İşte sanayi üretimi ve işte durgunluğun ayak sesleri
Sanayi üretiminin ağustos ayında uzun Kurban Bayramı tatili dolayısıyla düşük gerçekleştiği zaten tahmin ediliyordu ve nitekim TÜİK’in dün açıkladığı veriler bu tahminler doğrultusunda geldi.
Ancak sanayi üretiminde üç oran açıklanıyor ve bu oranların ne anlam ifade ettiği ve hangisini esas almak gerektiği konusunda kafa karışıklığı yaşanıyor.
Çünkü ağustos ayı için söylersek bu üç orandan biri sanayi üretiminde artışa işaret ederken, bir diğerinde çift haneli bir üretim gerilemesi görüyoruz.
Sanayi üretim endeksinin biri ham endeks de denilen, herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış endeks. Hep aynı örneği veriyoruz ya, “gözle görülür, elle tutulur, sayılabilir” kaç ürün üretmişiz, örneğin kaç buzdolabı, kaç otomobil üretmişiz, bu endeks bunu gösteriyor.
İşte bu endekse göre ağustos ayındaki üretim geçen yılın aynı ayından yüzde 11.1, bu yılın temmuz ayından yüzde 16.6 daha az. Bu endekse göre üretim tökezlememiş, adeta kapaklanmış!
Takvim etkisinden arındırınca...
Yıllık değişimde kullanılan bir diğer endeks, takvim etkisinden arındırma işlemiyle oluşturuluyor. Yani işgünü sayıları aynı olsaydı varsayımıyla hareket ediliyor. Bu endekse göre ağustos ayındaki üretim geçen yılın ağustosuna göre yüzde 1.7 gibi düşük bir oranda da olsa artış göstermiş.
Ancak takvim etkisinden arındırılmış endekse göre ağustostaki üretim, temmuz ayının yüzde 3.8 oranında altında kalmış.
Bir diğer endeks de takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış duruma göre hesaplanıyor. Bu şekilde oluşturulan endekse göre ağustos ayındaki üretim geçen yılın yüzde 1.3 üstünde, temmuz ayının ise yüzde 1.1 altında bulunuyor.
Hangisini kullanmalı?
Sanayideki genel gidişatla ilgili fikir veren iki endeks var. Bunlardan biri arındırma işlemine konu olmamış ham endeks, diğeri ise takvim etkisinden arındırılmış endeks.
Bu endekslerdeki yıllık değişimi aktardık. Ağustostaki sanayi üretimi arındırılmamış endekse göre geçen yılın yüzde 11.1 altında, takvim etkisinden arındırılmış endekse göre ise geçen yıldan yüzde 1.7 daha fazla üretim yapıldı.
Takvim etkisinden arındırmanın anlamı çok kısaca şu: “Geçen yılın aynı ayındaki kadar çalışılsaydı...”
Ama takvim elvermemiş, örneğin bu yıl uzun bir tatil yaşanmış ve geçen yıl ağustosta 100 birim üretim yapılırken bu yıl yüzde 11 eksiğiyle 89 birim üretimde kalınmış.
Yalın gerçek budur. Milli gelir hesaplamalarında kullanılacak olan, piyasaya sanayi üretimi arzına temel oluşturan bu sayıdır; üretim adedi 89’dur.
Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre bulunan değişim de tabii ki yanlış değildir. Bu endeks de sanayinin “aynı işgünü çalışılabilseydi ne üretebileceğini” ortaya koyan bir göstergedir. Sanayinin gerçek potansiyelindeki değişimi görebilmek bu endeksle daha mümkündür.
Dönemlere göre durum nasıl?
Hangi endekse bakarsak bakalım sanayi üretiminde belirgin bir yavaşlama var.
Yılın ilk iki çeyreği ile üçüncü çeyreğin ilk iki ayını geçen yılla kıyasladık.
Takvim etkisinden arındırılmış endekste geçen yıla göre ilk çeyrekte yüzde 9.9, ikinci çeyrekte yüzde 5.2, temmuz ve ağustos ayları toplamında yüzde 3.7 artış var.
Herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış ham endekste, yani gerçek üretim düzeyini gösteren endekste de ilk iki çeyrek takvim etkisinden arındırılmış endeksle hemen hemen aynı değişimi gösteriyor. Ham endekste ilk çeyrekte yüzde 9.9, ikinci çeyrekte yüzde 5 artış gerçekleşmiş durumda. Ama bu endekste temmuz ve ağustos ayları toplamında durum değişiyor ve bu iki aydaki üretimin geçen yılın yüzde 1.6 oranında altında kaldığı gözleniyor. Bu oran tabii ki tümüyle ağustostaki yüzde 11.1’lik düşüşten kaynaklanıyor.
Bir kez daha vurgulayalım; ağustostaki bu üretim düşüşü takvim etkisinden kaynaklanmış durumda ama milli gelir hesabında bu “sayılabilir, ölçülebilir, görülebilir” üretim dikkate alınacak.
Eylül ayındaki sanayi üretimi, üçüncü çeyreğin ilk iki ayında ortaya çıkan yüzde 1.6’lık gerilemeyi pozitife çevirmeye yetecek düzeyde olmadığı takdirde GSYH’deki sanayi sektöründe üçüncü çeyrekte negatif bir oran görme olasılığımız artacak.
Kim bilir belki de dördüncü çeyrekte beklenen GSYH küçülmesi üçüncü çeyrekte karşımıza çıkacak.