İstanbul ne zaman Dersaadet olacak?

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Biliriz, bu ülkede bir Ankara karşıtlığı var. Karşıtlığın tek sebebi Ankara'nın "bileğinin hakkıyla" Cumhuriyet başkenti olması. Karşıtları isimlendirmeye gerek yok; onlar kendilerini bilirler. Kurdukları denklemde Ankara'nın yeri, ne yazık ve ne gereksiz ki, İstanbul'un karşısında!

"Karşıtlığı" bilmek için Cumhuriyet'le taçlanan Milli Mücadele tarihine "dalmaya" da gerek yok; 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da açılışından itibaren her zaman her yerde oldular; yazdıklarıyla, çizdikleriyle, söyledikleriyle, duygularıyla, eylemleriyleÖ

Şu özenle vurgulayalım: İstanbul Türkiye için her yönüyle güç odağıÖ Her yönüyle bir "kavram şehir"Ö İyiye, güzele, doğruya lâyık şehirÖ Çılgın ve gözü dönmüş "çıkarcılığın" pençesinde kıvranıp dursa bileÖ Sonsuza kadar bizim şehrimiz.

Ancak, bir şey daha var: Ankara da bizim şehrimiz ve ayrıca bu ülkenin başkentiÖ 1900'lü yıllarda kabaran ikinci küreselleşme dalgasında "müstevlîlerce" yok edilmek istenen vatanın "yoktan var edilmiş" başkenti. Yani, İstanbul İstanbul ise Ankara da Ankara'dır!

Merkez  neden İstanbul'aÖ   

Güncele dönersek; AKP iktidarı ısrarlı bir tercihle Merkez Bankası'nı başkentten İstanbul'a taşımak istiyor. Hazırlanan kanun tasarısı TBMM'de görüşülmeyi bekliyor. Ama, her iktidarın "siyasi tercih hakkına" saygı göstererek şunu sormak da kamuoyunun hakkı:

Cumhuriyetin temel devlet kurumlarından Merkez Bankası'nı durup dururken "Türkiye Devletinin Başkenti Ankara"dan İstanbul'a taşımanın sebebi ne olabilir?

Bu soru önemli; çünkü tutarlı bir cevabı yok. Merkezi taşıma tercihi iddia edildiği gibi İstanbul'un "uluslararası finans merkezi olacağı" gerekçesine hiç mi hiç oturmuyor. Tercih kapsamlı bir danışmaya, araştırmaya, ikna edici  "bilgi setine" de dayanmıyor.

Bu "boşluğu" anlamak için Meclis'e sunulan "Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın adı bile merkez açısından bir  karinedir. Merkez, tasarının ana konusu olan Vakıflar Bankası'nın ardına torbalanmış.

Gerekçeye bakar mısınız?

Diyelim ki tasarıda merkezin "torbalanması" özellikle son 20 yıldır yasaları yazanların ve yapanların "doğru kanun yazma ve yapma tekniğini" unutmalarının bir sonucudur! Ama, ya gerekçeler?

Genel ve madde gerekçeleri en az kanunun kendisi kadar önemli ve bağlayıcıdır. Onun için "bilgi kalitesinin" yüksek ve amaçla uyuşması gerekir ki; kanun da, uygulaması da doğru ve isabetli olsun.Tasarının "genel gerekçesinde" bunların hiçbirisi yok. Özetle şöyle "şeyler" var:

Bankalar son yıllarda büyük kârlılık dönemlerini geride bırakmışlar. Yeni kâr merkezleri aramaya başlamışlar. Aralarında rekabete girişmişler. Reel sektör İstanbul'da yoğunlaşmış; bu özelliğiyle finans merkezi olmuş. Özel bankaların tamamıyla İş Bankası ve Şekerbank İstanbul'a taşınarak "pastadan daha büyük pay almayı hedeflemişler. Vakıflar Bankası'nı da bu nedenlerle taşımak zorunlu hale gelmiş.

Peki, konumu, işlevi, varlık sebebi, Cumhuriyet ve başkent kavramları içindeki yeri ve bağı ile Merkez Bankası'nın taşınma gerekçesi ne? Şu: "Yukarıda izah olunan gerekçelerle Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun faaliyetlerinde daha etkin, verimli ve süratli olmalarını temin maksadıyla bu kurumların de merkezinin İstanbul'a taşınmasını sağlamakÖ"

Yani,  kurgusu ve izahatıyla öyle bir "gerekçe" ki, Merkez Bankası'nın İstanbul'a neden taşınacağını anlamak mümkün değil. Duruma bakınca, insan düşünmeden edemiyor: Acaba İstanbul ne zaman Dersaadet olacak?..  

 

       

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013