İşsizlik fena yükseliyor
Türkiye İstatistik Kurumu istihdama ilişkin olarak mayıs verisini açıkladığında “Ekonominin çok dingin seyrettiği mayısta yön yukarı dönmüşse işsizlikte bu aylar (temmuz-ağustos) fena, aralık-ocak çok çok fena” diye yazmıştık. Bu yazımızdan dolayı da epey eleştiri almıştık. Sanki işsizlikte bir düşüş, bir iyiye gidiş vardı da biz görmüyorduk.
Geldik düne... TÜİK mayıs, haziran, temmuz ortalamasını gösteren haziran verilerini açıkladı. Nedense pek şaşırdık; işsizlik yeniden çift haneye çıktı, diye. Ne yani, işsizliğin artık hep tek hanede seyredeceğini mi bekliyorduk.
İşsizlikte bir tek yılla yapılan kıyaslama yanıltıcı olabilir. Birçok göstergede böyledir aslında. O yüzden biz bir süredir bu yılın işsizlik oranını, son beş yılın ortalamasıyla karşılaştırmayı tercih ediyoruz.
Mayıs verisinde en çok dikkat çeken ayrıntı, işsizliğin yönünü bu yıl bir ay erken yukarı çevirmesiydi. Grafiğimizde de görüleceği gibi geçmiş beş yıl ortalamasına göre işsizlikte yılın en dip oranı mayısta oluşuyor. Oysa bu yıl dip oran nisanda görüldü ve mayısla birlikte çıkış başladı. Bu, çok önemsenmesi gereken bir ayrıntıydı, gelecek için çok önemli bir ipucuydu. İşsizlik bu yıl daha kısa sürede ivme kazanacak gibi görünüyordu.
İşsizlik oranıyla ilgili genel eğilimi düşünürsek, bundan sonraki dönemde oran daha da yukarı gidecek. Ama olumsuz olan, bizim daha haziranda yüzde 10.2 olarak gerçekleşen işsizlik oranıyla geçmiş yıl ortalamalarındaki temmuzu bile geride bırakmamız.
Bu yılın işsizlik oranı 2013- 2017 dönemi ortalamasının ocakta 0.2 puan, şubatta 0.3 puan, martta 0.2 puan altındaydı. Durumumuz ilk üç ay geçmiş beş yıl ortalamasından iyiydi.
Eğilim nisanla birlikte tersine döndü. Bu yılki oran geçmiş beş yıl ortalamasının nisanda 0.2 puan, mayısta 0.5 puan ve nihayet haziranda 0.8 puan üstüne çıktı.
Hazirandaki oran geçen yıllar ortalaması bazında temmuzun bile üstünde, ağustosla da aynı düzeyde.
Oran çok yükselebilir
Haziran verisini oluşturan mayıs, haziran, temmuz ayları boyunca döviz kurundaki artış içinde bulunduğumuz döneme göre çok daha ılımlıydı, buna bağlı olarak da ekonomide çok büyük kaygılar yaşanmıyordu.
Dolar bu üç ayın ortalamasında 4.60 düzeyinde gerçekleşti. Kur kaygı veriyordu vermesine ama doların 7 liranın üstüne çıkacağı ve 6 liranın altına gerilemeyeceği doğrusu kimsenin aklına gelmiyordu.
Oysa artık kur artışının ekonomide nasıl büyük tahribatlar yaptığı, yapacağı ortada.
Kaldı ki Türkiye'de işsizliğin kur artışının yapacağı tahribattan ayrı olarak klasik bir eğrisi var. İşsizlik genel olarak nisan-mayıs aylarından itibaren artmaya başlar ve bu artış bir sonraki yılın ocak ayına kadar sürer.
Ama işte bu yıl bu klasik çıkışı tetikleyecek çok önemli ve sıra dışı bir etken var; döviz kurundaki hızlı artış.
Mayıs, haziran, temmuz ortalamasında 4.60 olan dolar kuru haziran, temmuz, ağustos ortalamasında 5.04 oldu. Eylülü dünkü 6.25 dolayında tamamlarsak bu kez temmuz, ağustos, eylül ortalaması 5.61 düzeyine çıkacak.
Kurdaki bu hızlı artışın işlerin olumsuz seyretmesine yol açmayacağını, sıkıntıya giren işletmelerin de istihdamda kısıntıya gitmeyeceklerini kim söyleyebilir.
Bu arada mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı da zaten bu yıl hiç olumlu yönde bir eğilime işaret etmiyor. Ocak ve şubatta yüzde 9.9 olan mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı martta yüzde 10'a, nisanda yüzde 10.3'e, mayısta yüzde 10.6'ya ve haziranda yüzde 10.9'a yükseldi.