İşte AKP'nin büyüme karnesi; ne zayıf, ne pekiyi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye, AKP iktidarında geçen 13 yılı tamamladı ve bu dönemdeki yıllık ortalama büyüme yüzde 4.7 olarak gerçekleşti. Bu oran, AKP'yi ne Türkiye'yi şaha kaldıran parti konumuna getirdi, ne küme düşüren. 

Devletin resmi rakamları ortada. Türkiye, biraz önce de belirttik, AKP döneminde yıllık ortalama yüzde 4.7 büyüdü. Bu öyle olağanüstü bir oran değil, hatta çok yüksek bir oran bile değil. Çünkü 1950'den, 2002 sonuna kadar olan 53 yıldaki ortalama büyüme de yüzde 4.9 olarak gerçekleşti.

Türkiye, çok partili rejime geçtikten sonraki en hızlı büyümeyi yüzde 7 ile 1950-1959 döneminde yaşadı. Büyüme hızı daha sonraki dönemlerde düşmeye başladı. Türkiye ekonomisi 1960-1969 döneminde yüzde 5.3 büyüdü. 

Hükümet kurulmasında büyük zorluklar yaşanan, terörün had safhaya çıktığı, Kıbrıs Barış Harekatı'nın gerçekleştirildiği 1970-1979 döneminde bile büyüme yüzde 4.7 oldu. Tek parti iktidarının nimetlerinden dem vurduğumuz ve "Ya bir de koalisyon olsa ne olurdu" diye adeta şükrettiğimiz AKP iktidarı dönemindeki kadar bir büyüme sağlandı yani. Türkiye'nin 24 Ocak kararlarına gittiği bir süreçten söz ediyoruz; yine de yüzde 4.7 büyümüşüz.

1980-1989 dönemine geliyoruz, büyümemiz biraz daha hız kesmiş ve yüzde 4'e inmiş. 12 Eylül darbesinden sonra yaşananlar ve 24 Ocak kararları bir dönem silindir gibi ezmiş.

Ekonomik krizler bitecek gibi değil ki, sorun sonraki on yılda da devam ediyor. Bu kez sahneye müthiş iktisat dehaları çıkıyor ve Türkiye'yi göz göre 1994 krizine sürüklüyorlar. Yalpalıyoruz, 1990-1999 dönemindeki büyümemiz artık yüzde 4 eşiğinin altına inmiş, ancak yüzde 3.9 büyüyebiliyoruz. 

Yılların kötü yönetiminin tortusu, sözüm ona Anayasa kitapçığı fırlatma iddiasıyla kendini gösteriyor, Türkiye ekonomisi tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birine giriyor. 2000'li yıllara böyle başlıyoruz ve sonuçta 2000-2010 dönemindeki büyümemiz yüzde 3.6'ya iniyor. Yüzde 3.6, 1950'de başlayan ve 10'ar yıllık dönemler itibariyle yürütülen hesaplamada en düşük orana işaret ediyor. 

Yüzde 4.9'dan yüzde 4.7'ye...  

Girişte de belirttik; Türkiye ekonomisi 1950-2002 döneminde, yani 53 yılda yıllık ortalama yüzde 4.9 büyüdü. Bu dönemin 1950-1959 arası ya da tam söylersek 27 Mayıs 1960'a kadar olan dönemi tek parti iktidarında geçti. Daha sonra da tek parti hükümetleri kuruldu ama en uzun süreli olanı Demokrat Parti iktidarıydı. 

İşte uzun bir dönemi koalisyon hükümetleriyle geçen bu 53 yılda ortalama olarak yüzde 4.9 büyüdük. AKP'nin tek başına iktidar olduğu son 13 yıldaki büyümemiz ise yüzde 4.7 olarak gerçekleşti.

Yüzde 4.9 ile yüzde 4.7 arasında öyle çok büyük bir fark yok elbette. Ama hani tek parti iktidarları istikrar için adeta olmazsa olmazdı... Hani tek parti iktidarları ülkeyi şaha kaldırır, koalisyon hükümetlerinde çivi bile çakılmazdı... 

Büyümeye ilişkin rakamları ne basın olarak biz üretiyoruz, ne üniversiteler, ne de sivil toplum örgütleri. Büyüme rakamlarını Türkiye İstatistik Enstitüsü, yani bir kamu kuruluşu hesaplıyor. 

Şimdi, rakamlar doğru olduğuna göre, yanlış olan yaklaşım mı ki... Anlaşılan ne tek parti iktidarı her şeyin çaresiymiş, ne koalisyon hükümetleri döneminde her şey kötü gidermiş, öyle değil mi... 

Son 6 yıl yanıltıcı  

Bu arada Türkiye ekonomisinin 2010-2015 dönemini kapsayan son 6 yılda ortalama yüzde 5.2 büyüdüğü dikkati çekiyor. Bu, 1950-1969 döneminden sonraki en iyi ortalamaya işaret ediyor. Ancak, yüzde 5.2'yi, önceki on yılın ortalaması olan yüzde 3.6 ile kıyaslamak ve büyümede bir ivme yakalanmakta olduğunu söylemek yanıltıcı.

Yüzde 5.2'nin oluşumunda 2010 ve 2011 yıllarındaki yüzde 9.2 ve yüzde 8.8'lik büyümenin katkısı çok büyük. Bu oranlar da, 2008'de yalnızca yüzde 0.7 olan, 2009'da ise yüzde 4.8 daralan büyüme sayesinde gerçekleşmiş oranlar. Yani 2010 ve 2011 yıllarının ortalama büyümesi yaklaşık yüzde 9 düzeyinde.

Oysa 2012-2015 dönemini kapsayan dört yılın ortalama büyüme hızı yüzde 3.3'te kaldı. Yani büyüme hızı neredeyse üçte bir düzeyine inmiş durumda. Dolayısıyla bu altı yılın toplamı bazında ortalamadaki yüzde 5.2 iyi bir oran ama, bu dönemi biraz da kendi içinde değerlendirdiğimizde bir iyiye gidiş değil, çok belirgin bir yavaşlama içinde olduğumuzu görürüz. 

catsallaaanttngrfk.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar