İşverenlerle çalışanlar arasındaki uçurum büyüyor
İş dünyasında işverenler ve çalışanlar arasındaki beklentiler arasındaki uçurum hızla büyüyor. Michael Page’in 2024 Yetenek Trendleri raporuna göre, işverenlerin sunduklarıyla ile çalışanların bekledikleri arasındaki fark işyerinde sıkıntılara yol açıyor. İşverenlerin çalışanların ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı ve bu durumun işgücü dinamiklerini karmaşık hale getirdiği açıkça görülüyor.
Michael Page Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert, "Yüksek enflasyon, belirsiz ekonomiler ve hızlı teknolojik gelişmeler gibi devam eden küresel baskıların ortasında, iş dünyasında çalkantılı ortam devam ediyor. Bu rapor, yaşanan zorlukların üstesinden başarılı bir şekilde gelmek için çalışan beklentileri ile işveren gerçekleri arasındaki boşluğu gösterirken, bu boşluğu kapatmanın ipuçlarını da sunuyor. Açık diyaloğa ve işbirlikçi problem çözmeye öncelik vermek çok önemli. Karşılıklı anlayış ve uyum sağlama kültürünü teşvik ederek, hem işletmeler hem de çalışanlar hızla değişen bu ortamda gelişebilir" diyor.
İşte bu uyumsuzluğun bazı temel sebepleri ve çözüm yolları:
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık(DE&I) zorlukları: Türkiye’de işgücünde çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konularında ciddi eksiklikler var. Araştırmaya göre çalışanların sadece yüzde 20’si iş yerlerinin kapsayıcı olduğunu düşünüyor. Bu durum, işyerlerinde ötekileştirme ve ayrımcılık sorunlarını daha da artırıyor. Çalışanların bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi ve işverenlerin kapsayıcı kültürleri teşvik etmesi gerekiyor.
Yapay zeka entegrasyonu: Yapay zeka, iş dünyasında büyük bir etki yaratmaya devam ediyor. Araştırma, çalışanların yüzde 24’ünün mevcut rollerinde yapay zeka kullandığını ve yüzde 67’sinin yapay zekanın uzun vadeli kariyer planlarını etkileyeceğine inandığını gösteriyor. İşverenlerin, yapay zeka entegrasyonunu hızlandırarak çalışanlarının bu konuda yetkinlik kazanmasına yardımcı olması önemli.
Özerklik ve esneklik: Çalışanlar, işyerinde daha fazla özerklik ve esneklik arıyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, hibrit çalışma modelleri popüler hale geldi. Araştırma, çalışanların yüzde 52’sinin tam zamanlı işyerinde, yüzde 35’inin ise hibrit sistemde çalıştığını gösteriyor. İşverenlerin, çalışanlarının bu taleplerine yanıt vermesi ve esnek çalışma düzenlemeleri sunması gerekiyor.
Maaş beklentileri: Yüksek enflasyon ve yaşam maliyetlerindeki artış, çalışanların daha yüksek maaş taleplerini beraberinde getiriyor. Türkiye’deki çalışanların yüzde 63’ü mevcut maaşlarından memnun olmadıklarını belirtirken, yüzde 76’sı son maaş artışının enflasyonun üzerinde olmadığını ifade ediyor. İşverenlerin, çalışanlarının yaşam standartlarını koruyacak maaş artışları yapması önemli.
İşverenler ve çalışanlar arasındaki beklenti açığının kapanması, açık diyaloğa ve işbirlikçi problem çözmeye bağlı. Michael Page Türkiye Genel Müdürü Fatih Cömert’in de belirttiği gibi, karşılıklı anlayış ve uyum sağlama kültürünü teşvik etmek, hem işletmelerin hem de çalışanların bu zorlu dönemde başarılı olmalarını sağlayacak. İşverenlerin, çalışanlarının ihtiyaçlarına daha duyarlı olması ve stratejilerini bu doğrultuda güncellemesi, gelecekte daha sürdürülebilir ve mutlu bir iş ortamı yaratmalarına yardımcı olacaktır.
Uygulama Önerileri
Düzenli anketler ve geri bildirim mekanizmaları: Çalışanların beklentilerini ve memnuniyet seviyelerini anlamak için düzenli anketler ve geri bildirim mekanizmaları oluşturulmalı.
Esnek çalışma modelleri: Değişen iş dünyasında esnek çalışma modelleri sunarak, çalışanların beklentilerine uygun çözümler üretebilirler.
Eğitim ve gelişim programları: Çalışanların yetkinliklerini artıracak eğitim ve gelişim programları ile çalışan bağlılığını ve verimliliği artırmak mümkün olabilir.
Açık iletişim kanalları: İşverenler, açık iletişim kanalları kurarak, çalışanların sorunlarını ve önerilerini rahatça iletebilecekleri bir ortam yaratmalılar.