İstatistik, duran saat ve bardak!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

İstatistikle ilgili çok güzel bir benzetme var. Denir ki, "istatistik duran saate benzer, günde en az iki kez doğruyu gösterir". Tabii ki bu, en güvenilmez istatistiki veriler kastedilerek söylenmiş bir söz. Yoksa, tüm verilerin bu şekilde olduğunu, güvenilemeyeceğini ima etmek söz konusu olamaz. Hem zaten o zaman Nasrettin Hoca'nın, "Dünyanın merkezi ayağımı bastığım yer, (ya da eşeğimin ayağını bastığı yer) inanmıyorsanız ölçün" demesi gelir akla. Aksi ortaya konulamadığı, kanıtlanamadığı sürece açıklanan istatistiki verilere inanmak gerekir.

Hemen her istatistiki veriyi iki türlü okumak da mümkündür. İyimser bakar; bardağın dolu tarafını görürsünüz. Kötümsersiniz; bardağın boş tarafını öne getirmeye çalışırsınız. Rakamsal olarak, değerlendirme olarak ikisi de doğrudur da, biri diğerine göre mantık yönünden biraz ağır basar.

TÜİK'in dün açıkladığı yılın ikinci çeyreğine ilişkin konut satış istatistikleriyle ilgili verilere bakarken bunlar geldi aklımıza. Konut satışıyla ilgili rakamlar; ekonominin gidişatına, ekonomik canlanmanın başlayıp başlamadığına ilişkin temel göstergelerden biri sayıldığı için önemli. Bizde konut satışına ilişkin verilere yeni yeni bakılır oldu, ama bu konunun gelişmiş ülkelerde, özellikle de ABD'de çok önemsendiği ve bu verinin yakından izlendiği biliniyor.

İkinci çeyreğe ilişkin olarak dün açıklanan konut satış istatistikleri, tam bardak tartışması yaratacak cinsten…

Önce bardağın boş tarafı: Bu yıl ikinci çeyrekte 90 bin 270 konut satışı gerçekleşti. Geçen yıl aynı dönemde 194 bin 743 olan satışa göre tam yüzde 54'lük azalma var. Konut satışı yönüyle inşaat sektörü adeta çöktü.

Şimdi de bardağın dolu tarafı: İkinci çeyrekte 90 bin 270 olan konut satışı, ilk çeyrekteki 85 bin 857 adetlik satışa göre yüzde 5'in üstünde artış gösterdi. Bu artış, konut sektöründe kısmi bir iyileşmeye işaret ediyor.

Yalnızca bu yılın ilk iki çeyreği ile geçen yılın ikinci çeyreğine bakarsanız, ortada dramatik bir satış gerilemesi olduğu açık. Ama fotoğrafa biraz daha yukarıdan bakmak, başka dönemleri de kapsamak gerekiyor.

Çeyreklere göre konut satışında geçen yılın ikinci dönemi, nasıl ulaşıldığı şimdiye kadar pek de açıklanamayan olağanüstü bir satışın gerçekleştiği dönemdi. 2009'un ikinci çeyreği hariç, son dokuz çeyrekteki konut satışı ortalaması 104 bin. Oysa söz konusu çeyrekteki satış 195 bin.

TÜİK bu rakamları Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nden alıyor, yani veri kaynağı TÜİK değil. Geçen yılın ikinci çeyreğindeki olağandışı rakam, doğal olarak TÜİK'in de dikkatini çekiyor, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü de yine doğal olarak "rakamlarımız doğru" diye karşılık veriyor. Zaten kimse de Tapu ve Kadastro'ya rakamların yanlış olduğu gibi bir suçlama yöneltmiyor. Ancak, 2009'un ikinci çeyreğindeki 195 binlik konut satış rakamı, halen izaha muhtaç.

Ne oldu da krizin zirve yaptığı bir dönemde konut satışları adeta patladı? Herkes iş-güç derdine düşmüşken, bir yandan da konut almak için kuyruğa mı girdi? Yoksa konutu olanlar, ekonomik kriz yüzünden ellerindeki konutları yok pahasına sattı da bu sayıya o şekilde mi ulaşıldı? TOKİ, bu dönemde istatistikleri altüst edecek şekilde her zamankinden daha fazla konut satışı mı gerçekleştirdi?

Yani bu 195 binin bir açıklaması olmalı; olmalı ki, örneğin bu yıl aynı dönemdeki 90 binlik satışa bakılıp, "geçen yılın yarısına bile ulaşılamadı" diye karalar bağlanmamalı…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar