İşsizlik meselesi biraz karışık

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Seçimlerin ardından yönetim erkini kazanmış olan siyasi kadroların işi yoğunlaşır. Bir yandan yeni düzeni kurgulayacaksınız, bir yandan ekonomideki gelişmeleri izleyeceksiniz, bir yandan da bu gelişmeleri nasıl daha olumlu yöne çeviririz diye programlar falan yapacaksınız. Son seçimin ardından da benzer bir yoğunlaşma oldu. Siyasi rejim değiştirildiği için düzenin kurgulanması eskiye kıyasla daha hacimli bir çaba gerektirdi. Yeni düzen sadece tanımlanmakla kalmadı, değişen kurumsal yapı, buna uygun yasal düzenlemeler ve insan gücü tahsisinin de yeni baştan tanımlanıp kurgulanması gerekti. Yoğun mesai gerektiren bir süreç bu kuşkusuz. Tamamlanması bir süre daha alacak gibi görünüyor.

Siyaset düzeni yeniden inşa edilirken ekonomi durup, beklemiyor tabii. O da kendi mecrasında akıyor. Buna paralel olarak yeni bulgular elde ediliyor, yeni veriler açıklanıyor. İçinde bulunduğumuz hafta içinde açıklanan işgücü istatistikleri bunlardan birisi. Malum istihdam ve işsizlik verileri gecikmeli olarak ve tek bir aya has bir bulgu olmaktan çok üç ayın ortalaması olarak hesaplanıp açıklanıyor. Bu hafta açıklanan veri de böyle. “Nisan ayı işgücü istatistikleri” başlığı ile açıklanan veri aslında Mart Nisan ve Mayıs aylarının ortalaması olan ölçümleri içeriyor. Bu yaklaşımın anlaşılır bir nedeni var. İşgücü, istihdam ve işsizlik sayılarında olası kısa dönemli oynaklıkların mümkün olduğu kadar sakinleştirilmesi hedefleniyor bu yaklaşımda. Böylece ekonominin ana omurgasının en önemli parçası olan işgücü piyasasına dönük değerlendirmelerin kısa vade yanılmalarından kaçınabilmesi sağlanıyor.

İşgücü piyasası ile ilgili verilerin önemli bir özelliği vardır. İlk bakışta oluşan genel algı ayrıntıya inildiği zaman farklılaşır. Örneğin yeni açıklanan 2018 yılı nisan ayı işgücü verileri ilk bakışta olumlu bir tablo sunuyor. Buna göre nisan ayında işsiz sayısının önceki yılın aynı dönemine kıyasla 201 kişi azalarak 3 milyon 86 bin kişiye indiği, işsizlik oranının yüzde 10.5 den yüzde 9.6 ya gerilediği anlaşılıyor. İşsizlik düzeyinin bir süredir yüzde 10 ve üzerinde dolaştığı düşünülecek olursa nisan ayında bu sınırın altına inilmiş olması olumlu bir gelişmeye işaret ediyor kuşkusuz. Geçen yılın nisan ayında yüzde 19.8 olarak ölçülmüş olan genç nüfusta işsizlik oranının bu yılın nisan ayı itibariyle yüzde 16.9 düzeyine gerilemiş olması da olumlu bir gelişmedir. Kısacası, ilk bakışta yapılan genel değerlendirme bu yılın üçüncü çeyreğinde işgücü piyasasındaki gelişmelerin olumluya döndüğünü gösteriyor.

Öte yandan, iktisadi faaliyetin kısa dönemlerde oldukça oynak olduğu ve üretimdeki oynaklıktan kaynaklanarak işgücü kullanımında da oynaklık yaşandığı bilinir. Bu tür oynaklıkların önemli nedenlerinden birisi mevsimlik değişmelerdir. Mevsim etkileri dikkate alınmadan yapılan genel değerlendirmelerle yetinip, ötesine bakmamak yanıltıcı olur. Bu nedenle ekonomik eğilimler irdelenirken mevsim etkilerinden arındırılmış veriler kullanılır. 2018 nisan ayı bulguları bu gözle irdelendiğinde genel bulgulara kıyasla bazı farklılıklar olduğu gözleniyor. Örneğin, mevsim etkilerinden arındırılmış veriler kullanıldığında genel değerlendirmede gerilemiş olduğu söylenen nisan ayı işsizlik oranının 0.4 puan yükseldiği gözleniyor. Bu durumda, genel değerlendirmede yüzde 9.6 düzeyine gerilediği görülen işsizliğin bu hareketinin bir ölçüde mevsim etkilerinden kaynaklandığını ve reel, kalıcı bir değişmeye işaret etmediğini söylemek mümkün. Mevsim etkileri hesaba katılarak yapılan ölçümde nisan ayı işsizliği yüzde 10.3 olarak hesaplanmaktadır. Buna göre işsizliğin önceki beş aydan daha yüksek bir düzeye çıkmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu farlılık iki sektörde istihdam edilen işgücünün gerilemesinden kaynaklanmaktadır. Bu gerilemeler söz konusu sektörlerde ciddi üretim gerilemeleri olduğuna işaret etmektedir. Tarım sektöründe mart ayında istihdam düzeyi 55 bin kişi daralmıştır. İstihdamdaki gerileme nisan ayında da devam etmiş ve 20 bin kişilik bir daralma ölçülmüştür. İnşaat sektöründe ise şubat ayında 2 bin kişiyle başlayan istihdam gerilemesi mart ayında 46 bin nisan ayında ise 52 bin kişiye çıkmıştır. Bu veriler tarım ve inşaat alanlarındaki üretim daralmasının yüksek sayıda işsiz ürettiğini göstermektedir. Dolayısıyla genelde gerilemiş gibi görünen işsizliğin bu iki sektördeki gelişmeler sonucunda yükselmiş olduğu söylenebilir.

Görüldüğü gibi bu istihdam-işsizlik meselesi biraz karışıktır. Genel tablodaki olumlu görüntü ayrıntılı analizde değişmiştir. Değişme de genel bir bozulmadan değil iki sektördeki olumsuz gelişmelerden kaynaklanmıştır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018