İşte son dönemin en kârlı yatırımı...
Son 10 yılda pek çok şey değişti...
Tahminlere sığmayan bir dönem yaşıyoruz...
Bir geçiş dönemi...
Bir Çin bedduası "Umarım bir geçiş döneminde yaşarsın" diyor...
Kolay bir dönemden geçmediğimiz kesin...
Makro düzeyden sektörel alana...
Dünyayı şekillendiren konularda değişim ve eğilimler belirginleşiyor...
Görünen o ki, bir yandan ekonomik güç Batı'dan Doğu'ya kayıyor...
Öte yandan bilişim teknolojileri dünya ekonomisinde dengeleri altüst ediyor...
Her alanda piyasaya yeni oyuncular çıkıyor...
***
Bir gerçek daha var...
Son dönemde yıldızı parlayan her şey "yeni ekonomi" kaynaklı değil...
"Eski ekonomi"nin belkemiği tarım yeniden gözde hale geldi...
Gıda fiyatlarında kriz boyutunda yüklelişler, medeniyetin temeline, o eski bildik sahnelere sıkı bir dönüş yapılmasına zemin hazırladı...
Tarım ve hayvancılıkta modern işletmeler pıtrak gibi artıyor...
Türkiye'de de öyle...
Bugün ülkemizde 50 baş ve üzeri hayvana sahip 24 bin işletme var...
Bu 10 yıl öncesinin neredeyse 6 katı...
***
Son dönemin üzerinde en çok sohbet edilen konularından biri hayvancılık yatırımları...
Kendimizden biliyorum...
DÜNYA'da biz ne zaman hayvancılıkla ilgili bir manşet yapsak, o gün DÜNYA Online tıklama rekorları kırar...
Afyon Dinarlı bir yetiştiricinin 34 bin liraya sattığı 40 lotluk keçi sertifikalarının ev hanımlarının ‘altın günü' benzeri toplantılarına konu olduğu düşünülürse buna şaşırmamak lazım...
Merak ettiyseniz hemen söyleyeyim...
Girişimcilikte sınır tanımayan bu yetiştirici, kendisinden bir sertifika karşılığı satın aldığınız küpe numaralı keçilerinize sadece sizin için bakmakla kalmıyor, ücret karşılığı sütünü sağıp sizin için satabiliyor da...
***
Çok çeşitli sektörlerden okurlarımızın da ilgi duyduğu konuya biraz daha yakından bakabilmek için yazarımız Rüştü Bozkurt ile birlikte kalktık bu alanın Türkiye'deki en büyüğüne gittik: Saray Çiftliği'ne...
Ama gelin bu konuya geçmeden önce Saray Çiftliği'nin de sahibi Kurmel Grubu'na ilişkin bilgilerimizi tazeleyelim...
Adana Aladağ'daki krom işletmelerinden geçen hafta bu köşede bahsetmiştik...
Akmetal, konsantrede dünyada en büyük krom madeni işletmelerinden biri...
Grubun diğer bir madencilik şirketi Gümüştaş'tan da bahsetmiştik...
Niğde ve Gümüşhane'de altın, gümüş, çinko ve kurşun madeni çıkarıp, cevheri zenginleştiriyor...
***
Madencilikten turizme çeşitli alanlarda faaliyet gösteriyor Kurmel Grubu...
Grupta 3 binden fazla insan çalışıyor...
En tanınan şirketi Saray Halı...
40 yıl önce kuruldu...
1972'de, Kayseri Develi'de...
Türkiye'nin en büyük makine halısı üreticisi...
6 gün 3 vardiyadan 600 kişi çalışıyor...
Sektöründe ilk ISO 9000 belgesi onun...
Belgelenmiş binden fazla tasarımı ve faydalı modeli var...
Üretiminin yüzde 35'inden fazlasını 5 kıtada 50'ye yakın ülkeye ihraç ediyor...
***
Saray Çiftliği, Kurmel Grubu içinde görece daha yeni bir şirket...
1998'de kuruldu...
Ancak rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Türkiye'nin en büyük tarım ve hayvancılık şirketi...
Hani, Türkiye'de her tesis biraz ‘entegre'dir ya...
Bu gerçekten öyle...
Yem de üretiyor...
Et de, süt de...
Örneğin Develi'deki tesis...
20 bin dönümün üzerindeki arazisinde yemini yetiştirdiği binlerce ineğin 108'ini aynı anda sağıp, süt, yoğurt ve peynire dönüştürüyor...
Adını çiftlik koymuşlar ama...
Aslına bakarsanız fabrika...
***
Gıdada tohumdan sofraya izlenebilirlik önemli...
Bu yaklaşım henüz moda olmadan Saray Çiftliği her şeyi kendi içinde yapıp üretmek üzerine kurgulanmış...
Hayvanların kalacağı barınakların yapımı için demir atölyesi bile var...
Atölyenin başında da genç bir hanım mühendis...
Pınar Çopur, 10 yıldır makine mühendisi olarak Saray Çiftliği'nde görev yapıyor...
Ahır deyip geçmeyin...
Bir çatı altındaki hayvanların her birinin yemine güneş düşecek şekilde dizayn etmek gibi incelikleri bilmiyorsanız, modern hayvancılık da yapamazsınız...
***
Atölyeden sonra süt işletmesinin yolunu tuttuk...
Yolda bütün bu faaliyetin asli unsuru olan ‘dostlarımızı' da ziyaret ettik...
Saray Çiftliği'nde ‘dostumuz' çok...
Bilgileri Saray Halı ve Saray Çiftliği'nin Genel Koordinatörü Nadir Yürüktümen veriyor:
"Türkiye'de öncü ve lideriz...
Toplamda 36 bin hayvanla dönüyoruz...
Tarımsal üretimin daha akılcı yapılması için tüm imkanlarımızı seferber ettik...
Tabii, daha karlı ve zevkli de...
Çünkü hedefimiz dünyada tanınır bir marka olmak...
***
Necati Kurmel hayata çiftçi olarak atılmış...
80 yaşına merdiven dayamışken işine ilgisi dikkat çekiyor. Yemin nasıl korunduğu ile de...
Hayvanların gübresinden hazırlanan kompostun yonca ekilecek tarlaya uygun oranda atılıp atılmadığıyla da yakından ilgili...
"Sevmezseniz yapamazsınız" diyor, "İşin sırrı önce işini sevmekte... ‘Türk tarımı ve hayvancılığına örnek olalım' diyerek yola çıktık. Gönül ve maddi gücümüzü birleştirerek bu yatırımları yaptık. Başarılı olmasına büyük önem veriyoruz. Çünkü bu işletmelerin başarılı olması sadece bizim için önemli değil. Bunları gören ve bilgi sahibi olan yetiştirici ve girişimci modern hayvancılığa ve bilimsel ziraata yönelecek. Böylece, bugün dünyada yeniden önem kazanan hayvancılık sektörü ülkemizde hızla gelişecek..."
***
"Kendi kendimize başarılı olmak bizim için hiç bir şey ifade etmez" diye yeniliyor Kurmel, "Bu yatırımların bölge ve ulusal düzeyde yaygınlaştırılması en büyük hayalimiz. Sürekli saman yiyen hayvan farklıdır, biraz arpa yiyen daha farklı. İçinde yüzde 18 protein bulunan yonca yiyen daha da farklı. İnsanımızın da proteine ihtiyacı var. Ete ve süte
ihtiyacı var..."
Kurmel, bölge yatırımcılarına ve çiftçilere eğitim ve proje desteği veriyor...
"Kendini sürekli yenilemek önemli" diyor. Üretimde verimlilik ve kaliteyi yükseltmeye yönelik çalışmalar yapıyor...
Örneğin Saray Çiftliği'nin kurulduğu yıl Develi'de günde 14 ton süt üretiliyormuş...
Bugün 160 ton...
Tabii buna, günde 45 ton süt üreten Saray dahil değil...
Kilosu 80 kuruştan hesap yapıyoruz...
Günde 100 bin dolar geliyor sütten Develi'ye...
Zenginlik üretimi bu olsa gerek!
***
Saray Çiftliği'nin İzmir'deki narenciye çiftliği hariç Develi ve Adana'daki tüm tesislerini ziyaret ettik. Yem fabrikaları, besi işletmeleri, bitkisel üretim arazileri, damızlık süt sığırcılığı işletmesi, kesimhane ve et ileri işlem tesisi, süt işleme tesisi...
Entegrasyonun ve izlenebilirliğin tüm halkalarını...
***
Süt işletmesinde işletme şefi Huriye Teber tarafından karşılandık...
Teber, gıda mühendisi...
Bizi ameliyathaneye giren doktorlar gibi giydirdi...
Önce hepimizi dezenfekte turnikesinden geçirdi sonra da bu titizliğin nedenini anlatmaya başladı: "Günde 30-35 ton çiğ süt işliyoruz...
Sadece yerler, duvarlar değil...
İşletmenin havasının da temiz olması gerekiyor..."
Hassaslığın nedeni bakteriler...
Sütte çok çabuk ürüyorlar...
Bir kıl düşse yandınız...
Bakteri sayısı 4 saatte 4-5 milyona çıkıyor...
Peki ya Saray Çiftliği'nin sütünde? "Türkiye'deki en düşük oran...
Mililitrede 20-30 bin civarında..."
"Bunu herkes söyleyemez" diyor Necati Kurmel gururla, "Bir de Muharrem Yılmaz söyler..."
***
Et işletmesinde ise bizi Gülsüm Batman karşıladı...
O da gıda mühendisi...
İşletmenin Kalite Güvence Şefi...
Birazdan aramıza bir başka gıda mühendisi Çiğdem Uzunoğlu katılıyor...
Parçalama Ünitesi Sorumlusu...
Develili Batman ve Kayserili Uzunoğlu mesai arkadaşları ile birlikte hani o hikaye diye anlatılanı gerçeğe dönüştürmüş: Fabrikanın bir ucundan giren büyük ve küçük başlar, sucuk ve pastırma
olarak çıkıyor...
Ve onlar başarı hikayesinde çıtayı da yükseltmişler: Yediğiniz sucuğun etinin, yağının, barsağının size hangi hayvandan geldiğini söyleyebiliyorlar...
***
Saray Çiftliği'nin kendi markası dışında pek çok müşterileri var: Carrefour, Ankara Çağdaş, A101'ler...
Şimdi ‘burger' üretme denemeleri yapıyorlar...
Verdikleri bilgiye göre, bir hayvanın hattan çıkışı 1 buçuk dakika...
Bu süreye her kesimde bıcağın dezenfekte edilmesi dahil...
Saray Çiftliği Tarım ve Hayvancılık Genel Müdürü Hüseyin Teber, "Bu hacim ve özelliklede sahip tesis bizden başka sadece ABD Nevada'da ve Suudi Arabistan'da var" diyor...
***
Develi Ovası...
Namı diğer Sultan Sazlığı...
Ucsuz bucaksız görünen topraklarında yol alırken Necati Kurmel ile de konuşuyoruz konuyu...
Etrafımız göz alabildiğine mısır ekilmiş...
Kesilip slaj haline getirilecek...
"Yemini kendin üretmiyorsan hayvancılık yapmanız çok zor" diyor Kurmel, "Biz üretmemize rağmen yine de maliyetleri karşılamakta zorlanıyoruz"...
***
Hükümet hayvan alımını teşvik ediyor...
Ama yemi etmiyor...
Oysa hayvancılığın temelinde yem var...
Başkasına bağımlı olmak her zaman kötü...
Ama özellikle de piyasaların altüst olduğu fırtınalı dönemlerde...
Artık hepimiz biliyoruz...
Sıfır faizli hayvancılık kredilerinin cazibesine kapılıp bu işe giren çok oldu..
Hesapsız kitapsız, fizibilitesiz...
İşi bilip bilmeden...
Farklı amaçlarla hayvancılık kredisine girenler de cabası...
Yüksek miktarda kredi almak için 20 ayrı şirket kurup, her şirket için 7.5 milyon alıp müteahhitliğe soyunanlar var...
Hesap, faizsiz krediyle konut yapıp satmak...
Parasıyla krediyi geri ödemek...
Ama eninde sonunda hayvancılık da yapmak durumundalar...
Oysa ne hayvanları var ne de otları...
Nasıl bakılacağını da bilmiyorlar...
Çoğu batırdı projeleri...
Üstelik bu süreç hayvan sayısının azaldığı bir dönemde başladı...
Kimi verilere göre Türkiye'de 2 milyon inek var...
Yani hayvan arzı az, talebi çok...
Yatırıma koşanlar hayvan almak için sıraya girince, kilosu 8-9 lira olan fiyatı 17 liraya kadar çıkarmışlar. Sonuç, hayvancılık yatırımlarında toplu felaket...
***
Hala devam eden süreç adeta "Mükemmel Fırtına" filmi gibi...
Her türlü sıkıntı bir araya gelmiş...
Sizler de tanığısınız...
DÜNYA'nın tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım sık sık kaleme alıyor: Hükümetin verdiği sıfır faizli kredi ile bilen bilmeyen hayvancılık işine girdi...
Binlerce yeni işletme kuruldu...
Bugün 50 baş ve üzeri hayvana sahip işletme sayısı 24 bin...
On yıl öncesinin neredeyse 6 katı...
İthalatla birlikte hayvan sayısı hızla arttı...
Ama yem üretimi artmadı...
Yüksek taleple birlikte yem fiyatları roket hızıyla fırladı...
Sürece kuraklık da eklenince, artış oranları yüzde 300-400'leri buldu...
Türkiye'de hayvancılığa ivme kazandırmak için atılan adımlar kabusa dönüştü...
***
"Hükümet iyi işler yaptı. O çabayı görüyoruz" diyor Necati Kurmel, "Tedbirler de düşünülüyor. Ama çoğumuz Aşık Veysel'in dediği gibi, ‘Uzun ince bir yolda gidiyoruz.' Ama nereye gittiğimizi daha fazla bilmemiz gerek!"
Geçen haftaki yazıyı Kurmel'in bir sorusuyla bitirmiştik: "Şu sıralarda en kârlı yatırım hangisi?"
Gelelim sorunun yanıtına...
Aslında yanıt, biraz önce değindiğimiz sıkıntıyla doğrudan bağlantılı...
Rakamlar ortada: Geçen yıl kilosu 10 kuruş olan saman bu yıl 50 kuruş...
20 kuruş olan yonca 60 kuruş...
***
"Yem fiyatları öyle bir hale geldi ki" diyor Kurmel, "Çiftçi yetiştirdiği buğdayla ilgilenmiyor. Elinde ne kadar sap kaldığını hesap ediyor. Geçen sene 10 kuruştan aldığımız, protein değeri yüzde 1'i zor bulan samanın en ucuzu bu sene 40 kuruş. O da bulabilirsen. Giderek pahalılanıyor. Kars'ın çok güzel otu vardır. Çayır otunda aşağı yukarı yüzde 8-9 protein olur. Geçen sene para etmiyordu. Bu sene kilosu 45 kuruş..."
***
İMKB-30 Endeksi...
İstanbul Borsası'nında işlem gören en güçlü 30 şirketin hisse senetlerini bir araya getiriyor...
Geçen yıl temmuz sonunda 75.614 puandaydı...
Bu yıl 78.398 puana yükseldi...
Dünyanın en iyi performans gösteren İMKB'nin en güçlü şirketlerine yatırım yaptıysanız kazancınız yüzde 3.68...
Aradaki riskleri hiç saymıyorum...
Son yılların yatırım yıldızı altına bakalım...
Geçen temmuzda onsu 1631 dolardı...
Bu temmuz sonunda 1625 dolara geriledi...
Yüzde 0.37 değer kaybetti...
Aynı dönemde Brent petrol 117.4 dolardan 94.17 dolara indi...
Yani yüzde 19.79 değer kaybetti...
Brent'te zarar çok derseniz, Teksas petrolüne bakın...
Varili 95.70 dolardı, bu sene 90.13 dolar...
Gerileme biraz daha az ama o da yüzde 5.83 değer kaybetti...
Mevduat derseniz...
Eh, enflasyon karşısında paranızın değerini koruduysanız şanslısınız...
Şimdi tekrar soralım: Kriz, durgunluk filan dinlemeyen, son dönemin en kârlı yatırımı nedir? Artık yanıtı hepimiz biliyoruz: Geçen yıla göre yüzde 300, yüzde 400 değer kazanan ot, sap, saman...
Boşuna dememişler "yonca insana uğur getirir" diye...
ADI ÇİFTLİK, ASLI FABRİKA
Develi'deki Saray Çiftliği tesisleri 20 bin dönümün üzerindeki arazisinde yemini yetiştirdiği binlerce ineğin 108'ini aynı anda sağıp, süt, yoğurt ve peynire dönüştürüyor. Adını çiftlik koymuşlar ama aslına bakarsanız fabrika...