İşyeri kira ödemelerinde gider pusulası düzenlenmesi de nereden çıktı?
Bugünkü yazımızda, Sayın Şükrü Kızılot’un 21 Ekim 2013 tarihli ve “ Gider Pusulası Yazmayan İşyeri Kiracısına Ceza” başlıklı makalesinde gündeme getirdiği Maliye Bakanlığı muktezasında belirtilen görüşlere yer vermek ve konuyla ilgili değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Gelir İdaresi Başkanlığı Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı’nca verilen 16/05/2013 tarih ve 70280967-105(234-2012/14)-89 sayılı ve “mali müşavir olarak faaliyette bulunan mükellefin işyeri kirası bedellerini gider kaydedebilmesi için banka dekontu yanında ayrıca gider pusulası düzenlemesi gerekip gerekmediği” sorusuna verdiği muktezada; Vergi Usul Kanunu’ndaki “İspat Edici Kağıtlar” başlıklı 227. maddesine, “Gider pusulası” başlıklı 234. maddesine, Maliye Bakanlığı’na tevsik zorunluluğu ile ilgili yetkiler veren mükerrer 257. maddesine ve tahsilat ve ödemelerin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılmasına ilişkin düzenlemeleri içeren 268 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’ne atıflar yapılmış ve bu düzenlemeler çerçevesinde;
- Ödemelerin 268 Seri Nolu Tebliğ kapsamında tevsik ediliyor olmasının, bu zorunluluğu doğuran işlemin mükellefler bakımından Vergi Usul Kanunu’nda sayılan belgelerle tevsiki zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı,
- Anılan tevsik belgelerinin sadece ödeme ve tahsilatı tevsik ettiği,
- Bu kiralama işlemine ilişkin olarak borçlanılan tutarın
o Kiraya veren şayet vergi mükellefi ise kendisinden alınacak fatura ile,
o Kiraya veren vergi mükellefi değilse kiracı tarafından gider pusulası ile
tevsikinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Dünkü DÜNYA gazetesinde yayımlanan Sayın Zeki Gündüz’ün makalesinde de ifade edildiği üzere; yukarıda özetlenen muktezada belirtilen görüşte ifade edilen, “işyeri olarak yapılan kiralamalarda işyeri sahibi (kiralayan) vergi mükellefi değilse kiracı tarafından gider pusulası düzenlenmesi zorunludur” açıklaması mevcut yasa hükümlerine uymamaktadır. Anılan makalede de açıklandığı üzere; Vergi Usul Kanunu’nun “Gider pusulası” ile ilgili 234. maddesinde çok açık olarak
- Birinci ve ikinci sınıf tüccarların,
- Kazancı basit usulde tespit edilenlerin,
- Defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve
- Çiftçilerin,
“vergiden muaf esnaf”a yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edilen ve işi yapana veya emtiayı satana imza ettirilen bir belge olduğu ve bu belgenin “vergiden muaf esnaf” tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu hüküm altına alınmıştır. Keza aynı maddede; bu belgenin, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edileceği ifade edilmiştir.
Anılan madde hükmü uyarınca; gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur. Gider pusulaları, seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.
“Vergiden muaf esnaf”ın kimler olduğu Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede ticaret ve sanat erbabından, maddede tek tek sayılan şekil ve surette çalışanların gelir vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir. Anılan maddede sayılanlar esas itibariyle, emtia satan veya bir iş yapan ancak geliri çok fazla olmayan zenaat sahipleri veya ticaret erbaplarıdır. Anılan maddede sayılanların elde etikleri gelirler, Gelir Vergisi Kanununda 7 ana kategoride sınıflandırılan gelir unsurlarından “ticari kazançlar”la ilişkilendirilebilir. Oysa kira gelirleri “gayrimenkul sermaye iradı” niteliğinde olup, bu kapsamda gelir elde eden gerçek kişilerin kiralamaya konu gayrimenkulleri bir ticari işletme bünyesinde( aktifinde) değilse, ticari kazançlarla ilişkili “Vergiden Muaf Esnaf” kapsamına zaten giremez. Nitekim bu şekilde gelir elde edenler, anılan 9. maddede sayılanlar arasında yoktur. Başka bir deyişle; bu şekilde kira geliri elde edenler “vergiden muaf esnaf” değildirler.
Keza, anılan kişiler altın, mücevher gibi kıymetli eşya satışı yapmadıkları için, bu kiralama işlemlerinde gider pusulası düzenlenmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257’nci maddesinin 1 nolu bendi hükmünde; Maliye Bakanlığı’na, mükellef ve meslek grupları itibariyle Vergi Usul Kanunu’na göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya yetki verilmiştir. Ancak Maliye Bakanlığı bugüne kadar, yukarıda açıklandığı şekilde yapılan kiralama işlemlerinde gider pusulası düzenlenmesi zorunluluğu getirmemiş ve bu yetki çerçevesinde düzenlenen tebliğlerin hiçbirinde de bu işlemlerde gider pusulası düzenleneceği açıklanmamıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler dikkate alındığında, anılan kiralama işlemlerinde Vergi Usul Kanunu’na göre bir belge düzenleme zorunluluğunun olmadığı çok açık olarak ortaya çıkmaktadır. Başka bir deyişle; anılan kiralama işlemlerinde “gider pusulası düzenleme zorunluluğu” yoktur. Bu nedenle, söz konusu muktezada bu hususa ilişkin verilen görüş hatalıdır.
Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenme zorunluluğu olmayan, tebliğlerle de düzenleme zorunluluğu getirilmeyen bu işlemlerde Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen belge düzenlemeyle ilgili cezaların uygulanması da mümkün değildir, bu şekilde ceza uygulanması da yasalara aykırı olacaktır.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin 2 nolu bendi hükmüyle Maliye Bakanlığı, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye yetkili kılınmıştır. Maliye Bakanlığı bu yetkisini kullanmış ve 268 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğiyle; işyeri ve konut kiralama işlemlerine ilişkin yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsiki zorunluluğunu getirmiştir. Buna göre;
- Konutlarda, her bir konut için aylık 500 YTL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin,
- İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların
kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapmaları ve bunlar tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunludur.
Ancak mükelleflerce,
- Her bir konut için aylık tutarı 500 YTL' nin altındaki konut kira geliri ile
- Mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar
Tebliğle getirilen zorunluluk kapsamında değildir.
Keza, Vergi Usul Kanunu’nun 242. maddesine göre; tüccarlar bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar.
Bu çerçevede, işyeri olarak yapılan kiralamalarda işyeri sahibi (kiralayan) vergi mükellefi değilse kiracı tarafından yapılan ödemeler varsa kira sözleşmeleri ve ödeme belgeleriyle tevsik edilebilir. Bu tür kiralar için ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek yoktur. ( İşyeri sahibinin kiraya verdiği gayrimenkul ticari bir işletme bünyesinde ise ayrıca fatura düzenlenmesi gerekir.)
Yukarıda açıklana hususlar dikkate alınarak, bu işin çözüm yolu; Sayın Şükrü Kızılot’un anılan yazısında önerdiği gibi, “Maliye Bakanlığı’nın, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesindeki yetkisine dayanarak, gerçek kişilere ödenen kiralarda banka dekontunu fatura yerine geçen belge olarak kabul etmesi” değil, hatalı olarak düzenlenmiş görünen muktezayı tekrar gözden geçirerek, bu hatayı düzeltmesi ve “anılan işlemlerde gider pusulası düzenlenmesine gerek olmadığını” ifade etmesidir. Gereksiz ihtilafların ve olası davaların önlenebilmesi için, kanımızca, bu şekilde düzeltme daha yararlı olacaktır.