İstanbul ve Ankara’dan kaçış dalgası ne kadar güçlü?
Geçen yazımızda 2016’da iç göç profilinde ortaya çıkan değişimi bölgeler boyutuyla ele almıştık. Geçen yıl iç göçteki değişime İstanbul ile Ankara’dan kaçış eğiliminin damga vurduğu tespitini yapmıştık.
Bu kırılmanın gücü ve kalıcı olmasının, tüm illerde sosyo-ekonomik yansımaları olacaktır. Bu eğilimin çeşitli sektörleri ve dolayısıyla ekonomiyi etkilemesi de kaçınılmaz.
İki merkezin diğer bölgelerden aldığı ve verdiği göçün bölgesel analizi, 2016’daki kırılmanın gücü ve kalıcılığı konusunda bir fikir verebilir.
Konuya bu noktadan bakınca öne çıkan sonuçları şöyle sıralayabiliriz:
■ Metropolü terk dalgası, Türkiye’nin en büyük göç çekim merkezi olan İstanbul’da Ankara’ya göre daha güçlü.
■ İstanbul’un aldığı göç 2016’da yüzde 18.49, Ankara’nın aldığı göç ise yüzde 13.17 gibi keskin bir düşüş gösterdi. Ankara’nın verdiği göç yüzde 4.52 arttı. İstanbul’u terk edenlerin sayısındaki artış ise yüzde 9.44’ü buldu.
■ Türkiye’de il dışına göç eden tüm nüfus içinde İstanbul’a gidenlerin payı yüzde 16.67’den yüzde 15.28’e gerilerken, İstanbul’u terk edenlerin payı yüzde 14.81’den yüzde 18.22’ye çıktı.
■ Düzey-2 bölgelerinde il dışına göçen nüfus içinde İstanbul’u tercih edenlerin oranı tüm bölgelerde 2016’da bir önceki yıla göre düştü. Ülkenin hemen her yanında İstanbul’un iç göçteki cazibesinin aşındığı görülüyor.
■ İstanbul’un cazibe kaybı bazı bölgelerde çok keskin düzeyde. Örneğin TR-90 (Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) bölgesinde 2015’te il dışına göçenlerin yüzde 47.49’u İstanbul’u tercih etmişti. 2016’da bu oran 15.99 puanlık bir düşüşle yüzde 31.41’e indi. TRA1 (Erzurum, Erzincan, Bayburt) bölgesindeki düşüş 13.82 puan, TR22 (Balıkesir, Çanakkale) bölgesindeki düşüş 15.59 puan.
■ İstanbul’u terk edenlerin gittikleri bölgenin aldığı göç içindeki payı ise tam tersine TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) hariç tüm bölgelerde arttı. TR82’deki düşüş ise 0.07 puan gibi çok önemsiz bir fark. Neredeyse tüm bölgelerin İstanbul’dan aldığı göç, bölge ortalamasının üstünde bir artış gösteriyor. Doğu ve Güneydoğu’nun sosyo-ekonomik gelişmişlikte son sıralardaki bölgelerinde bile İstanbul’dan gelen göçün payının artması dikkat çekici.
■ Ankara açısından da durum çok farklı değil. 25 Düzey-2 bölgesinin 21’inde il dışına göçenler içinde Ankara’yı tercih edenlerin payı, 2016’da geriledi. Buna karşın il dışından gelen toplam göç içinde Ankara’dan gelenlerin payı 24 bölgede artış gösterdi.
■ Ankara’daki kırılmanın esas olarak Ankara’nın en önemli göç kaynağı olan çevre illerde ortaya çıkması dikkat çekiyor.
■ TR71 (Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir), TR72 (Kayseri, Sivas, Yozgat), TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) ve TR83 (Samsun, Tokat, Çorum, Amasya) bölgelerinden il dışına göç edenler içinde Ankara’yı tercih edenlerin payındaki düşüş diğer bölgelere göre daha yüksek. Tam tersine bu bölgelerdeki illerin dışarıdan aldıkları göç içinde Ankara’yı terk edenlerin payında artış var.
Bu veriler 2016’da ortaya çıkan kırılmanın kalıcı olabileceğine işaret ediyor. İki metropolden uzaklaşma eğiliminin tüm bölgeleri kapsıyor olması, eğilimin gücünü gösteriyor.
Bu iki merkezde ortaya çıkan kırılmanın kalıcı olmasının tüm bölgeleri kapsayan sosyo-ekonomik yansımaları olacaktır.
İstanbul ve Ankara’nın, özellikle balon riskiyle karşı karşıya bulunan inşaat furyasının tavan yaptığı iki odak olması dikkate alınırsa, 2016’daki kırılmanın gücünü koruması halinde, ekonomik yansımalarının da ciddi boyuta ulaşabileceğini hesaba katmak gerekiyor.