İşte iki temel gösterge, nereye gittiğimizi siz söyleyin!
Ekonominin birbirine çok bağlı, birbirini çok yakından etkileyen iki temel göstergesinin sonuçları aynı gün açıklandı. Ekim ayının sanayi üretimi ve eylülün işgücü istatistikleri...
Bu iki verinin özet olarak ortaya koyduğu şu. Sanayi üretimindeki düşüş eğilimi soluksuz bir şekilde devam ediyor. İşsizlikte ise tahmin edildiği gibi, beklendiği gibi, yeni ekonomi programında yer verildiği gibi belirgin bir yükseliş var. Hem sanayi üretimi düşerken işsizliğin artmaması nasıl mümkün olacaktı ki?
Yüzde 14’ü, 15’i görebiliriz
Önce işsizlik diyelim... Eylül ayında işsizlik oranı yüzde 11.4’e çıktı. Dikkat edelim; bu oran ağustos, eylül ve ekim aylarının ortalamasını gösteriyor. Yani bu yıl çok iyi seyreden turizmin, GSYH’nin üçüncü çeyrekte tahminlerin üstünde büyümesini sağlayan hizmetler sektörünün olumlu etkisine rağmen yüzde 11.4 gibi bir oranla karşı karşıyayız.
Son beş yılın ortalamasında eylül aylarında yüzde 10.4 olan işsizliğe göre bir puanlık, geçen yılın eylülündeki yüzde 10.6’ya göre 0.8 puanlık bir artış söz konusu.
Ama işsizliğin eylülde bu düzeye gelmiş olmasına hiç şaşırmamak gerek. Geçen ay (16 Kasım) yazdığımız gibi işsizlik daha da artacak. Öyle ki “Nerede yüzde 11.4” diyeceğimiz günler gelecek.
Yeni ekonomi programının en gerçekçi tahmininin işsizlik olduğunu yine 16 Kasım’da vurgulamıştık. Söz konusu programa göre bu yılın ortalama işsizlik oranı yüzde 11.3 olarak tahmin ediliyor. Yıllık işsizlik oranı; şubat, mayıs, ağustos ve kasım aylarındaki işsizlik oranının ortalaması alınarak bulunabilir.
İşte yüzde 11.3'lük yıllık tahminin gerçekleşmesi kasım ayında yüzde 14’e yaklaşan bir işsizlik göreceğimiz anlamına geliyor.
“Yıllık yüzde 11.3 tahmin edilmiş ama illa o orana çıkmak gerekmiyor, daha düşük bir gerçekleşme de olabilir” denilebilir.
Elbette yüzde 11.3, ulaşmak için çaba gösterilecek bir hedef değil, ama gidişat?
Bir yandan mevsimsel etkenlerle yükselecek bir işsizlik, diğer yandan sanayide işlerin kesat ötesi kötü seyretmesi yüzünden ortaya çıkan işsizlik...
Dokuz yılın rekoru
Mevsim etkisinden arındırılmamış işsizliği dikey, yani diğer aylarla kıyaslamak temelden yanlış. Çünkü işsizliğin çok önemli bir mevsimsellik özelliği var.
Bu yüzden işsizliği yatay, yani önceki yılların aynı aylarıyla kıyaslamak gerekir.
İşte bu kıyaslama bize bu yılki yüzde 11.4'lük oranın aslında ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bu yüzde 11.4, son dokuz yılın rekoru çünkü.
İşsizlik 2009 yılının eylül ayında yüzde 12.5 olarak gerçekleşti, 2009’dan sonraki en yüksek oran da yüzde 11.4 ile bu yıl görüldü.
2009, küresel kriz yılıydı, peki 2018 için ne diyecek, 2018’i nasıl tanımlayacağız?
İşsizlik 2019'da daha kötü olacak
Kaldı ki ekonomi yönetimi işsizliğin nerelere gideceğini çok iyi biliyor. Yeni ekonomi programında 2019’un ortalama işsizlik oranı yüzde 12.1 olarak öngörülüyor.
İşsizlikte 2020 yılı hedefi yüzde 11.9, 2021 yılı hedefi ise yüzde 10.8 düzeyinde.
Sanayi üretimi nereye?
Sanayide işlerin iyi gitmediği gün gibi ortada. Ekim ayındaki sanayi üretimi, arındırılmamış endekse göre geçen yılın yüzde 4.1 altında kaldı.
Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre geçen yıla kıyasla yüzde 5.7 gerileme var. Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeks ise ekimde eylüle göre yüzde 1.9 oranında daha az üretim yapıldığını gösteriyor.
Biz, her zaman olduğu gibi takvim etkisinden arındırılmamış endeksle bulunan yıllık orandaki değişimi kullanmayı tercih ediyoruz.
Bu endekse göre sanayi üretimi geçen yıla göre birinci çeyrekte yüzde 9.9 arttı. İkinci çeyrekteki artış yüzde 5’e indi, üçüncü çeyrekte ise yalnızca yüzde 0.6’lık bir artış yaşandı. Ve geldik son çeyreğe, ilk ayda yüzde 4.1’lik bir gerileme oldu.
Otomotivde, beyaz eşyada, mobilyada vergi indirimlerine niye gidildi sanıyorsunuz. Tüketimi canlandırmak suretiyle üretimin artması amaçlanıyordu da ondan...
Grafik ne kadar çarpıcı bir gidişe işaret ediyor. Bu yılın sanayi üretiminde geçen yıla göre oluşan değişim düz bir hat çizerek adeta çöküyor.
Sanayi üretimindeki bu eğilimin kasımda da benzer oranda sürdüğünü düşünmek yanlış olmasa gerek. Vergi indirimlerinin üretim yönüyle çok büyük bir katkıda bulunmadığı belirtiliyor. Belli ki bu indirimlerle stoklar eritildi.
Bu gidişle son çeyrek için GSYH’de tahmin edilen yüzde 3-4 oranındaki gerileme kaçınılmaz olacak gibi.