İstihdam vergisi
En başta söyleyeyim, istihdam vergisi diye bir vergi yok. Ancak istihdam vergisi gibi algılanan bir vergi var. Ücretlerden kesilen gelir vergisi stopajı. Bu algı kendiliğinden oluşmuş da değil. Vergi mevzuatı bu sonucu yaratmış. Nasıl olmuş, ne olmalı, ücretli bunu ister mi, bir bakalım.
Temel vergileme yöntemi stopaj
Öncelikle, birisi bütün gelirlerin vergilemesiyle, ikincisi ücretlerin vergilemesiyle ilgili olarak iki genelleme yapalım.
- Gelir vergisi beyana dayanana bir vergi. Gelir Vergisi Kanunu, kanunda aksine hüküm olmadıkça, bütün gelirlerin yıllık beyannamede toplanmasını ve beyanını öngörüyor. Ancak kanunda o kadar çok aksine hüküm var ki, temel vergileme sistemi stopaj yoluyla vergilemeye dönüşmüş. Gelir vergisi tahsilatının %90’dan fazlası stopaj yoluyla ödenen vergilerden oluşuyor.
- Ücretler esas olarak stopaj yoluyla nihai olarak vergilendiriliyor. Gelir İdaresi’nin internet sitesinde yer alan verilere göre, 2013 yılı için beyanname veren ücretli sayısı 6 bin 500 civarında. Bu veriye dayanarak ücret gelirlerinin temel vergileme sisteminin stopaj olduğunu söylemek mümkün.
Stopaj yoluyla nihai olarak vergileme vergi yönetimine ve vergi dairelerine bazı kolaylıklar sağlıyor. Gelir sahiplerinden ayrıca beyanname kabul etmek zorunda olmuyorlar. Sayıca daha az ve daha kurumsal işletmelerden vergiyi kaynakta topluyorlar. Gelir sahipleri de çoğu zaman gelirinin kendisine ödenirken vergilendirilmesini ve ayrıca yıllık beyanname istenmemesini tercih edebiliyorlar. Gelir sahipleri kayıtlı mükellef olmayı sevmiyor. Vergi alınsın ama mükellefiyet kaydı olmasın istiyor insanlar. Bir çok kişinin bu durumu açıklayacak bir hikayesi de vardır muhtemelen.
Çalışanın vergisi mi istihdam vergisi mi?
Ülkemizde iş akitleri genel olarak net ücret üzerinden yapılıyor. İşe alımlarda taraflar net ücret konuşuyorlar, net ücret üzerinden anlaşıyorlar. Vergi yukarıda özetlediğim gibi işveren tarafından ödeniyor. Bütün bu uygulamalar nedeniyle, ücretli vergi ödediğinin farkına varmıyor, işveren haklı olarak ödediği vergiyi kendisine ait istihdam vergisi gibi görüyor. Stopaj yoluyla nihai vergileme, anlaşılabilir gerekçelerle ücretli için tercih edilebiliyor. Ancak beyanname verilmemesi bazı hakları kısıtlayabiliyor veya ortadan kaldırabiliyor.
Ücretlerin beyanı
Tek işverenden alınan ücretler, tutarına bakılmaksızın beyan dışı. Alınan ücretin brüt tutarı üzerinden, gelir vergisi tarifesine göre %35’e varan oranda kesilen vergi nedeniyle, tek işverenden alınan ücretler tam olarak vergilendirilmiş oluyor. Beyannamede yapılabilecek indirimler stopaj hesaplamasında dikkate alınmadığından, aslında olması gerekenden de ağır bir vergileme var bu ücretlerde.
Birden fazla işeverenden alınan ücretlerde, ikinci işverenden alınan ücret belli bir tutarı (2016 yılı için 30.000 lira) geçmiyorsa, beyanname verilmiyor. İkinci işverenden alınan ücret bu tutarı geçerse, bütün ücret gelirlerinin toplanarak beyan edilmesi gerekiyor. Bu durumda beyanname üzerinde yapılabilecek indirimlerin yapılması mümkün.
Tasarıda ücretlerin vergilemesi
Önceki Hükümet döneminde TBMM’de görüşmeleri başlayan Gelir Vergisi Kanunu tasarısında, ücretlerin vergilemesinde bazı değişiklikler öngörülüyor. Tasarıya göre, birden fazla işverenden ücre alanların, birden sonraki işverenden alınan ücretleri toplamı 26.000 lirayı aşması durumunda beyanname verilmesi gerekiyor. Tasarıyla tek işverenden ücret alanların da ücret toplamının 94.000 lirayı aşması halinde beyanname vermesi öngörülüyor. Bu tutarlar Tasarının Meclis’e sevk edildiği 2013 yılı rakamları. 2016 vergi tarifesine göre bu tutarları sırasıyla 30.000 ve 110 bin lira olarak almak gerekiyor. Görüldüğü gibi tasarı, tek işverenden de alınsa, belli bir tutarı geçen ücretin beyan edilmesini öngörüyor. Birden fazla işerenden alınan ücretler açısından ise değişen bir durum yok.
Beyanname yapılan indirimler
Mevcut yasal düzenlemelere göre, başta şahıs sigorta primleri, eğitim/sağlık giderleri ve bağışlar olmak üzere bazı indirimlerin dikkate alınabilmesi beyanname verilmesi durumunda mümkün. Beyanname vermeyen ücretlilerin bu harcamalarının stopaj hesaplamasında dikkate alınması mümkün değil. Gelir Vergisi Kanunu tasarısında, şahıs sigorta primleri ve bağışların matrahtan indirimiyle ilgili düzenleme korunuyor. Dolayısıyla tek işverenden ücret alanların da bu olanaktan yararlanması mümkün hale geliyor. Eğitim ve sağlık harcamalarının matrahtan indirimine ise son veriliyor. Bunun yerine vergi indirimi getiriliyor. Tasarı yasalaşırsa, yapılan eğitim ve sağlık harcaması tutarının %15’i kadar bir tutar hesaplanacak vergiden mahsup edilecek. Ancak maddede yer alan bir hükme göre, mahsup sonucu iade çıkması durumunda bu iade yapılmayacak. Bu düzenlemenin anlamı, eğitim ve sağlık harcamalarıyla ilgili var olan olanak halen bu olanaktan yararlanan ücretliler için oldukça sınırlanıyor. Tek işverenden ücret alıp yapılacak düzeleme kapsamında beyanname vereceklere de yeni bir olanak getirmiyor.
Öte yandan, eğitim ve sağlık harcamalarının matrahtan indirimine son verilmesi ve vergi indirimi haline dönüştürülmesi, bu olanaktan yararlanan bütün gelir sahipleri için avantajı, harcama tutarının yaklaşık % 20’si kadar azaltıyor.
İhtiyari beyan tekrar gelmeli
Yıllardır vergiyi tabana yaymaya çalışıyoruz. Ancak bu konuda önemli bir mesafe de aldığımız söylenemez. Vergiyi tabana yaymak iki şekilde mümkün. Ya kayıt dışında kalanları kayda alacaksınız veya bazı gelir sahiplerini beyannameli mükellef haline getireceksiniz. Kira gelirini beyan edenlerin sayısında, alınan önlemler nedeniyle olmalı, önemli bir artış oldu ama gelinen noktada beyannameli mükellef sayısı halâ oldukça az.
Tasarıyla, tek işverenden yüksek ücret alanların beyanname kapsamına alınması nedeniyle, az da olsa yeni mükellef kaydı yapılabileceği görülüyor. Bu şekilde beyanname verecek ücretlilerin, varsa şahıs sigorta primlerini ve yapacakları bağışları vergi matrahından indirme olanağı nedeniyle yeni bir avantaj elde edecekleri görülüyor. Ancak ücretlilerin matrahtan indirim konusu yapabilecekleri harcama, ne sigorta primleri ne de bağışlar. Ücretliler için önemli olan eğitim ve sağlık harcamalarının matrahtan indirimi. Bu indirime de tasarıda olanak sağlanmıyor. Yukarıda belirttiğim gibi matrahtan indirim yerine son derece sınırlı vergi mahsubu düzenlemesi öngörülüyor.
Bu düzenleme hayata geçecek olursa, tek işverenden ücret alıp beyanname verecek olanların beyannamelerinde iade edilecek vergi çıkacak ama düzenleme iade edilmez dediği için iade yapılmayacak. Bu sonuç, yapılan düzenlemeyi anlamsız hale getiriyor. Beyanname sadece bir raporlama işlemine dönüşüyor.
Bence yapılması gereken;
- Sağlık ve eğitim harcamalarının beyan edilen gelirden indirilmesi uygulaması devam ettirilmeli,
- Belli bir tutarı geçen ücretlerin beyanı tasarıda olduğu gibi korunsa da sınırı geçmeyen ücretlerin beyanı konusunda ücretlilere seçimlik bir hak tanınmalıdır. İhtiyari beyan mevzuata tekrar girmelidir.