İşte bankacıların uykularını kaçıran senaryo: "Ya faizler çok yükse

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Bankalar 2009 yılında şimdiye kadar iyi kar ettiler, bu karlılığın yıl sonuna kadar da sürmesi bekleniyor, doğru. Ama bu kar klasik bankacılık faaliyetlerinden çok, faizlerdeki düşüşten kaynaklandı. Kastettiğimiz faiz, tabii ki devlet iç borçlanma senetlerinin faizi.

Devlet iç borçlanma senetlerinin faizinin düşmesi, bu kağıtların değer kazanması anlamına geliyor. Tersi olduğunda ise yani faiz arttığında biliniyor ki bu kağıtlar değer yitiriyor. Bu işleyişi bilmeyen pek kalmadı sayılır ama konunun üstünden bir kez daha geçmekte yarar var.

Bir banka, vade sonu değeri 100 lira olan bir kamu kağıdını yüzde 25 faizle ve iskontolu olarak almış olsun. Bu durumda banka 80 lira ödeyecek ve vade bitiminde 100 lira elde edecek. Eğer faizde dalgalanma olmazsa, 80 lira 365 gün boyunca minik artışlarla 100 liraya ulaşacak. Ama, dedik ya faizde dalgalanma olmazsa… Ya bu yılki gibi faizin yukarı gittiği bir tablo ortaya çıkarsa…

Ne olursa olsun, herhangi bir mala ya da hizmete talep artarsa o mal ve hizmetin fiyatı artar, artabilir. Devlet iç borçlanma senedi de bir mal gibi düşünülürse, talep arttıkça fiyat da artacaktır. İşte bu yıl yaşanan da budur. Devlet iç borçlanma senetlerine talep artmış, bu da bu kağıtların fiyatının yükselmesi sonucunu doğurmuştur.

Örneğimize dönelim. Bankanın 80 liraya aldığı kağıdın fiyatının, normalde her üç ayda 5 lira artarak bir yıl sonra 100 liraya çıkacağını varsayalım. (Varsayalım diyoruz, çünkü gerçek işleyiş tam olarak böyle değil, biz örneği basitleştiriyoruz.) Oysa mart sonuna gelindiğinde bu kağıdın fiyatı, 85 lira değildi ve çok talep gördüğü için 90 lirayı bulmuştu bile. Bu durumda ne oldu, banka üç ay için bu kağıttan dolayı 5 lira kar yazacakken, 10 lirayı bilançosuna kar olarak kaydetti. Çünkü artık Hazine yılbaşında 100 liralık bir borçlanma kağıdını yüzde 25 faizle, yani yüzde 25 iskontolu olarak 80 liraya satmıyordu. 100 liralık kağıt 90 liraya satılıyordu, faiz de yüzde 11'e inmişti. Üstelik faizin daha da gerileyeceği bekleniyordu, yani eldeki kağıdın fiyatı biraz daha artacak, böylece bankalar altıncı ayın sonunda bilançolarına tahminlerinden daha fazla kar yazma olanağı elde edeceklerdi.

Ya tersi olursa…

Faiz öyle bir noktaya geldi ki, artık daha aşağılara gitme marjı çok çok azaldı. Faiz artık ya bu düzeyde uzun süre seyredecek ya da asıl korkulan olacak ve yeni bir faiz artışı gündeme gelecek. O zaman ne mi olacak, işte bankacıların kanını donduran, uykularını kaçıran tablo ortaya çıkacak. Kamu kağıtlarından dolayı bu yıl bilançolar tahminlerin ötesinde iyi gelmişti. İşte 2010'da da aynı nedenle, yani kamu kağıtlarının etkisiyle zarar söz konusu olabilecek. Tabii ki bu kez faiz düştüğü için değil, faiz arttığı için…

Örneğimize dönelik bir kez daha. Banka yılbaşında 80 liraya yüzde 25 faizle vade sonu değeri 100 lira olan kamu kağıdını aldı. Ekonomide işler sarpa sardı ve herkes kamu kağıdından çıkmaya başladı. Yani neredeyse herkes satıcı. Bu durumda doğal olarak bu kağıtların fiyatı hızla düşmeye başlayacak. Bankanın 80 liraya aldığı kadığın fiyatı, örneğin 60 liraya inecek. Bu durumda, vade sonu 100 lira olan kağıdın faizi bir anda yüzde 67'ye fırlayacak.

Bankaların kabusu

Şu günlerde yüzde 8.0-8.5 dolayında bulunan faizin daha da düşmesi bankaları kaygılandırıyor. Çünkü artık bu faizin altına inilmesi pek mümkün olmadığına, yani eldeki kağıtların değeri artık fazla artmayacağına göre, tersinin yaşanmasından kaygı duyuluyor. Bu yüzden de, Hazine'nin daha yüksek faizle, yani daha düşük fiyatla kağıt satması isteniyor. Geçtiğimiz günlerde piyasa yapıcı bankalarla Hazine arasında yapılan görüşmenin de bu noktada düğümlendiği biliniyor.

2010'daki borçlanma

Hazine'nin 2010 yılında ne miktarda iç borç ödemesi yapacağına dönük rakamlar eylül ayında kalıyor, en azından kamuoyuna açıklanmış yıllık rakamlar yok. İlk dokuz ayın projeksiyonu, bu dönemde 102 milyarı anapara, 33 milyarı da faiz olmak üzere 135 milyarlık bir ödemeye işaret ediyor. 135 milyarlık ödeme projeksiyonunun, 19 Ekim 2009'daki durumu gösterdiğini belirtelim. Yılın tümündeki ödemenin ise 200 milyara yaklaşacağı biliniyor.

Hazine'nin gelecek yıl en az 200 milyar lira dolayında beklenen ödemesi kadar borçlanmak durumunda olacağı tahmin ediliyor. İşte bu tutarın büyüklüğü yüzünden faizlerin yukarı gidebileceği kaygısı yaşanıyor. Bankacılık kesimi de, bugünlerde "düşük faiz-yüksek fiyat"tan kağıt alıp, 2010 yılında bu kağıtlar ellerindeyken "yüksek faiz-düşük fiyat"lı kağıtların çıkacağından, gidişatın bu yönde olacağından endişe ediyor. Bu durumda, şimdi örneğin 90 liraya alınacak bir kağıdın fiyatı, yıl içinde 90 liranın altına indikçe bankalar zarar yazmak durumunda kalacak. Yani, bu yıl yaşananın tam tersi…

İç Borç Anapara ve Faiz Ödemesi (Milyar TL)
2009 (Ödenen)2010 (Program)
AnaparaFaizTOPLAMAnapara FaizTOPLAM
Ocak3.83.16.914.25.319.5
Şubat14.98.823.717.53.521.0
Mart1.73.55.29.34.513.8
Nisan5.72.78.411.45.416.8
Mayıs13.44.818.210.81.812.6
Haziran4.40.65.08.83.612.4
Temmuz7.04.611.66.33.29.5
Ağustos16.57.624.114.02.716.7
Eylül5.24.19.39.43.412.8
TOPLAM72.639.8112.4101.733.4135.1
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar