İşyeri yöneticileri ”faz değişikliğinin” farkında mı?

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Aydın'dan Adana'ya, Silivri'den Sivas'a, Samsun'dan Gaziantep'e gezip gördüğümüz, sorunlarını tartışma fırsatı bulduğumuz işyerlerini üçe ayırabiliriz: Faz değişikliğini anlayanlar, değişikliği sezen ama tanımlama sıkıntısı çekenler, gelişmelerin farkında olmayanlar.

Faz değişikliğini anlamış olan işyeri yöneticileri ne yapıyor?

Faz değişikliğini anlamış olan işyeri yöneticileri, işal ikameci ve yüksek enflasyon döneminin iş çevresi koşullarının geri dönüş yapamayacak biçimde piyasadan çekildiğini biliyor. Bu bilgi, onları uluslararası piyasalarda "fiyat-odaklı rekabet" üzerinde düşünmeye götürüyor. Ürettikleri mal ve hizmetlerde "fiyat-maliyet dengesini" göz önüne alarak; serbest ve adil piyasa koşullarında rekabet koşulları yaratma üzerinde odaklanıyorlar.

Stratejik plan

"İş çevresini" faktör koşuları, talep koşulları, karşılıklı-bağımlılık ilişkileri ve rakip stratejileri bağlamında bütüncü bir anlayışla ele alıyorlar. Hepsinin, bir "stratejik plana" sahip olduklarını söyleyemeyiz. Ama çoğunluğu, el yordamı ile de olsa, dünya genelindeki eğilimleri gözlüyor; iş istihbaratına gereken değeri veriyor; ulaştıkları bilgileri analiz ederek, olası gelişmelere karşı "alternatif tepkileri" önceden düşünüyor.

Faz değişikliğini anlamış iş yeri yöneticileri, kan-bağına dayalı aile liderliğinin kendilerini uzun dönemli geleceğe götürmeyeceğinin iyice farkında. Bu nedenle, işyeri liderliğini kan-bağı duygusallığından kurtarıp, kurumsal bir zemin üzerinde oturmak istiyorlar. Bu konu sahip-yöneticileri meşgul ediyor.

Birkaç yıl önce kurumsallaşma konusunu gündeme bile getirmeyen birçok işyeri yöneticisi; aile yapısındaki çözülmeyi, servet birikimindeki oluşumları, sermaye yaratmanın yeni koşullarını, rekabetin gerektirdiği hız ve esnekliği dikkate alarak; firmalarını daha sağlıklı bir yapıya kavuşturma arayışını giderek hızlandırıyor.

Bize göre faz değişikliğini anlayan firmaların önündeki iki büyük engel var: Biri, sıfırdan başlayarak işi geliştirmiş olanların söylemde yana gözükseler de, uygulamada kurumsal ilişkiye yeterince hazır olmamaları. Yetki paylaşma konusunda tam olgunluk sürecinin henüz tamamlanmamış olması. Her şeyi kontrol etmeden rahat edemeyen ruh halini aşma güçlüğü. İkinci engel, özellikle Anadolu'nun birçok yöresinde, işyerleri devredecek "profesyonel" bulma güçlüğü. Yetişkin, inisiyatif kullanabilen, kendini kanıtlamaya dönük duran elemanlar kolaylıkla ülkenin gelişmiş yörelerinde iş bulabiliyor. Çok özel koşulları yoksa, küçük yerleşim bölgelerinde yetişkin insan pek kalıcı olmuyor.

Yönetişim ilkeleri

Kurum kültürü, kurumda yer alan insanların "özgür tartışma" yapmasının bir türevidir.

Ülkemizde birçok işyerinde "yönetişim"in gerektirdiği çok sesliliğe, çok kültürlülüğe ve "demokratik sabra" erişilebildiğini söyleyemeyiz. Faz değişikliğini anlamış işyeri yöneticileri, "olması gerekeni" kavrıyor, "olup bitenle" aradaki çelişkileri gözlüyor ve huzursuz oluyor. Bilme ve uygulayabilme arasındaki çelişki birçok işyeri sahibini ciddi biçimde zorluyor.

Faz değişikliğini anlayan, değişmenin gereğini kavrayan işyeri yöneticileri bir başka "zihinsel tuzak" daha yaratıyor: "Bir sihirli değnek arayışına girme" gibi. Bir danışmanın kendilerine sunacakları formüllerle her şeyin bir anda düzeleceğini sananların sayısı hiç de az değil.

Her işyerinin kendine özgü koşulları vardır. Faz değişikliğini anlamak çok önemli bir adımdır; ama, uzun dönemli geleceği güven altına alabilecek "yapı, işlev ve kültür" bütününü oluşturma sabrını gösterme gerekir.. Kendimize sürekli yatırım yapmadan, yetkilerimizi başkaları ile paylaşacak özgüven kazanmadan, ülkenin yarattığı sistemi, o sistemin boşluklarını net bir biçimde kavramadan ve uluslar arası rekabeti gerektiği gibi değerlendirmeden, hazır formüllerin bir yararı olmaz.

Faz değişikliğini anlamanın gerek şartlarından biri de, kendimizi uygulama alanında test etmektir.

Sosyo-ekonomik ve kültürel bütün yasaların etkilediği ve etkilendiği faz değişikliği konusunu, büyüme, enflasyon, fiyat istikrarı, döviz kuru, faktör maliyetleri, talep değişmeleri, cari açık, dış ve iç borç gelişmeleri kadar yakından gözlemek gerekiyor. Bu konuya daha sık dönerek tartışmayı derinleştirmeliyiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar