İsveç ve F16’lar

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI [email protected]

Çok uzun zamandır İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği meselesi Türk dış politikasında daha da önemlisi Türk-Amerikan ilişkilerinde önemli bir noktaya geldi. Finlandiya’ya Türkiye’nin onay vermesiyle birlikte, İsveç’in NATO üyeliği başından beri olduğu gibi, esas hararetli konu olmaya devam ediyor. Öncelikle her şeye sadece göründüğü gibi uluslararası ilişkilerin temelini oluşturan çıkarlardan bağımsız bakalım.

Türkiye neden İsveç’e onay vermiyor? Çünkü İsveç, 1980’lerde başlayan ve bugünlere kadar devam eden göç dalgalarının neticesinde PKK, YPG, PYD’ye ciddi anlamda sempati besleyen bir göçmen nüfusuna sahip oldu. Bunların ciddi bir kısmı da İsveç vatandaşı oldu. Gerek son dönemde İsveç’e sığınmacı olarak giden, vatandaş veya sığınmacı statüsünde olan bu terör bağlantılı kişiler çok doğal olarak Türkiye’nin iade talebi ile karşı karşıya. İsveç bu kişileri Türkiye’ye herhangi bir şartta iade edebilir mi edemez. Neden edemez? Çünkü bu nüfus öyle bir noktaya geldi ki İsveç seçimlerini ve parlamentodaki dengeleri ciddi anlamda etkileyecek duruma geldiler. Bunun canlı kanlı bir örneğini de çok yakın zamanda bir bakanın hükümetten istifa edip, diğer partiye geçerek hükümet kurulmasına vesile olduğunda görmüştük. Dolayısıyla İsveç, Türkiye’nin beklediği iadeleri yapamaz. Yapan hükümet, kendi seçimlerini riske atar.

Aynı zamanda, uzun zamandır İsveç’te Türkiye ve İslam aleyhine çok büyük gösteriler yapılmakta. Bu gösteriler ekseriyetle terör örgütü tarafından desteklenip, göstericiler de terör örgütünü desteklemektedir. Türkiye uzun zamandır bu terör yanlısı gösterilerin önüne geçilmesi için İsveç’ten bir terör yasası talebinde bulunmakta. Diyelim ki İsveç bunu yaptı, yasayı geçirdi. Türkiye’nin taleplerine bir çözüm olur mu? Bence hayır. Asıl mühim olan yasanın geçmesi değil, yorumlanması ve uygulanması. Bu hiçbir zaman, Türkiye’nin istediği ölçüde olamayacaktır.

Bunların hepsinin ötesinde, işin en can alıcı kısmına gelelim. Diyelim ki İsveç, Türkiye’nin istediklerinin 10 katını yaptı, hatta Türkiye’ye dedi ki “Siz uğraşmayın, ordumuzu yollayalım PKK ile biz savaşalım.” Kulağa hoş geliyor değil mi? Taleplerimiz ve istediklerimizden çok daha fazlası. Olmaz ya, hadi oldu diyelim. NATO üyeliğinin gerçekleştiği günün sabahı İsveç anayasa değişikliği dahil attığı bütün adımları tam anlamıyla geri alabilir mi? Alabilir. Uluslararası hukukun bu konuda bir yaptırım gücü var mı? Yok. Demek ki, mesele göründüğünden çok daha farklı.

Konuyu eğip bükmeden, dolandırmadan çok net ifade edeceğim. Uluslararası ilişkilerin temelinde çıkarlar yatar. İsveç’in NATO üyeliğini İsveç’ten çok ABD istiyor. Joe Biden bu işe gövdesini koydu ve İsveç’e söz verdi. Her iki ülkede, İsveç’in NATO üyeliği sürecinin F16’lar ile alakası yok dese de tamamıyla bağlantılı. Çok net söylüyorum, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesi kesinlikle F16 garantisi almasıyla alakalı olur. Bence bu da doğru olur. Çünkü İsveç’in NATO üyeliği Türkiye ile İsveç arasındaki bir mevzu olmaktan çıkmıştır. Bu artık Türkiye ile ABD arasındaki bir meseledir. Türkiye’nin İsveç’e onay vermesi Biden’ın, Bob Menendez’e karşı elini güçlendirecektir. Bildiğiniz gibi Menendez, Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı. Komite Başkanı, Dışişleri’nden gelen “Türkiye’ye bu uçakları satıyoruz” yazısını istişare eder. Çekincelerini Beyaz Saray’a bildirir. Bu aşama, gayriresmi bildiri sonrasında olur. Resmi bildiri yapıldıktan sonra Menendez’in bu satışı durdurmak için 15 günü var. Ve bu 15 günde yapabileceği iki şey var. Birincisi, “Bu silahlar Türkiye’ye verilmesin” diye bir teklif hazırlar, bu teklife sponsor olur, bu teklifin aynısına sponsor olacak bir de Temsilciler Meclisi üyesi bulur ve 15 gün içerisinde Kongre’nin iki tarafından da basit çoğunlukla bir yasa çıkar. Bu yasayı Başkan imzalarsa Türkiye’ye silah satışı durur. Yok, Başkan veto ederse, bu sefer yasanın çıkması için Kongre’nin iki kanadından da üçte ikilik çoğunluk gerekir. Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine onay vermesi durumunda Kongre’de bu üçte iki çoğunluğu bulmak zaten mümkün olmaz. Çünkü şimdiden Türkiye’ye silah satışının karşısında olan birçok Temsilciler Meclisi üyesi ve senatör, Türkiye’nin İsveç’i onaylaması durumunda F16’ların Türkiye’ye satışına destek vereceklerini söylediler bile.

Gelelim Menendez’in elindeki ikinci koza. Menendez’in önüne resmi bildiri geldikten sonra Menendez bu bildiriyi sümenaltı eder. Kanunen sümenaltı etme sürecinin hiçbir bağlayıcılığı yoktur. 15 günlük süre dolduktan sonra Başkan satışı yapabilir. İsveç meselesinin hallolması durumunda Biden, Menendez’in bu tavrını görmezden gelir ve satışı gerçekleştirir.

Uluslararası ilişkiler çıkar meselesidir. Türkiye, İsveç’e onay verip elindeki kozu bırakacaksa, karşılığında kalıcı bir kazanım elde etmelidir. Bu kazanımda bugün görüldüğü kadarıyla İsveç’ten beklenen talepler değil, F16’lar olabilir.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’a az kala 17 Aralık 2024
Suriye 10 Aralık 2024
Malumun ilamı 19 Kasım 2024
Akılda kalan sorular 12 Kasım 2024
Ruhsuz seçim 24 Ekim 2024
Değişen dünya 15 Ekim 2024