İstihdam verisi, ters köşe yaptırırken yeni bir altına hücum dalgası mı geliyor?

Nazlı SARP
Nazlı SARP [email protected]

 

Fed’in uzunca bir süredir yürüttüğü sıkı para politikası bazı merkez bankası te­rimlerini de hayatımıza sokmuş oldu. Bun­lardan biri şu an ülkemiz TCMB’sinin son PPK’sından da rahatlıkla çıkabilecek “hi­gher for longer” (daha uzun süre daha yük­sek) politika faizi anlamına gelen sıkı du­ruşun devamı; bir diğeriyse “soft landing” denilen ve maalesef OVP’de aksine bir dizi önlem alınmadığı takdirde ülkemiz için ge­çerli olmayacak yumuşak iniş, yani enflas­yonu resesyonsuz düşürme olarak anılabilir.

JH’da Fed başkanı Powell’dan faiz indi­rimlerinin zamanı geldi mesajıyla artık ey­lül ayında Fed’in bir faiz indirim döngüsü­nü başlatacağını kesin olarak biliyoruz. Di­ğer taraftan Powell’ın bu kadar güvercin bir tonda olmasını beklemediğim gibi en azından her zaman olduğu gibi onun önün­de giden piyasayı bir miktar frenleyici bir tutum sergilemesini beklerdim.

Meğerse Fed’in bir an önce gevşemeye ihtiyacı varmış (en az 818k fazladan istihdam yaratacak kadar)

Powell, JH’da konuşma yapmadan ön­ce çarşamba günü, Çalışma Bakanlığı aylık bordro rakamlarının mart ayında sona eren 12 ayda iş büyümesini yaklaşık 818.000 faz­la gösterdiğini açıkladı. Bu, işverenlerin o dö­nemde ayda yaklaşık 174.000 iş eklediğini, bunun daha önce bildirilen yaklaşık 242.000 iş hızından daha düşük olduğunu gösteriyor. Üstelik dahası da var; istatistik bürosunun bu veriyi yarım saat geç açıkladığı halde üç önemli Wall Street kurumuyla önceden pay­laşmasında da bir beis görülmemiş olacak ki piyasalar, neredeyse bu durumu hiç umursa­mamayı tercih etti. Küçük bir araştırma yap­tığımdaysa aslında bu büronun bu yıl şubat ve mayıs aylarında da benzer (zamanlama ve dışarıya bilgi sızdırılması) hareketler anla­mında garip bir alışkanlığı olduğunu gördüm.

Seçimlere hummalı hazırlık sinyali

Her ne kadar ABD’de büyüme ve tüke­tim verileri fena gitmiyor olsa da istihdam­da yaratılan bu devasa düzeltme belki de Powell’ın gevşeme iştahını açıklıyor açık­lamasına da kasım seçimleri öncesinde ol­ması farklı şeyleri de düşündürtüyor.

Bir ters köşe de Japon Merkez Banka­sı’ndan geldi; 5 Ağustos’un ertesinde faiz artış döngüsünü sonlandırdığına yönelik açıklamanın tam tersine bu defa artış sin­yali vererek, üstüne üstlük küresel piya­salardaki dengesizliğe atıfta bulunmasını gerçekten tuhaf buldum.

Veriler sağlıklı değil, Fed’in ve BoJ’un muhteşem iletişimleri ve şeffaflıkları bir ile­ri bir geri mesajlarla aşınmış halde. O halde nereye bakarak öngörüde bulunacağız?

Elbette jeopolitik koşulların beslediği ye­ni jeoekonomik koşullara odaklanacağız. ABD’de kasım ayındaki seçim, Başkan Trump senaryosunda; düşük vergilerle daha da zor­lanan bütçe ve ticaret kısıtları nedeniyle bir küresel stagflasyon riskini fiyatlarken, de­mokrat bir başkan senaryosunda ise o kadar rijit olmasa da yine de bütçe sorunu, Çin tek­noloji kısıtları ve hafifçe parçalanan küresel­leşme/ yapılanan bölgeselleşmelerle çok da fazla öngörülebilir olacağa benzemiyor.

Dönüşüm, altına hücum dalgası yaratabilir

Küresel ekonomideki jeopolitik kaynaklı bu dönüşümün sağlamasını piyasalar açı­sından altının dolar endeksiyle ilişkisin­den (normalde ters korelasyonludur) çıka­rabiliriz. Küresel finans krizi sonrasındaki dönemde altındaki kırılımlara bakıldığın­da; Çin’in yükselişi, Rusya Ukrayna savaşı ve küreselleşmeden çıkış olarak farklı di­namiklerin devreye girdiği söylenebilir.

Örneğin son yıllarda ABD tahvillerinden çıkarak, altın alımı yapan Çin’in öncülü­ğünde Rusya, Hindistan, Kazakistan hat­ta ülkemiz gibi bazı merkez bankalarının önemli bir altın talebi yaratması, küresel­leşmeden çıkışın en belirgin hareketi olur­ken; altın, parasal ve mali dengesizliğin be­raberinde getirdiği enflasyon riskine karşı hala en güvenli koruma aracı.

ABD faizlerinin düşecek oluşu ise mü­kemmel bir altına hücum hareketi başlata­bilir ki bunun en bariz dayanağı da mevcut konjonktürde etkinliği sınırlı kalan ekono­mi teorileridir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar ve altın 29 Temmuz 2024