İsviçreli bilim adamları
12-14 Nisan 2018 tarihlerinde düzenlenen Cenevre Sağlık Forumu (GHF) tarafl arı, sağlıkta hakkaniyeti kolaylaştırmak için insanın sağlık hizmetine yenilikçi ve sürdürülebilir uygulamalarla erişimi gereğini ortaya koyarken, dijital çağın getirdiği zorluk ve fırsatlar yeni teknoloji ve ürünlerle incelendi. Bizim için, uzun yıllardır, yeni ürünlerin en iyi popüler anlatım öznesi olan İsviçreli bilim adamları; Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Dünya Ekonomik Forumu ve Geneve Internationale ile özel iş birliğinde forumu gerçekleştirdiler. Geneve Internationale "Barış, Haklar ve İyi Olma" sloganına sahip BM Cenevre Ofisi tarafından koordine edilen Cenevre Algı Değişikliği Projesi ile uluslararası örgütler, sivil toplum, BM Cenevre daimî görevlilerine ve akademiye hizmet sunan mühim bir yapılanma. Forumda Dijital Sağlık; Elektronik Sağlık; Mobil Sağlık hizmetleri konuları öne çıkarken küresel sağlıkta inovatif uygulamalara odaklanıldı. Ancak böylesi harika ilerlemeler yanında acı iki gerçek de gündeme geldi.
Forumda DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom'un hava kirliliği tehlikesi konusunda yaptığı açıklama ajanslara düştüğünde, sağlığımızın nasıl büyük bir tehdit altında olduğuna dikkat çekildi. Endüstri ve ulaşım kökenli gaz ve tanecik kirleticilerin büyük oranda yoksul ve kalkınmakta olan ülkelerde ölümlere neden olduğunu belirten T. Adhanom, dünyada yedi milyon kişinin öldüğünü, başta akciğer hastalıklarının neredeyse yarısının hava kirliliğine bağlı olduğunu ve üç milyar kişinin ev içinde pişirme kaynaklı yaşam riski yaşadığını açıklayarak, hükümetlere hava kirliliği ile mücadele çağrısı yaptı. Geleneksel yöntemlerle ev içinde açık ateşte pişirme ülkemizde de göz ardı edilmemesi gereken bir konu iken, hava kirliliğinin hızla azaltılması gereken yerleşim yerlerimiz var.
Kentsel dönüşüm ve havaalanı inşası ilerlerken İstanbul havasındaki tanecikler uslu uslu durmuyorlar.
Vektörler, Çevre ve Toplum Derneği Takım Lideri Dr. Florence Fouque ise forumda, küresel ısınma ile vektör (pire, bit, kene, sinek, sivrisinek, salyangoz gibi) kaynaklı hastalıklar (sıtma, kırım kongo kanamalı ateşi, şark çıbanı, şistozomiyaz, sarı-kızıl humma gibi) ilişkisini gündeme taşıdı. İklim değişimi doğrudan ve dolaylı sağlığımıza etki eder. Havamızın sıcaklığı, nemi, içerdiği kirleticiler, mevcut rüzgâr, yağış, radyasyon durumu bizi etkilerken, su ve gıda tüketirken ve enfeksiyon kaparak hasta oluruz. Mevsim normalleri dışındaki meteorolojik koşullar önce ruh halimizi etkiler. Isı dalgaları, soğuk dalgaları, sel, kasırga gibi sıra dışı olaylara maruz kalırız. İklim değişir, tarım etkilenir.
Yetersiz beslenme hastalıklara neden olurken, açlıktan ölümler de olur. Havadaki kirleticilerden güneş ışığına bağlı olarak ozon oluşur. Ozon solumanın sağlığa zararı yanı sıra, ozon yoğunluğu değişimi ile ultraviyole ışınları etkilenmekte, cilt hastalıkları riski artmaktadır. Yaz geliyor. Güneşlenmeye dikkat. Toplumda havadan sudan konuşma denildiğinde önemli, belli konuları değil, hafif bir sohbet olduğu anlaşılır. Oysa günümüzde havayı suyu konuşmak çok ciddi konular. İsviçreli bilim adamlarına dediğine ve sağlığımıza dikkat edelim. İklim değişimi de ciddi bir konu. Unutmayalım. Unutturmayalım diye, Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği(SÜT-D) olarak iklim değişimine karşı sera gazı salımını azaltmak, karbonunu yönetmek isteyenleri V. İstanbul Karbon Zirvesi'nde biraraya getirdik. İklim dostu dünyamızı büyüttük.
***
İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜ T-D işbirliği ile hazırlanmıştır