İtalya seçimleri moralleri bozdu

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

Orhan AKIŞIK

AB ülkelerinde geçtiğimiz yıl başlayan seçim maratonu devam ediyor. Yunanistan, Hollanda, Fransa ve Güney Kıbrıs seçimlerinden sonra geçen hafta sıra birliğin üçüncü büyük ekonomisi İtalya'daydı. İtalyan seçimlerinin sonuçları reform sürecinin devam etmesinden yana olanlar için tam bir hayal kırıklığı. Seçimlerde Pier Luigi Bensani liderliğindeki Merkez Sol Koalisyon birinci gelmesine rağmen, kasım ayında başbakanlıktan istifa eden Silvio Berlusconi'nin Merkez Sağ Koalisyonu'yla arasında büyük bir fark yok. Milletvekili seçimlerinde Merkez Sol Koalisyonu oyların yüzde 29.6'sını alırken, Merkez Sağ Koalisyonu'nun oy oranı yüzde 29.2.
Asıl sürprizi, yüzde 25.6 oy oranıyla üçüncü gelen Beppe Grillo başkanlığındaki Beş Yıldız Hareketi yaptı. Senato seçimlerinde de oy dağılımı hemen hemen aynı. Sonuçlar, halkın önemli bir bölümünün, krizden eski Başbakan Berlusconi'yi sorumlu tutan görüşe pek itibar etmediğini ortaya koyuyor. Berlusconi'nin başarısında, ülkenin karşı karşıya bulunduğu ağır ekonomik sorunların ve bunun yol açtığı işsizliğin payı büyük. Bu sonuçla, içinde Berlusconi yer almasa bile yeni hükümetin, bundan önceki Mario Monti Hükümeti tarafından başlatılan reform sürecini devam ettirmesi zorlaşacaktır. Yeni siyasi tablonun ülkenin borcunu bugünkü seviyesinden yukarılara çekmesi kaçınılmaz. Esas soru, İtalya'daki gelişmelere Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ne şekilde tepki göstereceği. ECB üzerindeki baskı artma temayülü gösteriyor.

***

Seçim sonuçlarının ekonomik etkisi görülmeye başladı. Euro dolar karşısında gerilerken faizler yukarı doğru hareketlendi. Gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 130'una yaklaşan kamu borcuyla İtalya'nın sorunlarını çözebilmesi büyük ölçüde ekonomik büyümenin hızlanmasına bağlı. Sorun da zaten burada. İtalyan ekonomisi büyüyememekten muzdarip. Son on yılda ortalama büyüme hızı yüzde yarımın da altında. Bu trendin yakın bir zamanda tersine dönme olasılığı olmadığına göre, borçlanma maliyetleriyle birlikte borç yükü de artmaya devam edecektir. Borçlarını ödemekte güçlük çeken bir İtalya, euronun geleceğini de riske atar.

***

İtalyan seçimleri sadece bu ülkenin borçlarını finanse eden yatırımcıları değil, AB'yi de yakından ilgilendiriyor. Tahmin edileceği üzere, İtalya'daki gelişmelerle en ilgili ülke Almanya. AB'nin hamisi durumundaki Almanya, üye ülkelerin ekonomileri dışında siyasetleriyle de yakından ilgili. Geçtiğimiz yaz, Yunanistan'da yapılan genel seçimler öncesinde de Almanya devreye girmiş; AB üyeliğinin devam etmesi için Yunanlıları reformların aksamadan sürdürülmesinden yana olan partiler lehinde oy kullanmaları konusunda uyarmıştı. Almanya aynı tutumunu İtalya seçimleri öncesinde de sürdürdü. Önce Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, arkasından Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, İtalyanları Silvio Berlusconi'yi seçme yanlışına düşmemeleri için uyardılar. Sonuçlar, halkın bu tavsiyeye pek kulak asmadığını gösteriyor. Peki, şimdi ne olacak? İtalya, ekonomisinin büyüklüğü itibariyle Yunanistan'la kıyaslanamayacak bir ülke. Yunanistan'ın iflasını göze alamayan Almanya'nın, İtalya'nın iflasını göze alması imkansız. Ancak Almanya'nın gücünün de bir sınırı var.

***

Şimdi sırada bu yılın eylül ayında yapılacak Almanya seçimleri var. Almanlar tercihlerini hangi parti lehinde kullanacaklar? İktidardaki Hristiyan Demokrat ve Hür Liberal Parti koalisyonu AB'nin ayakta kalması için elinden gelen çabayı sarf ediyor. Gerçekten de, Almanya olmamış olsa AB'den söz etmek olanaksız olurdu. Bugün AB ayakta ise, varlığını büyük ölçüde Almanya'ya borçlu. Acaba Alman halkı, iktidardaki Hristiyan Demokrat-Hür Liberaller gibi AB'nin şimdiki yapısıyla varlığını devam ettirmesinden yana mı? Yoksa kendi cebinden çıkan paralarla Birliğin ayakta tutulmasına karşı mı? Bu sorunun cevabı için bir süre daha beklemek gerekecek. AB'de önümüzdeki dönemde meydana gelecek gelişmelerin ve buna Merkel'in göstereceği tavrın Almanya seçimleri üzerinde etkisi olacağı açık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016