İşsizlik rekora gidiyor, şubatta yüzde 14 aşılabilir

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Küresel krizin tetiklediği ekonomik kriz Türkiye'de de dalga dalga yayılıyor. Hükümet istediği kadar vatandaşa moral vermeye çalışsın, krizin etkilerinden kaçma olanağı yok. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da, krizin bugünden yarına atlatılamayacağına, aslında ABD'de bir düzelme yaşanmadan Türkiye'nin sorunlarından sıyrılmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyor. Yılmaz, krizin bitişine ilişkin işareti de "ABD'de konut piyasasının biraz olsun canlanması ve fiyatların artma eğilimi göstermesi" olarak açıklıyor. Bunun için tabii ki zaman verilemiyor.

Türkiye, kimi çevrelere göre krizi tam olarak hissetmiş, yaşamış değil; yani henüz krizde en sorunlu günleri görmedik, ki biz de o görüşteyiz. Krizin sona ermesi açısından nasıl ki dünya için bir zaman verilemiyorsa, aynı durum Türkiye için de geçerli.

Peki, kriz süresince ve kriz bittikten sonra yaralar iyileşene kadar ekonomide en çok tahribat yapacak nedir?

İş barışının bozulması ve işsizliğin giderek artması, bize en büyük sorun gibi görünüyor. Türkiye ABD'de patlak veren krizle, diyebiliriz ki eylül ayı sonunda tanıştı. Daha önceden elbette gidişatın iyi olmadığına ilişkin yorumlar vardı ama sorunun böylesine derinleşeceği de beklenmiyordu, Türkiye'ye uzanacağı da. Küresel krizin etkileri hiç yokken bile bir olumsuzluk olarak beliren işsizlikteki artış, krizle birlikte daha da tırmanmaya ve sorun oluşturmaya aday görünüyor.

Temmuzda başladı

Türkiye İstatistik Kurumu, işgücü piyasasına ilişkin verileri açıklarken üç ayın ortalamasını alıyor ve bu veri ortadaki ayın verisi olarak açıklanıyor. Örneğin son açıklanan eylül verisi; ağustos, eylül ve ekim aylarının ortalamasını gösteriyor.

Bu şekilde açıklanan mayıs ayı işsizlik oranı, son üç yılda aynı düzeydeydi. Mayıs ayı işsizlik oranı, 2006'da yüzde 8.8, geçen yıl ve bu yıl ise yüzde 8.9 olmuştu. Haziranda da önemli bir fark oluşmadı, ancak temmuz ayındaki işsizlikte 2008, önceki yılların belirgin olarak üstüne çıktı. Önceki iki yılın temmuzunda yüzde 8.8 olan oran, bu yıl yüzde 9.4'ü buldu. Ağustosta önceki iki yıl yüzde 9.1 ve 9.2 olan oran, bu yıl yüzde 9.8'e ulaştı. Eylülde ise fark daha da açıldı ve 2006 ve 2007'de yüzde 9.1 ve 9.3 olan oran, bu yıl yüzde 10.3'ü buldu.

Eylül ayı verileri, biraz önce de vurguladık; ağustos, eylül ve ekim ortalamasını gösteriyor. Ekim ayında küresel krizin etkilerini yeni yeni hissetmeye başlamıştık, üstelik yaşadığımız etkiler de henüz işgücü piyasasıyla pek ilgili değildi. Hem ekimde işgücü piyasasında önemli hareketler görülmüş olsa bile, ekim verileri eylül ayı için yapılan açıklamada ancak üçte bir etkiye sahipti.

Biliniyor ki, işgücü piyasasında kasım ve aralıkta önceki aylarla kıyaslandığında kıyametler koparan gelişmeler var. Ekimde henüz üretimini durduran çok fabrika yok, işçi çıkaran pek yok; bunları kasımla birlikte yaşamaya başladık.

Bundan sonra açıklanacak ilk veri eylül-ekim-kasım dönemini kapsayacak. Sonrasında ise ekim-kasım-aralık dönemini göreceğiz. İşte eylül ayında yüzde 10.3'e ulaşan ve geçen yılın bir puan üstüne çıkan işsizlik oranının, eylülü izleyen dönemlerde geçen yılla olan farkı daha açması bekleniyor.

Zirve noktası şubat

Türkiye'de işsizlik oranı dönemsel olarak şubat ayında zirve yapıyor. Oran, şubat ayları itibariyle 2006'da yüzde 11.9, 2007'de yüzde 11.4, bu yıl ise yüzde 11.6 düzeyinde gerçekleşti.

Şubat aylarında istihdam edilenlerin sayısında önceki dönemlere göre önemli bir düşüş oluyor, bağlı olarak işsizler artıyor, bir yandan da işgücüne katılma oranı düşüyor. Şubattaki bu konjonktürde tarımın etkisi büyük.

Henüz küresel kriz hiç etkilemiyorken bile bu yılın işsizlik oranının temmuzdan itibaren geçen yılların üstünde seyretmeye başladığını belirttik. Geçen yıllarla olan fark her geçen ay biraz daha açılıyor. Çok doğaldır ki kriz, bu farkın daha da açılmasına yol açacak.

Ayrıca dikkat çeken bir olgu, son dönemde işgücüne katılma oranının yükseliyor olması. Giderek daha fazla kişi çalışmak istiyor. Bunda ekonomik krizin etkisi büyük kuşkusuz. Aile fertlerinin işsiz kalması ya da gelirin yetersizliği yüzünden iş arayanların, dolayısıyla işgücü piyasasına girenlerin sayısı artıyor, bu da işgücüne katılma oranını yükseltiyor.

Son üç şubatta yüzde 11.4 ile yüzde 11.9 arasında gerçekleşen işsizlik oranının, "eylül ayındaki eğilimle" bile önümüzdeki şubatta yüzde 12.6-13.0 arasında oluşması bekleniyor. "Eylül ayındaki" vurgusuna dikkatinizi çekmek istiyoruz, çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi eylül verisinde krizin etkileri henüz çok az. Böyle olduğu halde fark belirgin.

Bir yandan işten çıkarmalar artıyor, işsiz sayısı da doğal olarak artış gösteriyor. Bir yandan da işgücüne katılmak isteyenlerin sayısında artış gözleniyor. Çalışmak isteyenlerin sayısındaki artış kadar iş olanağı yaratılamadığı için işsiz sayısı daha da büyüyor.

İşten çıkarmalar ile bu durumu daha da körükleyen ekonominin hızla daralıyor olması ve işgücü piyasasına girenlerin sayısındaki artış, normal eğilimle şubatta en fazla yüzde 13'e kadar çıkacakmış gibi bir görüntü veren işsizlik oranında yeni rekorların kırılabileceğinin işareti niteliğinde.

Şubatta yüzde 14 olabilir

İşsizlik oranının ocak-şubat-mart döneminin ortalaması olarak açıklanacak şubat ayında tüm bu etkenlerle yüzde 14'e kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. Şubat ayı için yüzde 13-14 aralığında bir işsizlik oranı mevcut koşullarda makul sayılıyor. Ancak, ekonomideki daralma ve buna bağlı olarak işten çıkarmaların hızlanmayla birlikte oranın yüzde 15'e kadar uzanma riski de bulunuyor.

Türkiye için yüzde 12'yi aşan her oran işsizlikte yeni bir rekor olacak.

İş aramıyor, ama işsiz!

Eylül ayında yüzde 10.3 olarak ölçülmesine rağmen, detaya inince gerçekte işsizliğin daha da yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Son dönemde yükselmekle birlikte işgücüne katılma oranı halen çok düşük. 15 ve yukarı yaştaki nüfusun yarısı bile çalışmıyor. Peki, 25 milyonu aşkın kişi neden çalışmıyor?

TÜİK verilerine göre, 1.7 milyon kişi iş aramıyor ama çalışmaya hazır ve bu 1.7 milyon kişinin 538 bininin iş bulma umudu bulunmuyor. Yaklaşık 12 milyon işsiz, "ev işleriyle meşgul" şeklinde tanımlanıyor. Yani bu kişiler, "ev hanımı" sayılıyor. Ancak bu 12 milyon ev hanımının gerçekte ne kadarı ev hanımı, bunların ne kadarı iş bulma umudu bulunmayan ve "hayırlı bir kısmet" bekleyen kızlardan oluşuyor, belli değil.

Ayrıca 3.6 milyon öğrenci, yaklaşık 3 milyon emekli var. 3.2 milyon kişi çalışamaz halde, 209 bin kişi mevsimlik çalıştığı için bu dönemde işgücüne dahil değil, 1.9 milyon kişi de diğer nedenlerle çalışmıyor.

Dört gençten bir işsiz

İşgücü piyasasıyla ilgili dramatik bir veri de genç nüfustaki işsizlik oranı. Türkiye genelinde 15-24 yaş arası gençlerin beşte biri işsiz. Kentlerde ise bu oran yüzde 23.1'e ulaşıyor. Neredeyse her dört gençten biri işsiz geziyor. Kırsal kesimde ise 15-24 yaş grubundaki gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 15.3'e düşüyor.

İş arama süresi

Eylül ayı itibariyle 2 milyon 548 bin olan işsizin 820 bini 1-2 aydır iş arıyor. 3-5 aydır iş arayanların sayısı 642 bin, 6-8 aydır iş arayanların sayısı 223 bin, 9-11 aydır iş arayanların sayısı ise 107 bin düzeyinde.

TÜİK verilerine göre, 419 bin kişi 1-2 yıl arası iş arıyor. 2-3 yıl arası iş arayanların sayısı 166 bin, üç yıldan uzun süredir iş arayanların sayısı 123 bin kişi düzeyinde. İş bulmuş ve başlamak için bekleyenlerin sayısı ise 48 bin kişi. 

Eylül 

                                                         TÜRKİYE    KENT    KIR

                                                         2008  2007   2008  2007   2008  2007

Kurumsal olmayan sivil nüfus (000)  69 819  69 053    44 579  43 666   25 241  25 386

15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000)  50 142  49 373    32 338  31 568   17 804  17 805

İşgücü (000)    24 761  24 135    15 082  14 583   9 679  9 552

    İstihdam (000)    22 213  21 882    13 222  12 868   8 991  9 013

    İşsiz (000)    2 548  2 253    1 860  1 714   688  539

İşgücüne katılma oranı (%)   49,4  48,9    46,6  46,2   54,4  53,6

İstihdam oranı (%)    44,3  44,3    40,9  40,8   50,5  50,6

İşsizlik oranı (%)    10,3  9,3    12,3  11,8   7,1  5,6

    Tarım dışı işsizlik oranı (%)  13,3  12,0  12,9  12,1   14,7  11,6

    Genç nüfusta işsizlik oranı(1)(%)  20,1  19,0    23,1 22,5   15,3  12,9

Eksik istihdam oranı (%)   3,2  2,9    2,7  2,5   4,1  3,5

     Genç nüfusta eksik istihdam oranı(1)(%) 3,6 3,0    2,7  2,5   5,1  3,8

İşgücüne dahil olmayanlar (000)  25 380  25 238    17 256  16 985   8 125  8 253

(1) 15-24 yaş grubundaki nüfus

İşgücüne dahil olmayanların nedenlere göre dağılımı (Bin kişi)   

      Toplam     Kadın     Erkek

      2008  2007    2008  2007    2008  2007

Toplam      25 380  25 238    18593  18.546    6 787  6.692

    İş aramıyor ama çalışmaya hazır   1.682  1.631    990  898    691  733

       İş bulma umudu olmayanlar   538  563    235  215    302  348

       Diğer     1.144  1.068    755  683    389  385

    Mevsimlik çalışanlar    209  176    173  147    36  29

    Ev işleriyle meşgul    11.819  11.774    11.819  11.774  - -

    Öğrenci     3.599  3.278    1.612  1.481    1.987  1.798

    Emekli     2.996 3.068    558  566    2.438  2.502

    Çalışamaz halde    3.209  3.005    1.950  1.814    1.259  1.191

    Diğer      1.866  2.304    1.491  1.865    376  439

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar