalıklarda raf ömrü kısa ancak çok taze ürünlerde büyük gelişim var. Biz Manisa’da Kinder Pingui ve Kinder Süt Dilimi’ni üretiyoruz. Türkiye’de bu kategorinin yaratıcısıyız. 100 milyon dolara ulaştı bu kategori. Bunun gibi yeni kategoriler yaratma ve üretim yelpazesini genişletme planlarımız var. Hala büyüme potansiyeli çok yüksek Türkiye’de…”

Daha fazla ve kaliteli üretim

Stefano Gagliasso’ya fındıktaki sorunlardan bahsettim. Benim özetlediğim tablo: Bahçelerin ve ailelerin yaşlandığı, gençlerin bu işi yapmak istemediği, serbest piyasada fiyatların düşük olmasından yakınılması ve tabii mirasla bölünen topraklar… Gagliasso Türkiye’de fındık yetiştirilen her bölgede farklı özelliklerin olduğuna dikkat çekiyor. Aktarıyorum: “Doğu Karadeniz’de evet bazı bahçeler daha yaşlı… Ama en büyük sorun miraslar nedeniyle bahçelerin bölünmesi… Büyük verimsizlik yaratıyor. Sektörün gelişmesini bunlar zorlaştırıyor. Bu şartlar 30 yıl önce başka ülkelerde de böyleydi. İyi tarım uygulamalarıyla bunlar çözülebiliyor. Burada kastettiğimiz aynı alanda daha fazla ve kalitesi yüksek fındık yetiştirmek. Bir hektardan ortalama olarak 1 ton fındık çıkacağı söylenir Türkiye’de… İtalya’da ve bazı ülkelerde ise 1 hektardan bazen 2, bazen 3 ton fındık üretilir. Türkiye’de bazı yerlerde biz bunu yüzde 30 artırdık. ‘Model çiftliklerde’ mekanizasyon ve farklı yöntemlerle bunu başardık. Bunlar Ferrero’nun değil, Türk çiftçisinin ekili alanları. O zaman fiyatlama unsurları da değişiyor. Bunu yaygınlaştırmamız mümkün… İyileştirme için yapılması gereken çok şey var ama aynı zamanda önemli de fırsatlar var.”

Giresun ve Alba, kardeş kent

Bu yıl 70’inci yaşını kutlayan İtalyan Ferrero’nun doğduğu kent Alba, Giresun’un kopyası bir fındık üretim üssü… Ve şimdi iki kent ‘kardeş’ oluyor ve artık fındık için birlikte çalışacak. Ferrero Türkiye Başkanı Carlo Marsili bunu şöyle anlatıyor: “İki şehir arasında, Giresun ile Ferrero’nun doğduğu Alba şehri arasında kardeşlik anlaşması yapıldı. Çünkü her ikisi de birer fındık şehri… Bu bir fikir değil, anlaşmaları imzaladık, Türk tarafının bütün prosedürleri gerçekleşmiş durumda. İtalya’da birkaç gerçekleşmesini beklediğimiz prosedür kaldı… Fındıkta dünyada en önemli hastalık ‘külleme’ olarak tabir ettiğimiz bir hastalık. Türk tarafıyla üniversitelerin dahil olduğu bir inisiyatif geliştirmek için çalışıyoruz. İki kent bunun için çalışacak. Bütün dünyada mücadele edilen bir hastalık bu… Fındık ile ilgili her tür deneyimler karşılıklı paylaşılacak.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar