İşsizlik Sigortası Fonu ne işe yarar?
İsterseniz başlıktaki soru için çoktan seçmeli cevap seçenekleri verelim:
a) AB'ye "Biz de medeni bir ülkeyiz, bizim de işsiz kalanları koruma sistemimiz var" demeye,
b) Kamuya dolaylı (tahvil alarak) ve doğrudan (Hazine'ye transfer yaparak) finansman desteği sağlamaya,
c) Kamunun net iç borç stokunu azalmış göstermeye,
d) İşsiz kalan vatandaşlarımızı mali açıdan desteklemeye.
Herhalde İşsizlik Fonu bugünkü haliyle en az asıl işlevi olan (d) şıkkını yerine getirebilmektedir. Fonun durumunu ve işleyişini eleştirmeden önce, böyle bir fonun kurulmuş olmasının, aylık verilerinin İŞKUR tarafından gayet şeffaf ve zamanlı bir şekilde kamuoyuyla paylaşılıyor olmasının, fon gelir ve giderlerinin aynı şeffaflık içerisinde açıklanıyor olmasının son derece olumlu noktalar olduğunun altını çizmekte yarar var. Ancak, fon kaynaklarının kullanımı konusunda aynı şeyleri söylemek pek de mümkün değil doğrusu.
Yaşanmakta olan küresel krizin Büyük Buhran'dan beri en ciddi ve derin kriz olduğu konusunda herhalde bütün ekonomistler mutabıktır. Her ne kadar Türkiye son 2-3 yıldır sürdürülen aşırı sıkı para politikası nedeniyle zaten ekonomik olarak bir zayıflama süreci içinde idiyse de, küresel krizin yarattığı etki çok daha şiddetli olmuştur. Son açıklanan sanayi üretim rakamları ekonominin 2008'in son çeyreğinde yüzde 10 gibi çok yüksek bir oranda gerileme yaşadığını göstermektedir. Ocak ayı kapasite kullanım oranı da yüzde 63.8 ile son 18 yılın en düşük düzeyindedir. Finans kesiminin daralan dış kaynaklarını, ülkemizden çekilen yabancı fonları vs. bir kenara bıraksak bile ihracatta ocak ayında görülen yüzde 28 oranındaki gerileme bizatihi krizin ekonomimize doğrudan etkisini göstermek için yeterlidir sanırım. Öte yandan, eylül-ekim-kasım dönemini kapsayan son yayınlanan işgücü istatistiklerine göre en iyimser hesaplamalara dayanan resmi işsizlik oranı bile 2007'ye göre yüzde 1.2 artarak yüzde 10.9'a ulaşmış bulunmaktadır. Her sene işgücüne takriben 750 bin kişinin ilave olduğunu ve bu sene ekonominin net işgücü yaratma imkanının olmadığını dikkate aldığımızda sene sonunda işsizlik oranının yüzde 14'e çıkması kaçınılmaz olmaktadır.
Hal böyle iken, ocak ayında İşsizlik Sigortası Fonu'nun toplam varlıkları takriben 800 milyon TL artış göstererek 39.1 milyar TL'ye yükselmiş bulunmaktadır. (Aralıktaki artış da aynı miktardaydı.) Yüzyılın krizi yaşanırken İşsizlik Fonu'nun net olarak varlık biriktirmeye devam ediyor olması son derece utanç verici bir durumdur. (Diğer bir utanç vesilesi ise halihazırda toplam 2.7 milyon resmi işsizin sadece 244 binine ödeme yapılıyor oluşudur.) Eğer bu fon bugünlerde de net ödeme yapmayacaksa, ne gün net ödeme yapacaktır? Mahşer günü mü? Bu duruma son vermek için derhal ödenekler ile ilgili şartların hafifletilmesi gerekmektedir. (Toplam en az 600 gün prim ödemesi ve son 120 günün kesintisiz ödenmiş olması istenmektedir.) Ayrıca prim ödeme periyotlarının (600 gün prim için 120 gün) ve miktarlarının (brüt maaşın yüzde 40'ı, asgari maaşın yüzde 80'i ile sınırlandırılmış) da acilen artırılması gerekmektedir. (Halen Meclis'te bulunan kanun tasarısındaki kısa çalışma ödeneğinin yüzde 50 oranında artırılması şeklindeki düzenleme ise son derece yetersizdir çünkü kısa çalışma ödeneği fiiliyatta kullanılmamaktadır. Ocak ayında kısa çalışma ödeneğinden yararlanan kişi sayısı sadece 46 olmuştur.)
Eminim ki, işsizlik ödeneklerinin artırılmasına ve kapsam ve süresinin genişletilmesine başta (asgari ücretin de yükseltilmesine karşı olan) IMF itiraz edecektir. Buradaki klasik argüman fazla yaygın ve yüksek miktarlı ödemelerin işgücünün dinamizmini ve esnekliğini körelteceği argümanıdır. IMF'nin diğer bir kaygısı da ödemelerin net olarak fon varlıklarını azaltması durumunda, devlet tahvillerinin satılması gerekeceği ve bu durumun da kamunun borç stokunu artıran bir olgu olacağıdır. Açıkçası bizim oralara gelmemize daha çok var. Ocak ayında yapılan ödeme miktarı 244 bin kişi için topu topu 87 milyon TL'dir. Bu sene kayıtlı işsizlerin 500 bin kişi artacağını ve bunlara her ay resmi maksimum ödeme olan 530 TL ödeneceğini varsaysak bile (halihazırda ortalama ödeme miktarı 350 TL civarında) fon ayda 500 milyon TL civarında para biriktirmeye devam edecektir. Bu şartlar altında ayda 250 milyon TL tutan işçi ve işveren primlerinin düşürülmesi de gündeme getirilebilir. Ayrıca fonun kuruluş amaçlarından olmakla birlikte bugüne kadar hakkıyla yerine getirilmemiş olan "meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi" faaliyetlerine ağırlık verilmesi de çok faydalı olacaktır.
Bugün acilen ihtiyaç duyulan şey, halkın gelecekle ilgili güvensizliğinin azaltılması ve tüketim gücünün artırılmasıdır. İşsizlik durumunda devletin vatandaşa ciddi bir destek verdiğinin anlaşılması güven sağlayacaktır. Ayrıca, iyi işleyen bir işsizlik sigortası hem kayıt altına almayı teşvik edecek, hem de zor durumda olan işverenin hareket imkanını artıracaktır. Ve emin olun ki, İşsizlik Sigortası adına dağıtılan paranın yüzde 100'ü tüketime gidecektir.