ışyerlerimiz hangi aşamalardan geçti?

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

YÖNETİM VE PERFORMANSIMIZ / Rüştü Bozkurt Nereden baktığımıza ve düşünce bağlamlarımıza göre değişik sıralamalar yapılabilir. Bizim gözlemlerimize göre, ülkemizde özellikle küçük ve orta ölçek işyerleri beş aşamadan geçerek bugüne geldi. Önce, çırak okulu mezunları, kamu işyerlerinde çalışan genç emekliler ve meslek lisesi mezunlarının öncülük ettiği 'amatör girişimcilik' dönemi yaşandı. Küçük bir tezgahla, çoğunluğu uygun olmayan koşullarda işyerleri kuruldu. İkincisi, "şirket kurma ile kurumsallaşmanın" eşdeğer olduğunun sanıldığı bir döneme geçildi. Şirketleşme bir moda halinde yayıldı. Özellikse "kur garantili yatırımların" yapıldığı; sonra bir gecede değişen kurlarla, borçların içinden çıkılmaz hale geldiği, iş yapmanın ileriye ve geriye bağlantılarının hiç düşünülmediği bir aşamaydı bu. Üçüncü dönem de, "...her şey elimin menzili altında olsun" algılaması yaygındı. İthal ikameci politikaların uygulandığı, yüksek enflasyondan beslenen ve her şeyin kendi atölyesinde yapma eğilimin güç kazandığı bir süreç yaşandı. Küresel rekabetin dayatması Dördüncü dönemde, dışa dönük ekonomi politikalarının yürürlüğe konması, işyerlerinin piyasa rekabeti ile yüzleşmesi dönemidir.Bu dönem, işyerlerini "iyi yapabildiğin iş yap" anlayışına taşıdı. Küçük sanayi sitelerinde daha örgütlü işyerlerinin hızla yayılması, üretimin nicelik ve niteliğinde değişme sürecini hızlandırdı. Beşincisi "küresel rekabetle yüzleşme" dönemidir. Şu anda içinden geçtiğimiz bu dönemde, işyerleri mekan, finansman, yetişkin insan, doğru yönetim anlayışı, rekabet edebilir ölçek, rekabete uygun teknolojik donanım, etkin bir pazar ve satış örgütlenmesi arayışlarına yöneldi. Bu yeni yöneliş küresel eğilimlerden besleniyor; o nedenle dönüşüm iki yönlü gelişiyor: Piyasa yasalarına bırakılan "vahşi dönüşüm", insan ve sermaye kaynaklarını bir gelişme stratejisi çerçevesinde örgütleyen " ehlileştirilmiş dönüşüm". Toplum olarak dönüşüme karşı "tepki stratejilerimiz" insan ve sermaye kaynaklarımızı verimli kullanıp kullanmadığımızı belirleyecek. Genel eğilim, enformasyon-odaklı, küresel ve ağ kurumuna dayalı yeni ekonominin yarattığı iş çevresinde ayakta durabilmek için, bir "piyasa yapıcısı kuruluş" etrafında, rekabet edebilir ölçek büyüklüğü, rekabet edebilir teknolojik donanım, etkin pazarlama ve satış örgütlenmeleri şeklinde gelişiyor. Çok sayıda küçük ve orta ölçek işyerinin birlikte ortak hedeflere yöneldiği bir iş örgütlenmesi günümüzün temel gerçeği. Büyük ölçekli, tek merkezden yönetilen firma yapılanmaları hızla çözülüyor. Onların yerini, birbirine rakip değil, paydaş olan çok sayıda küçük ve orta ölçek işyerinin aynı hedeflere yöneldiği yapı alıyor. Bu yapı, ortak çalışma ve işbirliği bilincine dayalı, üst düzey koordinasyon gerektiren; iş çevresinin talep, faktör, karşılıklı-bağımlılık, rakip stratejilerini sürekli analiz eden bir süreçle birlikte var oluyor. Yeni gündemi iyi okumalıyız Çok genel çizgileri ile aktarılan yeni iş örgütlenmesi ülkemiz için fırsatlar yaratırken, sorunları de beraberinde getiriyor. Gözleyebildiğimiz en önemli sorun; ilk dört aşamanın koşullarında ülkemizde işyerleri çok küçük ölçekli yapılar üzerinde kurulmuş; teknolojisi genellikle geri ve yönetim algılaması da ithal ikameci dönemin koşullarına göre biçimlenmiş durumda. Bu yapı, yeni iş çevresinin taleplerini karşılamıyor; o nedenle hızlı bir "çözülme süreci" yaşanıyor. Yeni gündemin iyi okunması gerekiyor. Bu nedenle, çok teknik de olsa cumartesi yazılarımızda ağırlıklı olarak bu konular üzerinde durmak istiyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar