İşte dış ticarette 2012 tablosu!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

TÜİK'in dün açıkladığı verilerle 2012'nin dış ticaret tablosu ortaya çıkmış oldu. Tabloda neler mi dikkat çekiyor, özetleyelim:
 
- İhracat, bir önceki yıla göre yüzde 13.1 artarak 152.6 milyar dolara ulaştı ve böylece
Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı.
 
- İthalat, 2001 krizinden sonra ikinci kez bir önceki yılın altında kaldı. Yıllık ithalat bir önceki yıla göre 2001'de yüzde 24, 2009'da yüzde 30.2 azalmıştı, geçen yıl da yüzde 1.8'lik bir azalma ortaya çıktı.
 
- Dış ticaret hacmi, 389.1 milyar dolarla şimdiye kadarki en yüksek düzeye ulaştı.
 
- 2012 dış ticaretine damgasını vuran kuşkusuz altın oldu; özellikle de ihracatta. Geçen yıl 13.3 milyar dolarlık altın ihraç edildi. Altın ithalatı da 7.6 milyar doları buldu. Altında en büyük alıcı, en azından bir dönem İran'dı.
 
- Türkiye, altında geçen yıl son on yıl içinde ikinci kez net ihracatçı durumuna geçti. 2003-2012 döneminde daha önce 2009 yılında da 1.6 milyar dolarlık ithalata karşılık 4.6 milyar dolarlık altın ihraç edilmişti. 
 
- Altında normalde net ithalatçı olan Türkiye, geçen yıl net 5.7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi, bu da doğal olarak ticaret açığını ve cari açığı aşağı çeken bir etki yaptı. Dün açıklanan dış ticaret verilerine göre, 2012 cari açığının 51 milyar dolayında olacağı tahmin ediliyor. Türkiye altında net ihracatçı konuma geçmemiş olsaydı, cari açık en az 5 milyar dolar daha yukarıda oluşacaktı.
 
- Toplam ithalatın 2001 krizinden sonra ikinci kez gerilediğini belirttik. Her ne kadar ihracatın altında kalmışsa da, geçmiş yıllara göre yüksek gerçekleşen altın ithalatı normal seyrinde gelseydi, toplam ithalat daha düşük olacaktı. Bir başka ifadeyle ekonomik büyümede geçen yıl ortaya çıkan yavaşlama, altın sayesinde ithalata daha az yansımış oldu.
 
2013'te ne bekliyor?
 
2012, öyle görünüyor ki dış ticarette sınırları olumlu anlamda en fazla zorlayabildiğimiz bir yıl olarak geride kaldı. 
 
Baksanıza, hiç hesapta olmayan altının katkısıyla ihracat yüksek gerçekleşmiş, ekonomik büyüme öngördüğümüzün çok altında kalmış ve bu yüzden ithalatımız görece düşük oluşmuş. 
 
2012'nin özet tablosu böyle de, bizi 2013'te ne bekliyor olabilir?
 
Örneğin, ihracatı yine yüzde 10'un üstünde artırabilecek miyiz ya da ne yaparak artırabileceğiz? Geçen yıl her 100 dolarlık ihracatın yaklaşık 9 dolarlık kısmı altından oluşmuştu. Bu, kabul etmek gerekir ki olağandışı bir oran. Bu yıl da böylesine bir orana erişme şansımız olabilecek mi?
 
Ekonomik büyüme ile ithalat arasında çok kesin bir ilinti bulunduğu tartışılmaz bir gerçek. Eğer biz, geçen yıl yüzde 3'ün altında kaldığı tahmin edilen büyümeden sonra bu yıl yüzde 4, hatta gönüllerden geçtiği gibi yüzde 5 büyürsek, ithalatımız nereye gider, dış ticaret açığı nerelerde oluşur, cari dengede yüzde 5 umutları nasıl suya gömülür, hiç düşünüyor muyuz?
 
Aralık ayındaki tuhaflık
 
Ve dönelim yeniden 2012'ye ve aralık ayına. İthalde alınan KDV, aralık ayında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarken, ithalatın bırakın Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmasını, 2012'nin ancak 7'nci en yüksek düzeyi olabilmesini nasıl açıklayacağız?
Aralık ayında ithalde alınan KDV 5.3 milyar lira ile rekor kırdı. Oysa ithalat 19.8 milyar dolarda kaldı. Aralık ayı ithalatının TL karşılığı 35.4 milyar. Yani buna göre, ithalde alınan KDV, ithalatın yüzde 15.1'i düzeyinde bir büyüklük oluşturdu. 
 
İthalde alınan KDV'nin toplam ithalata oranı ilk dokuz ay ortalamasında ağırlıklı olarak yüzde 11'di. Bu oran ekimde yüzde 13.8'e fırladı, kasım yüzde 12.9 ile geçildi, aralıktaki oran yüzde 15.1'le daha da yüksek gerçekleşti. 
 
Yani Türkiye giderek ya daha yüksek KDV'li ürünleri ithal ediyordu ya da KDV'den muaf olan dahilde işleme rejimi kapsamında ve teşvik belgeli olarak yapılan ithalat giderek azalıyordu. İyi de, biz son zamanlarda sürekli olarak teşvik belgeli yatırımlarda patlama duymuyor muyduk? Ama onlar henüz kağıt üstünde, yatırım aşamasının çok uzağındaysa, olabilir. 
 
Bu oranın yüksek oluşması hiç izah edilemez de değil tabii ki. Uzmanlar, özellikle dahilde işleme rejimi kapsamındaki ithalatların 8'inci, 9'uncu aylara kadar tamamlandığına, daha sonra taahhüt kapatmaya ağırlık verildiğine ve bu yüzden yılın son aylarında ithalatın azaldığına işaret ediyorlar. Ayrıca yılsonuna doğru normal ithalatın, yani KDV doğuran ithalatın daha fazla olduğuna vurgu yapılıyor. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar