İstikrar hedefinden uzaklaşıyoruz!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Ülkemizdeki Siyasi İradenin ekonomik hedefleri ile kademeli olarak olumsuzlaşan küresel koşullar arasındaki uyumsuzluk, fiyat istikrarı konusunda olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor. Genişleyen dış ticaret açığı nedeniyle büyüyen dış finansman ihtiyacının makul maliyetler ile karşılanabilmesi olasılığı azalırken, maliyet kökenli enflasyon baskılarının yüksek düzeyini koruyacağı endişesi güçleniyor. Bu tablo, para otoritesini de yıpratacak gibi görünüyor.

Bu yazı hazırlandığı sırada Merkez Bankamızın Para Piyasaları Kurulu toplanmak üzere idi; bu nedenle alınan kararları ve yapılan değerlendirmeleri bilmeden düşüncelerimizi aktarmaya çalışacağız. Piyasalar, para otoritesinin faiz tercihlerinde herhangi bir değişikliği gitmeyeceğini varsayıyor. İçinde bulunduğumuz koşullarda bu yaklaşımı bile bir çeşit direnme olarak görmek durumunda kalıyorlar! Küresel koşullar ile siyasi öncelikler arasındaki uyumsuzluğun, tüm mali kesim tarafından yoğun bir şekilde hissedildiği ve gelişmelerin endişe ile izlendiği gözleniyor.

Kaynak sıkıntısı ciddileşiyor

Son üç aydır dış ticaret açığının belirgin bir şekilde yükseldiği dikkat çekiyor. Olumsuzlaşan küresel koşullarında katkısı ile kaynak sıkıntısının ciddileştiği, döviz kurları ile faizleri yükseliş yönünde baskıladığı hissediliyor.

Siyasi İrade ise faizleri geriletmenin ve kredi hacminde daha fazla artış yaratmanın sınırlarını zorluyor. Para otoritesi ve mali kesim, bu durumun yaratabileceği sıkıntıları biliyor; beklentilerin bozulmasına katkı yapmamak adına sakin kalmaya çalışarak susuyor.

Bu hafta başında açıklanan Şubat ayı enflasyon rakamları beklenenden daha yüksek çıktı; çekirdek enflasyon alarm vermeye devam ediyor. Asıl önemlisi, yılsonuna ilişkin enflasyon beklentileri hedefe yaklaşmıyor, fiyatlama davranışlarındaki bozulma düzelmiyor. Bu durum karşısında para otoritesinin bir şeyler yapması, ilgili diğer kurumları ve Siyasi İradeyi yardımcı olmaya davet etmesi gerekiyor. Sözel müdahaleler ve ince ayar yaklaşımlar yeterli olamıyor. Küresel koşulların olumsuzlaşmasına hazır olamadığımız için ciddi sıkıntılara katlanmak durumunda kalınması olasılığı güçleniyor.

Para otoritesi etkisizleşiyor

Kredi hacmindeki artış oranı, bir önceki yıl genelinde olduğu gibi para politikasından bağımsız olarak seyretmeye devam edecek ve kaynak sıkıntısı büyümeyi sürdürecek gibi görünüyor. Gevşeklikte aşırılık sınırlarını zorlayan maliye politikası, Siyasi İrade ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bu olumsuzluğu destekleyen yaklaşımları fiyat istikrarı hedefinden uzaklaşılmasına yardımcı oluyor. Para otoritesi etkisizleşiyor; kaynak sıkıntısının büyümesi ve ciddi yan tesirler üretmesi olasılığını azaltamıyor, uzlaşmaz görüntü vermek istemediği için özerkliğin hakkını verecek şekilde elindeki araç setini kullanamıyor!

2011 yılında yine benzer bir süreç yaşanmıştı. Dış açığın genişlemesini ve olası kaynak sıkıntısının büyümesini önlemek için para politikasında önemli değişiklikler yapılmıştı. Bu süreçte Siyasi İradenin tehlikeyi kabullenerek büyüme hedefini kısması ile diğer kurumların destekleri sonuç alınmasına yardımcı olmuştu. Kredi hacmindeki artışı sınırlamak için zorunlu karşılık oranları belirgin bir şekilde yükseltilmiş, kredi kart kullanımına sınırlamalar getirilmiş ve rezerv kaybını telafi etmek adına farklı uygulamalar devreye sokulmuştu. Mevcut koşullarda bunların hiçbiri yapılamıyor; para otoritesi gerekli destekleri alamıyor ve enflasyon hedeflerine yaklaşılamadığı için kırılganlık algısı güçlenmeye devam ediyor.

Küresel koşullardaki değişim ile uyumsuzluk sergileyen tercihler, muhtemelen dış açığın ve kredi hacminin genişlemesine sebep olacak. Kaynak sıkıntısı artacak. Bankacılık sisteminin bilançosu büyürken, para otoritesinin fonlamasına olan bağımlılık yükseliş eğilimini koruyacak. Beklentilerin bozulmasını önlemek zorlaştıkça, sistemi oluşturan kurumsal yapının bilançoları yıpranacak; ülkemizin risk primi arttıkça, fiyat istikrarı hedefine yaklaşmak ve iyimser senaryolar üretebilmek nerede ise olanaksızlaşacak!

Eğer bunların yaşanması istenmiyor ise, Siyasi İradenin ekonomik önceliklerini ve siyasi hesaplarını değiştirmesi, para otoritesine yardımcı olmaya çalışması gerekecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar