İşsizlik ve dış ticaret elemanı açığı
Gazetemizde yer alan bir haberi ilgiyle okudum. Haberin başlangıcı şöyle idi; " Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, TÜİK verilerine göre işsiz sayısının 2 milyon 751 bin olduğu Türkiye'de sanayicinin ara eleman bulamadığını, 350 bini acil olmak üzere 1 milyon 200 bin ile 1.5 milyon arasında kalifiye elemana ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. "
Saydığı sektörler arasında olmasa da dış ticaret sektöründeki nitelikli eleman açığının, bu sektörün daha hızlı ve güvenli bir şekilde büyümesinin önünde bir engel olduğunun farkında olanlardanım.
Önce özellikle ihracata yönelmek isteyen işletmelerde var olan bir temel yanılgıyı vurgulamak istiyorum. KOBİ düzeyindeki işletmelerin neredeyse büyük bir çoğunluğu, ihracat yapabilmeyi yabancı dil bilmeye eşitliyorlar. Bunun için de ihracat elemanı ararken bakılan tek nitelik yabancı dil bilinip bilinmediği. Bu arada bazı dostlarımızın bu görüşe karşı ifade ettikleri serzenişleri de atlamamak gerek. Derler ki "arkadaş biz ihracat yapabilecek kadar yabancı dil bilenini bulduk ta ihracat bilen mi kusur oldu?" Buna şapka çıkartırım, çünkü doğrudur. Ancak bu ifade de dış ticaret alanındaki "nitelikli eleman" açığının tam bir teyididir. Bu nedenle bu ifadeye karşı cevap olarak derim ki, ihracat elemanı ararken yabancı dil bilgisi kadar, ihracat bilgisi de arayın. Yoksa da önemli değil ancak işe aldığınız elemanın bu bilgisini geliştirmek üzere gereken eğitimleri almasını sağlayın. Sakın ola demeyin ki "ben eğitim aldıracağım, daha sonra yetişmiş elemanımı başkası çalacak." Kuşkusuz bu da olacaktır. Sanki başka meslek dallarında bu olmuyor mu? Eğer hepimiz böyle düşünürsek hiç kimseye mesleki eğitim aldırmayalım o zaman.
Gelelim alınması gereken eğitimlerin kapsamlarına ve niteliklerine. Yurt genelinde yaptığımızı çalışmalar sırasında görülen o ki, maalesef ihracat yapan firmalarımızda bile temel dış ticaret bilgilerinde ciddi eksiklikler var. Bu nedenle, elemanlarınızın bilgi seviyesine göre tüm ihracat konularında eğitim almalarını veya var olan bilgilerini güncellemelerini sağlayınız. Bu eğitimleri veren resmi ve özel birçok kurum var. Özellikle ticaret ve sanayi odaları, İGEME, ihracatçı birlikleri gibi kuruluşların verdikleri eğitimleri izlemenizi salık veririz. Özel kuruluşlarımız arasında da ciddi eğitim verenler var. Ancak bunları değerlendirmeye alırken, eğitimcilerinin açıklanmış olmasını arayın ve bu eğitimcilerin niteliklerini de araştırın. Çünkü bu eğitim konularında devlet desteği verildiği için, detaya önem vermeyen bazı eğitim kuruluşlarının da olduğunu duyuyoruz.
Nitelikli eleman sağlamanın en önde olması gereken kuralı, mesleki eğitim veren kuruluşlarımızın öğrencilerinin staj yapmalarını sağlamalarıdır. Akademisyenlerimiz öğrencileri iyi yetiştirmek kadar, onlara nitelikli staj yeri bulmak konusunda da sıkı bir çaba göstermelidir. İkinci önemli nokta da, ciddi boyutta ihracat yapan kuruluşlarımızın, dış ticaret okuyan öğrencileri stajyer olarak almaları, çay taşıtmadan ve fotokopi çektirmeden, gerçek ortamda çalışmalarını sağlayarak yetiştirmeleridir. Öğrencilerin de işe gitmeden veya işten kaytararak staj belgesi imzalatmak yerine, adam gibi çalışıp işi öğrenmek amacıyla işe sarılmaları şarttır.
Çağımız bilgi çağı, iyi ve doğru bilgiye hızla ulaşıp hızla uygulamaya koyarsak, atı alıp Üsküdar'ı geçen biz oluruz.