İşsizlik düşüyor ama hala son yıllar ortalamasının az da olsa üstünde
İşsizliğin aylara göre seyrini gösteren bir renk haritası oluşturduk. Bu harita bize geçen yılki işsizliğin aydan aya olan değişime göre belirgin bir şekilde gerileme eğilimi içinde olduğunu gösteriyor. Hem zaten bu gerilemeyi ocak ayındaki düzeye göre olan farkta da somut biçimde izleyebiliyoruz.
Geçen yıl ocak ayında yüzde 13 düzeyinde gerçekleşen işsizlik oranı mayıs ve haziranda yüzde 10.2’ye indikten sonra bir miktar artış gösterdi, ama dün açıklanan son veriye göre ekimde yeniden yüzde 10.3’e indi. Ekim itibarıyla ocak ayındaki düzeye göre 2.7 puanlık bir gerileme var.
Aylara göre renk haritası bize işsizlikte 2009, 2010 ve 2011 yıllarında da geçen yılki gibi belirgin bir gerileme yaşandığını gösteriyor. İşsizlikte bir önceki aya göre gerilemeyi ortaya koyan mavi kutular, söz konusu yıllarda da çoktu. Hem zaten işsizlik oranı ocaktan ekime olmak üzere 2009’da 1.9 puan, 2010’da 3.1 puan, 2011’de de 2.7 puan gerilemişti.
Ama şu gerçeği gözden uzak tutamayız. Söz konusu üç yıl, küresel kriz yaşanan bir dönemdi ve bundan dolayı işsizlik önce adeta tavan yapmış, ardından düşüşe geçmişti. Biz de küresel olmamakla birlikte 2016 yılında bir kriz yaşadık ve bunun etkisiyle işsizlik 2016’nın son aylarında tırmanışa geçti, geçen yılın ilk ayında da yüzde 13’le zirve yaptı.
Dolayısıyla yüzde 13’ten sonra yönün aşağı dönmesi normaldi. Hem yüzde 13 çok yüksek bir oran olduğu için, hem de ocaktan sonra işsizlik istisnai birkaç yıl dışında hep gerileme eğilimine girdiği için.
2016’ya göre iyiyiz de...
İşsizlik oranı ekimdeki yüzde 10.3’lük gerçekleşmeyle 2016’nın aynı ayındaki yüzde 11.8’in çok altında. Ancak, 2016’yı normal bir yıl sayamayız ki...
Bu yüzden ekim ayı değerlendirmesini yaparken yalnızca 2016 ekimine değil, geçmiş yıllar ortalamasına bakmakta yarar var.
2008-2016 döneminin, yani dokuz yılın ortalamasına göre ekim aylarındaki işsizlik oranı yüzde 10.2. Geçen yılki oran ise yüzde 10.3. Bir başka ifadeyle geçen yılki işsizlik düşe düşe ancak geçmiş yıl ortalamalarına düşmüş durumda.
Dolayısıyla geçen yılın ekim ayındaki işsizlik oranının yüzde 10.3’e gerilemiş olması kuşkusuz iyi bir gelişme, olumlu bir gelişme ama bu durum öyle çok da abartılacak, “İşsizliğin belini kırdık” dedirtecek bir gelişme değil.
Altını bir kez daha çizmemiz gereken gerçek şu. Geçen yılki işsizlik oranının bir önceki yıla göre 1.5 puan azalması elbette çok olumlu. Ama unutmayalım, 2016’nın ekimindeki yüzde 11.8, 2009 yılının ekiminde gerçekleşen yüzde 12.2’den sonraki en yüksek oran. Yani biz geçen yıl ekimde, “2016’nın çok yüksek oranına göre bir gerileme sağladık”, normal bir ekim ayına göre değil.
Bir başka oran daha verelim. 2010-2015 döneminin, yani altı yılın ekim ayı işsizlik oranı ortalaması yüzde 9.5. Bu ortalamadan 2016’da yüzde 11.8’e çıkmışız, şimdi bu oranı unutup “Yüzde 11.8’den yüzde 10.3’e indik” diye seviniyoruz. Peki ya önceki altı yıl ortalaması olan yüzde 9.5?
Tek hane 2019’da, o da etiket gibi!
Türkiye işsizlikte tek haneyi ancak gelecek yıl görebilecek. O da hedef, tutarsa tabii ki. Kaldı ki, tuttuğu takdirde bu hedef de fiyat etiketini andırıyor adeta.
2018-2020 dönemi orta vadeli programına göre işsizliğin 2019 yılında yüzde 9.9’a inmesi öngörülüyor.
Aynı programa göre işsizlik oranında geçen yılın tahmini yüzde 10.8. İşsizliğin bu yıl yüzde 10.5 olarak gerçekleşeceği, gelecek yıl biraz önce belirttiğimiz gibi yüzde 9.9’a inileceği, 2020’deki işsizliğin ise yüzde 9.6 olacağı hedeflenmiş durumda.