İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarına getirilen yeni yükümlülükler

VERGİ PORTALI
VERGİ PORTALI [email protected]

CELAL ÖZCAN

İş kazaları ve meslek hastalıkları, çalışma hayatında yaşanan sorunların en önemlilerinin başında gelmektedir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği konusu, sadece ekonomik bir sorun olmayıp, toplumsal boyutları da bulunan teknik bir konu olma özelliğini taşımaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri, Türkiye’nin ölümlü iş kazaları konusunda en yüksek orana sahip ülkeler arasında bulunduğunu göstermektedir.

Bu bağlamda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, iş kazaları ve meslek hastalıklarının olabildiğince azaltılması amacıyla çıkarılmıştır. 

İş sağlığı ve güvenliğinin iki boyutu

İşçinin sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanması, hangi sektörde olursa olsun işçilerin bedensel, ruhsal, sosyal durumlarını mümkün olan en üst düzeye çıkarmak, işçilerin çalışma koşulları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemek, işçileri çalışmaları sırasında sağlığa aykırı etkenlerden korumak, işçilerin fizyolojik ve psikolojik durumlarına en uygun mesleki ortamlarda çalışmalarını sağlamakla mümkündür.

Bu anlamda, iş sağlığı ve güvenliğinin “tıbbi” ve “iş güvenliği” olmak üzere iki boyutu bulunmaktadır.

Tıbbi boyut kapsamında, işyeri hekimleri tarafından esas olarak meslek hastalıklarının önüne geçilmek için çalışmalar yapılmakta, çalışanların sağlığının yapacakları işe uygun olup olmadığı araştırılmakta, işyeri ortamında oluşabilecek bazı risklere karşı alınabilecek tıbbi koruma yöntemleri (aşılama vb.) uygulanmaktadır.

İş güvenliği boyutunda ise, işyeri ortamında sağlıklı ve güvenlikli bir ortam oluşturmak için çalışma yapılmakta, işyeri ortamındaki sağlık ve güvenlik riskleri saptanmaya çalışılmaktadır.

Bir bütün olarak bakıldığında da, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında yapılan tüm çalışmaların temel amacını; çalışanların korunması, üretim güvenliğinin sağlanması ve işletme güvenliğinin sağlanması oluşturmaktadır.

İş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili bu amaçların hayata geçirilmesinde ise işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları en önemli aktörlerdir.

İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının görev, yetki ve sorumlulukları 6331 sayılı Kanun'da ve bununla ilgili yönetmeliklerde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Ancak, ilgili mevzuatta işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkilerinin görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamayacağı, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütecekleri belirtilmiş olmasına rağmen, uygulamada işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının işverene karşı yeterli güvencelerinin olmadığı, bu nedenle görevlerini tam olarak yapamadıkları hususu sürekli eleştiri konusu yapılmıştır. Hem bu eleştiriler, hem de son zamanlarda kamuoyunun büyük tepkisini çeken iş kazası olayları dikkate alınarak 23 Nisan 2015 tarihinde yürürlüğe giren 6645 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarına bir takım yükümlülükler, yaptırımlar ve güvence getirilmiştir.

İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının rehberlik ve danışmanlık görevi 

Yeni düzenlemede işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının rehberlik ve danışmanlık görevi ön plana çıkarılmaktadır. 

Bu çerçevede, işverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerlerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirleyerek, işverene yazılı olarak bildirecektir. 

İşyeri hekimi ve iş güvenliıği uzmanının yazılı bildirimine rağmen, eksiklik ve aksaklıklar düzeltilmemişse, önerilen tedbir ve tavsiyeler yerine getirilmemişse, bundan bizzat işveren sorumlu olacaktır. 

İşyeri hekimi ve iş güveliği uzmanının yetki belgesinin askıya alınması 

İşverene bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen, belirlenecek makul bir süre içinde işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine (Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne), varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilecektir. 

İşyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının söz konusu bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğinin tespit edilmesi durumunda, yetki belgeleri üç ay, tekrarında ise altı ay süreyle askıya alınacaktır. 

İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarına ilave güvence 

İşyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanlarının bu bildirimden dolayı işverenleri tarafından iş sözleşmeleri sona erdirilemeyecek ve herhangi bir haktan yoksun bırakılamayacaktır. 

Aksi takdirde, bu şekilde davranan işverenler, işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanına iş kanunları ve diğer kanunlara göre sahip olduğu haklardan (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe iade tazminatı vd.) ayrı olarak bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmayacak şekildeki bir tazminatı ödeyeceklerdir. 

Ancak, açılan davada, işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının kötü niyetle gerçek dışı bildirimde bulunduğunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi durumunda yetki belgeleri altı ay süreyle askıya alınacaktır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar