İşsizlik çözülemez sorun haline geliyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Dün açıklanan 2009 yılı istihdam göstergeleri işsizliğin çözülemez hale gelmek üzere olduğunu ortaya koyuyor.

2009 yılında iş arayanlara 914 bin kişi eklendi. Buna karşı toplam istihdamdaki (çalışan sayısındaki) artış sadece 83 bin oldu.

2009 yılında işsiz sayısı 860 bin artarak 3 milyon 471 bin'e ulaştı.

Çalışma çağında olan, iş yapmaya hazır olan her 100 kişinin ülke genelinde 14'ü, şehirlerde 17.4'ü işsiz.

Çalışma çağında olup da bir iş arayan her 100 gencin 25.3'ü işsiz.

İyi de bu rakamlar 2009 yılına ait.

Şimdi 2010'dayız…Bu yıl da iş arayanlara en az 900 bin kişi daha eklenecek. Gelecek yıl da bu kadar eklenecek. Eklene eklene gidecek.

Bu tabloyu nasıl değerlendireceğiz?

Sorun krizden kaynaklandı. Kriz geçer işsiz sayısı artar diyebilir miyiz?

Yatırım ve üretim artışı başlayınca işsizlik sorunu da ortadan kalkar diyebilir miyiz?

Açık anlatım ile hükümetin yapabileceği bir şey yok. Kredi notumuz artıyor.Borsa endeksi yükseliyor. İşsizlik kendinden çözülür diyebilir miyiz ?

Bizin ekonomimizin bugünkü yapısıyla her yıl pazara giren 900 binin üzerindeki insana iş imkanı yaratması imkansız.

Bugünkü sanayi ve tarım yapımızda bu imkansız. İleri teknolojiye dayalı üretim yapısında imkansız.

Bugünkü yapıda neden imkansız?

Türkiye'de çalışan her 100 kişinin 43.8'i daha düşük ücretle, ve sosyal güvenlik siteminden yararlanmadan daha düşük ücretle çalışmaya razı olmuş durumda.

Bütün bunlara rağmen işverenler işci maliyetlerinin yüksekliğinden yakınıyor. İşcilik maliyetindeki vergi ve prim yükünü düşürmek, esnek istihdam şartlarını getirmek, asgari ücreti bölgelere göre farklılaştırmak arayışı sürüyor.

Bizde işci ücretleri hangi ülkedeki ücretlere göre yüksek ? Bizde işcilik maliyeti hangi ülkelere göre yüksek? Bengaldeş'e, Pakistan'a, Hindistan'a, Mısır'a ve benzer ülkelere göre yüksek.

Biz hâlâ, yeni sanayileşen bu fakir ülkelerin ürettiği katma değeri düşük ucuz malları ürettiğimiz için maliyetdeki işcilik yükünü bu ülkelerdeki ile karşılaştırıyoruz.

Biz, Bangladeş'in, Pakistan'ın Hindistan'ın ürettiği katma değeri düşük mallarla rekabeti sürdürüyoruz.

Halbuki İtalya'nın, Almanya'nın, İngiltere'nin ABD'nin ürettiği malları üretebilsek, hem istihdam artacak hem işçi ücretleri artacak.

Kriz sonunda daralan talep ve değişen dış pazar koşullarına uyum arayışında, bizim ürettiğimiz ürünlerin özelliğinden ötürü işcilik maliyetlerinin önemi arttı.

Acaba sanayi kriz sonunda yeniden yapılanır, ileri teknolojiye ve verime önem verir ise istihdam imkanları artar mı?

Tam tersine. İstihdam imkanları daha da daralır. Kriz sonrası şartlara uyum arayışındaki işveren yeni makineler alarak, verimi artıracak tedbirler alarak daha az işçi ile üretimi sürdürmeye çalışıyor.

İşsizlik sorunu büyürken ekonomide düzelme mümkün değildir. Büyüme ve gelişme farklı şeylerdir. Üretim artışı büyümeyi sağlar. Ama işsizlik sorunu gelişmeyi engeller. Ülkede işsiz ve aç insan sayısının artması büyümenin sürdürülebilir olmasını engeller.

İşte bu nedenlerle hükümetin işsizlik sorun unun büyümesine önleyecek tedbirler almasına ihtiyaç vardır. İşsizlerin hepsine iş bulunamaz. Ama hiç olmaz ise işsiz sayısının ekon ominin kaldıramayacağı bir yük haline gelmesi önlenebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018