İstikrarsızlıkta ekonomik metabolik sendromlar kaçınılmazdır
Metabolik sendromla (MetS)* ekonomi nasıl aynı fotoğraf karesini paylaşır diye hiç düşündünüz mü? MetS; genetik yatkınlık, obezite, insülin direnci, erken yaşlanma, aşırı ya da dengesiz beslenme, fiziksel inaktivite etkileriyle gelişen kardiyovasküler risktir. Küresel krizdeyse Ağustos 2007 – Haziran 2013 süresince geçen 70 ay, yazına düşülmüş MetS’e bir “sistemik risk” tir. Sadece türev ürünlerin sentetik üretimleriyle kalmayıp, Lehman Brothers’ın batışıyla şekillenen “batamayacak kadar büyük” olgusu, küresel ekonomide zincirleme reaksiyonları tetikler ve sistemik riskleri resmeder. Küresel ekonomi için çok boyutlu istikrarsızlığa dönüşür. MetS sürecinde insan bedeni çok boyutlu yaşamsal riskleri kurgular. MetS vücudu; şişmanlığa, glikoza arsız hormon sistemine, tutarsız beslenmeye, sedanter (hareketsiz) yaşama kilitler. Küresel ekonomi için ise 5 farklı istikrarsızlaşma boyutunda ekonomik metabolik sendromu yaşanmaktadır. İlk istikrarsızlık fiyat istikrarını vurur. Yıllık enerji dış alımları 55milyar dolar olabilmiş Türkiye, G8 toplantısında Suriye’nin görüşülmesinin bile 105 dolara tırmandırdığı Brent petrol fiyatıyla enflasyon mücadelesinde diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışır. İkinci istikrarsızlık konusu mali istikrarsızlıktır. Bu kantitatif ölçütler, buzdağının görünen yüzüdür. Suda görünmeyen diğer yüzüyse, kalitatiftir. Küreselleşmeyle bütünleşmişlerle içe kapalıları, bütçe dış borç gölge bankacılık sorunu yaşamışlarla yaşamamışları, mevzuatı perakende bankacılığa ya da türev enstrümanlara, denetimsizlerle denetimlileri bir çırpıda ayrıştırır. Ekonomik sisteminin gevşeyen vidalarını sıkamadıkça bozuk sesler peşimize düşer. Kalitatif istikrarsız, üç yönetsel kilidini açmalıdır: 5 istikrarsızlığın geri kalan bu üçünün anahtarı; davranışsal istikrar, eşgüdümsel istikrar ve siyasal istikrardır.
Tahvil alımlarında miktar azaltarak çıkışın senaryolarını krizin bu evresinde, hele hele ABD ekonomisinde sağlıklı iyileşmeler elde edilmeksizin uygulamayı planlamak bile; küresel ekonominin kan şekerini bir aşağı çekip bir yukarı itmeye, insülin direnci oluşturmaya ve orta vadede “metabolik sendrom” yetiyor. İçerdeyse, gezi parkı olaylarıyla artan siyasi tansiyonumuz, bu kez ulusal ekonomi de MetS sürecini orta ve uzun vade için kurguluyor.
Öyleyse ne yapmalı? Proaktif olmalı. Küresel ekonomiye olduğu kadar, ulusal ekonomimize de kazandırdıklarımız ve kaybettirdiklerimiz tartılmalı, hepimizin aynı gemide küresel sistemik kriz yükünü taşıyor olduğu unutulmamalıdır. Mayıs faiz dışı fazla aylık %15, mart işsizlik yıllık %10.1 ve kısa vadeli dış borç 5 aylık %21.2 artışıyla; artık iyimserliği işlemekte yetersiz kalıyor. Önce kalitatif istikrarsızlık ardından kantitatifler istikrarsızlıklar geldiğinde; orta vadede, bizim için ekonomik metabolik sendroma girmiş olmak da kaçınılmaz olabilecektir.
Kaynak:
http://www.sbgoztepe.gov.tr/sempozyumson/Metabolik_Sendrom_Nedir_Neden_Artmaktadir.pdf