İstanbul’un bir dünya başkenti olduğunu hissetmek
Geçtiğimiz pazar günü, eşsiz bir etkinliğe tanık oldum. 21 Temmuz sabahında, 2400 yüzücü Kuruçeşme’deki Cemil Topuzlu Parki’nda buluşarak, iki tane şehir hatları vapuru aracılığyla Kanlıca’ya gittiler. İstanbul Boğazı trafiğe kapatıldı. Dünyada eşi olmayan bir yarış, Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı, başladı. Peşpeşe Boğaz’ın sularına atlayan yüzücüler Asya’da başladıkları yarışı Avrupa’da bitirdiler.
31. Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na 59 ülkeden 2400 yüzücü katıldı. Sadece profesyonel yüzücülere değil tüm katılımcılara açık olan etkinlikte yüzücüler 6,5 kilometrelik bir parkurda yarıştılar. Yarışın Birincileri Türkiye’den çıktı. Yurt dışından 1200, yurt içinden 1200 yüzücünün katıldığı etkinlikte genel klasman kadınlarda 1. Ilgın Çelik, 2. Hilal Zeynep Saraç, 3. Şira Nur Eroğlu, erkeklerde ise 1. Melikşah Düğen, 2. Efe Erduran, 3. Artur Artamonov oldu.
Dereceye giren isimlere plaket ve madalya veridi. Para ödülünün olmadığı bu son derece prestijli yarışta, İstanbul Boğazı’nın en hızlı isimleri Samsung’un özel ürünleriyle ödüllendirildi.
Boğaz’da yarış sürerken, biz izleyiciler Kuruçeşme Cemil Topuzlu Parkı’nda Samsung tarafından kurulan etkinlik alanındaydık. Bebekler, çocuklar, yaşlılar, gençler… cıvıl cıvıl bir ortamda, sporun, doğanın, denizin tadına vardı.
İstanbul bir su kenti olduğunu bir kez daha hatırladı. Bizler bir dünya başkentinde yaşadığımızı hissettik.
2009’da 5 kıtayı yüzerek geçen atlet Marcos Diaz etkinliğin onur konuğuydu.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Yavuz Erkut, Çin Halk Cumhuriyeti Spor Bakanı Gou Zhongwen, Moldova Büyükelçisi Igor Bolboceanu, Güney Kore Başkonsolosu Jessy Yeunju Jang, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Asbaşkanı ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener, Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim ve Samsung Electronics Türkiye CFO’su Seokhoon Ahn organizasyona katılarak yarışı izlediler.
Bir projeyi başarıya götüren dört unsur
TÜİK verilerine göre, ülkemizde kadın istihdam oranlarında son 10 yılda önemli bir sıçrama oldu. Ancak, hala kadınlarımızın işgücüne katılma oranı yüzde 33.6 civarında. Dolayısıyla, kamu-özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmasına ve ortak projeler geliştirmesine büyük ihtiyaç var.
Bu bağlamda, Vodafone’un dört yıl önce başlattığı “Girişimcilikte Önce Kadın “projesi, örnek bir başarı öyküsü sunuyor.
22 Temmuz, 2019 tarihinde düzenlenen basın buluşmasında, Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel’den gelinen noktayla ilgili bilgi aldım. Bugüne kadar 54 bin kadına ulaşan ve 60 milyon T’lik potansiyel ekonomik değer yaratan projenin başarı formüünü 4 maddeyle özetlemek mümkün.
1. İşbirlikleri
Başarılı sosyal projeler için kamu - özel sektör – STK işbirliği bir zorunluluk. “Altın Üçgen” olarak tanımlanan bu model yaratılmazsa, çalışmalar uzun soluklu olamıyor. Çarpan etkisi azalıyor.
“Girişimcilikte Önce Kadın” projesi, Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Türkiye Vodafone Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğiyle yürütülüyor. Nisan 2015’te başlayan çalışmalar çerçevesinde, kadın girişimciler, aldıkları teknoloji ve girişimcilik eğitimlerinin devamında, kendileri için özel olarak oluşturulan oncekadin.gov.tr adresindeki dijital mağaza üzerinden ürünlerini satışa sunarak el emeklerini kazanca dönüştürebiliyor.
2. Yöntem bilgisi
Proje, kadınların, ürünlerini bilgi teknolojilerini kullanarak satabilmeleri için gerekli bilgi ve araçları sunarak, aldıkları eğitimden somut çıktılar elde etmelerine ve gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Böylece, kadınların kendilerine inanmalarını ve potansiyellerinin farkına varmalarını sağlıyor. Ayrıca, onların cesaretlerinin artmasına ve kendilerine olan inançlarının güçlenmesine yardımcı oluyor.
3. Teknolojik destek
Projenin üçüncü yılında (2018) teknolojinin gücüyle daha fazla kadına ulaşmak ve teknoloji kullanım penetrasyonunu artırmak üzere geliştirilen Girişimcilikte Önce Kadın Mobil Uygulaması büyük ilgi görüyor. Daha önce sınıf içinde verilen eğitimlerin dijital ortama aktarıldığı bu uygulama sayesinde 81 ilden tüm kadınlar projeye katılabiliyor.
Uygulama ile, “Girişimcilikte Önce Kadın” projesi ve Halk Eğitimi Merkezleri ile daha önce hiç ilişkisi olmamış kadınların yanı sıra Halk Eğitimi Merkezleri’nden mesleki eğitimini almış ama ürün satmaya başlamamış ve projede halihazırda aktif olan kadınlara ulaşılması hedefleniyor.
Halk Eğitimi Merkezleri’nde mesleki eğitimini alan ve bu uygulama sayesinde girişimcilik ve teknoloji eğitimlerini tamamlayan kadınlarsa, uygulama üzerinden oncekadin.gov.tr adresindeki dijital mağazaya ürünlerini yükleyebiliyor ve ürünlerini yine uygulamadaki profil sayfası üzerinden takip edebiliyor.
Rakamlar uygulamaya olan ilgiyi ortaya koyuyor:
• Girişimcilikte Önce Kadın mobil uygulamasının indirme sayısı yaklaşık 30 bine ulaştı, Uygulama üzerinden eğitimlerini tamamlayan kadın sayısı ise 10 bini geçti.
• Yaklaşık 30 bin üyesi bulunan dijital mağazada bugüne kadar 15 kategoride 52 bini aşkın ilan verildi, 1 milyon TL’nin üzerinde satış yapıldı
4. İlham veren öyküler
Proje kapsamında, başarılı girişimci kadınların desteklenmesi ve projede yer alan diğer kadınlara rol model olmaları hedefiyle her dönem sonunda Girişimcilikte Önce Kadın Yarışması düzenleniyor. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Girişimcilikte Önce Kadın Yarışması’nda Türkiye’nin dört bir yanından toplam 621 başvuruyla bugüne kadarki en yüksek rakama ulaşıldı. Kursiyerlerin kendi üretimleri olan el yapımı ürünlerle katıldığı ve projenin internet sitesi aracılığıyla satış yaptığı yarışmada katılımcılar, satış adedi, siteye yüklenen ilan adedi, kargolu ve kargosuz satış tutarları gibi sayısal verilerle değerlendirildi.
Balıkesir’den Berna Ertürk Polat birinci, Yalova’dan Sevcan Engin ikinci, Denizli’den Gülpembe Yakın üçüncü olurken, Samsun’dan Sezin Moral ve Ordu’dan Pınar Güder Beşli Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Üründe İnovasyon Ödülü’nün sahibi ise İstanbul’dan Gülter Coşkun oldu.
Sosyal sorunların çözümüne yardımcı olacak üç soru
• Toplumdaki eşitsizliklerin azaltılması için dezavantajlı grupların sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmelerini ve kapsayıcılığı nasıl sağlayabiliriz?
• Herkes için erişilebilir eğitim, istihdam ve sosyal hayata katılım olanaklarını nasıl yaratabiliriz?
• Mültecilerin eğitim, istihdam, sosyal hayata katılımını destekleyen ve psiko-sosyal durumlarını iyileştiren araç, model ve yöntemleri nasıl geliştiririz?
Sosyal inovasyon platformu imece’nin, Zorlu Holding’in ana partnerliği, İTÜ Çekirdek’in stratejik partnerliğinde düzenlenen 3.Destek Programı, bu sorulara cevap arayan sosyal girişimlerin ortaya çıkarılmasını, potansiyellerini geliştirerek etkilerini artırmalarını hedefliyor.
3. Destek Programı kapsamında yapılan çağrıya başvurarak ön kabul alan takımlardan 7 tanesi, imece ve İTÜ Çekirdek ortaklığındaki kuluçka programına katılabilmek için, 19 temmuz tarihinde Zorlu PSM’de düzenlenen etkinlikte, aralarında Türkiye’nin öncü isimlerinin yer aldığı jürinin karşısına çıktı. “Eşitsizliklerin Azaltılması’ alanındaki sorunlara odaklanan takımlardan 3’ü kuluçka dönemine girmeye hak kazandı. Bu kapsamda, “Root (Birlikte)’, ‘BlindLook’ ve ‘ecording’ takımları sosyal girişimlerini geliştirme fırsatı yakalamanın yanı sıra, çalışma alanı, eğitim, ekosisteme erişim, kurumsal işbirlikleri ve Zorlu Holding’in 60 bin TL’lik hibe desteği dahil bir çok farklı destekten yararlanacak.