İşte Oprah: Türkiye’ye gelen 1.5 milyar dolarlık multimedya yıldızının portresi
Amerika'da "Multimedya imparatoriçesi" olarak efsane haline gelen Oprah Gail Winfrey, bir kuyruklu yıldız gibi Türkiye'den geçti.
Bu güncel vesileden yararlanarak biz, hem de Afrika kökenli bir "siyahi" olmasına rağmen Amerikan rüyasının günümüzdeki en parlak simgelerinden biri olmayı başaran ve nihayet Obama'nın başkan seçilmesinde belirleyici rol oynayan olağanüstü bir medya yıldızını çeşitli özellikleriyle yansıtmak istiyoruz...
Ama madem ki ekonomi gazetesinde yazıyoruz, önce servetinden başlayalım: Tam bir bucuk milyar dolar! Medya yıldızı kimliğiyle böylesine göz kamaştırıcı servete sahip olan 55 yaşındaki Oprah, yanında çalıştırdığı 250 kişi ve aileleri için bir Akdeniz gemi turu düzenledi.
Oprah, henüz devam eden işte bu tur çerçevesinde beş gün önce Türkiye'ye geldi ve ünlü doktor Mehmet Öz ile İstanbul'da buluştu. Gerçekleşmesi konusunda şu satırların yazıldığı sırada kesin bilgi yoktu ama, Oprah'ın programında, Dr. Öz ile birlikte Ege sahillerinde mavi tura çıkmak da bulunuyordu. Son on yılda Amerikan televizyonlarında en yüksek reytingleri kimselere bırakmayan "Afrikalı - Amerikalı" Oprah Winfrey, aynı zamanda çok iyi bir işkadını olarak da tanınıyor.
Onun öyküsüne, zor çocukluk yıllarından başlayalım...
Tecavüze uğradı, evden kaçtı
Mississipi eyaletinde küçük bir kasabada doğan Oprah, annesi ile babası ayrılmış olduklarından, büyükannesi tarafından bir çiftlikte büyütüldü. Üç yaşında yüksek sesle okumaya ve başkalarının ses tonlarını taklit etmeye başladı. Altı yaşından sonra, annesi ile Chicago'nun kuzeyindeki Milwaukee'de yaşamaya başladı. 13 yaşında iken, ağır sorunlar yaşadığı ve o arada tecavüze uğradığı için evden kaçtı. Ancak bulunup yakalandı ve Tennessee eyaletinin Nashville kentinde yaşayan babasının yanına gönderildi. Babası Oprah'ı sıkı disiplin altına aldı... Her hafta bir kitap okumasını ve bunu kendisine "rapor etmesini" şart koştu. Bu okumalar, sonraki kariyerinin zeminini oluşturacaktı. 17 yaşında Nashville'deki WVOL radyo istasyonunda çalışmaya başladı... İki yıl sonra da WTVF televizyon kanalında muhabir olarak iş buldu. O arada eğitimini de ihmal etmedi... Tennessee Devlet Üniversitesi'ne devam etti ve 1973'te tiyatro bölümünden mezun olmayı başardı.
Ekranlarda Oprah devri
1976'da Baltimore'daki WJZ kanalının haberlerdeki yüzü oldu. İki yıl sonra da "Halk Konuşuyor" adlı programı hazırlayıp sunmaya başladı.
1983'te Chicago'ya geldi ve WLS kanalında "Chicago Sabahı" programını hazırladı. Bu bir saatlik "show" ile dikkatleri üzerinde topladı. Program 1985'te "Oprah Winfrey Show" adını aldı. İşte bu gelişmeyle ekranlarda yeni bir çığır açıldı ve uzun süreli bir başarı öyküsünün temeli atılmış oldu. Sadece Chicago'daki mahalli kanalda gösterilen bu show, 1986'dan itibaren Amerika'daki ulusal programların bir parçası haline gelerek, her yerde gösterilmeye başlandı.
Kısa bir süre sonra da televizyonun "Emmy" ödülüne layık görüldü.
Çok yönlü bir sanatçı ruhuna sahip olan Oprah, bu arada film yıldızlığını denedi. Onu da başardı. O kadar ki, 1985'te Steven Spielberg'in "The Color Purple" filminde canlandırdığı Sofia rolü ile yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar'a aday gösterildi.
Sıra, iş kadınlığına gelmişti...
1986'da Chicago'da kendi prodüksiyon firması olan "Harpo"yu kurdu. İki yıl sonra, Oprah Winfrey Show da Harpo grubuna bağlandı.
Harpo'nun Los Angeles'taki stüdyolarında hazırlanan mini diziler çok rağbet gördü. Böylelikle Oprah kendi showunun sahibi, prodüktörü ve takdimcisi olarak Amerika'da bir "ilk"e imza attı.
Amerikan halkı bugün de Oprah'a adeta aşkla tutkun durumda... Bu bir toplumsal histeri gibi: Kadınlı erkekli gruplar, Amerika'nın doğusunda saat 16:00'da başlayan bir saatlik showu kaçırmamak için, randevu saatlerini bile değiştiriyorlar. Amerikan tarihinde "ilk" kez bir Afrika kökenli Amerikalı, bu kadar popüler olabiliyordu.
"Ben, Barack'ın kefiliyim"
Son ABD başkanlık seçimlerinde de Oprah'ın önemli rolü var... Demokratlar'ın aday adayı olarak seçim kampanyasına girdiği dönemde Obama'yı Amerikan halkına tanıtan kişi, yine ondan başkası değildi. Hemen belirtelim ki, o tarihe kadar sadece iki yıllık Illinois senatörlüğü bulunan Barack Obama, Amerikan halkı tarafından pek tanınmıyordu.
Zihinlerde soru işaretleri, tereddütler vardı. İşte tam bu kritik noktada "Oprah mucizesi" gerçekleşti: Kendisi gibi bir "Afrikalı - Amerikalı" olan Oprah'ın "Ben, Barack'ın kefiliyim" diye ortaya atılması havayı o anda değiştirdi.
İşte, güvenilir bir medya figürünün toplumdaki etkisi...
O güne kadar Obama'yı benimsememiş olanlar bile, Oprah'ın bu çıkışı üzerine fikir değiştirdiler. Seçim kampanyası boyunca da Oprah, desteğini sürdürdü... Ve Amerikalılar'ın çoğu, Obama'nın ona bir bakanlık vermesini bekledi.
Oprah'ın ağır topu, Dr. Mehmet Öz
Amerika'nın en ünlü doktorlarının başında yer alan Cleveland doğumlu Türk kalp cerrahı profesör Mehmet Öz, birkaç yıldan beri Oprah Show'un en vazgeçilmez siması.
Dr. Mehmet Öz'ün yazdığı "SİZ" serisindeki kitapların satışı, Oprah'ın Show'unda konu edilmelerinden sonra büyük bir patlama yaptı ve milyonları astı...
Oprah Winfrey Show'un sağlık danışmanı olan ve Amerikalılar tarafından "Dr. ÖZ" diye anılan Mehmet Öz, salı günleri özellikle önleyici tip, doğru beslenme, kadınlarda cilt güzelliği, erkeklerde seks hayatı gibi herkesi ilgilendiren konular üzerinde durmakta. Dört çocuk babası Dr. Öz, bu program sayesinde Amerika'nın her köşesinde tanınır oldu.
Buğun Amerika'da Mehmet Öz kadar popüler olan ikinci bir doktor olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yılda 400 kalp ameliyatı yapan doktor, bu yoğun temposu arasında medyaya da yeteri kadar zaman ayırabilmeyi başarabilmekte ve orada kendisini sürekli yenileyebilmektedir.
İnsani yardım ve Oprah Winfrey
Çocukluğunda cinsel tacize uğradığını belirttiğimiz Oprah, bütün gücünü kullanarak, Clinton dönemine denk gelen 1993'de "Oprah Kanunu" un çıkartmayı başardı.
Buna göre küçük çocukları taciz edenler hakkında her turlu bilgi, hapishaneden çıksalar bile, merkezi bir bilgisayarda toplanıyor ve bu suçluların nerelerde yaşadıkları herkes tarafından öğrenilebiliyor.
2005'te Time dergisi tarafından 20'nci asrin 100 etkili kişisinden biri olarak seçilen Oprah'nın sosyal yardımları için oluşturduğu "Angel Network" vakfı, 2007'de Güney Afrika'nın Johannesburg şehrinde 40 milyon dolarlık harcamayla yatılı bir kız öğrenci okulu kurdu.
Okula alınacak 152 kızı, 3500 başvuru arasından, evlerini ziyaret edip aileleri ile görüşen Oprah seçti. Açılışını Güney Afrika'nın unutulmaz lideri Nelson Mandela'nın yaptığı okulun daha da büyütülmesi hedefleniyor... Bu amaçla çalışmalara başlandı bile.
İşte size tekrarlanması çok zor bir başarı öyküsü...
Altında, Afrikalı - Amerikalı bir kadının imzası var.
Zor bir çocukluğun içinden çıkıp tarifsiz güçlüklere göğüs gererek bugün gerçek bir multimedya - sadece günlük gazete eksik - imparatoriçesi olan Oprah Winfrey'in öyküsü bize, başarıyı isteyen insan için hiçbir şeyin imkansız olmadığını hatırlatıyor.
Oprah, tüm öyküsüyle umut demek... Bunca sevilmesinin sırrını burada mi aramalı?
İmparatorluğunda neler var?
2003'te ilk Afrikalı- Amerikalı milyarder olarak Forbes dergisinin zenginler listesine giren Oprah'ın kurduğu multimedya imparatorluğuna biraz daha yakından bakarsak neler görüyoruz? Oprah Winfrey Show'da ele alınacak konular için uzun araştırmalar yapılıyor. 20 milyon kişinin izlediği show programında konuk olarak bulunabilmek için çok önceden başvuruda bulunmak gerekiyor. Sonrası, ayrı bir şans... Programa katılacak olanların müracaatları teker teker inceleniyor, gerekirse mahallinde araştırma yapılıyor. Show programlarında ele alınan konular geniş bir yelpazeyi kapsıyor... Şu temalar öne çıkıyor:
- Ailevi sorunlar...
- Sağlıklı yaşam, iyi beslenme, besinler, cilt bakımı, sağlıkla güzelleşme...
- Seks yaşamı...
- Doğru yatırım ve para konuları ( Suze Orman'ın desteğiyle).
Benzer konular, Oprah'ın radyo istasyonunda da ele alınıyor.
Bitmedi, internet de var...
Bu multi medya yıldızının internetteki sitesi "Oprah Store"da kadın ve erkeklere dönük spor kıyafetleri, çantalar, ziynet eşyaları, deri koleksiyonları, Afrika'dan getirilmiş sepetler, ev ve mutfak eşyaları, köpek ve kediler için tasmalar, Oprah'ın show ve gezi DVD'leri pazarlanıyor.
Oprah'ın imzasını taşıyan koleksiyon, sürekli yenileniyor.
Oprah'ın bu yıl faaliyete geçirdiği "Oprah Winfrey Network" multi medya platformu,
70 milyon kişiye ulaşmayı hedefliyor.
Bu arada Amerika'da çok tutulmuş olan Oprah Kitap Kulübü ile Oprah'ın aylık dergisini de unutmamak gerekir.
Her ay bir kitabı lanse eden Kitap Kulübü sayesinde, bazı kitapların satışı milyonları aşıyor. Oprah 2006'da profesör Elie Wiesel'in "Gece" adlı kitabinin tanıtımı için, yazarla birlikte Polonya'daki Auschwitz ölüm kampını ziyaret etmişti.