İşsizlik eğilim değiştirdi, haziran mayıstan yüksek geldi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye'de işsizlik oranının genel olarak bir çanak eğrisi çizdiği bilinen bir durum. İşsizlik, yaz aylarına doğru tarım ve hizmetler istihdamının etkisiyle azalır, kış aylarında ise yeniden artış görülür. Oranlar farklı oluşsa da, bu eğilim hemen hemen her yıl gözlenir. Ve işsizlikte dip nokta, genellikle haziran ayında oluşur. 

Bu durumun istisnaları da var tabii ki. Kimi yıllar hazirandaki işsizlik oranı, mayısa göre gerilemez, hatta bir miktar artabilir. Ama dedik ya, bu istisnai bir durumdur. Bu yıl olduğu gibi... 

TÜİK, yeni seri işgücü istatistiklerini 2005 yılına kadar geri götürmek suretiyle hesapladı. Yani bu yılla birlikte son on yılın verilerine sahibiz. 

2009'dan bu yana haziran ayındaki işsizlik oranı, mayıstaki oranın hep altında kalıyordu. Bu eğilim, bu yıl bozuldu. Yani çanak eğrisi de bozulmuş oldu. Bu yıl mayısta yüzde 8.8 düzeyinde oluşan işsizlik oranı, haziranda yüzde 9.1'e çıktı. 

2009'dan bu yana, haziran oranının mayıstan düşük olmasına alışılmıştı sanki. Beş yıl boyunca bu eğilim değişmemişti. Ama ezber, bu yıl bozuldu ve haziranın oranı, mayısı geride bıraktı. 

Bu yıldan önceki dokuz yılın altısında haziran oranı mayıstan düşük gelmiş, iki yılda haziran daha yüksek oluşmuş, bir yılda ise mayısla haziran aynı düzeyde gerçekleşmişti. 

Genel işsizlik oranı mayıstaki yüzde 8.8'den, haziranda yüzde 9.1'e çıkarken, bu bozulmada tarım dışı işsizlik oranındaki artış etkili oldu. Mayısta yüzde 10.7 düzeyinde bulunan tarım dışı işsizlik oranı, haziranda yüzde 11.1'e yükseldi. 

Bu arada, mevsim etkilerinden arındırılmış seriye göre mayısta yüzde 9.5 olan genel işsizlik oranı, haziranda yüzde 9.9'a çıktı. 

Ya çalışmak isteyen çok olsaydı... 

İşsizlik oranı mayıstan hazirana geçişte beklenmeyen bir şekilde arttı ve yüzde 9.1'e çıktı; ama, bardağın dolu tarafını görmek isteyenler için bu artış pek önemli sayılmaz, hele hele gelinen yüzde 9.1'lik düzey hiç önemli sayılmaz. 

Bu görüşü savunanlar diyor ki, "Bir çok göstergeyi hep gelişmiş Batılı ülkelerle kıyaslıyoruz, işsizliği de kıyaslayalım, onlardaki oranın çok daha yukarıda olduğunu görürüz". 
Doğru söze ne denir! Önce "Haklısınız" denir, sonra da "Ama" denilerek devam edilir: 

"Onlarda işgücüne katılma oranı hangi düzeyde. Bizde son veri işte hazirana ait. İşgücüne katılma oranı, yani çalışabilir durumda olup da çalışmak isteyenlerin oranı toplamda yüzde 51.3, erkeklerde yüzde 72.3, kadınlarda yüzde 30.9 düzeyinde. İşsizliğin çok daha yüksek olduğunu söylediğimiz, ki öyle, Avrupa'nın sorunlu ülkelerinde işgücüne katılma oranı yüzde 70'lerden aşağı inmiyor. Hele hele Kuzey Avrupa'da, İskandinav ülkelerinde bu oran çok daha yüksek. Kaldı ki kadınlarda! Bizde üçte biri bulmuyor kadınlardaki işgücüne katılma oranı. İskandinav ülkelerinde kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 70'in üstünde. Acaba, bizde bu oran bir anda artsaydı, işsizler, 'Çalışmak istiyoruz' diye işgücü piyasasına girseydi, işsizlik oranlarımızı buralarda tutmak mümkün olur muydu, yoksa yüzde 20'li oranları mı görürdük, bunu da sorgulamak gerekiyor." 

Hele genç nüfustaki işsizlik oranı... Hemen her ay değinme gereği duyduğumuz sorun yumağı. Detayları başka bir güne bırakarak yalnızca özet şu rakamları verelim. Haziran ayı itibariyle 15-24 yaş arası nüfusta işsizlik oranı toplamda yüzde 16.7, erkeklerde yüzde 16.1, kadınlarda yüzde 17.9 düzeyinde bulunuyor.

aktas-016.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar