İşsize 3 kuruş, geçici işsize 5 kuruş!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

İş Kanunu'nda zaten var olan, ancak bir ara yepyeni bir uygulama gibi lanse edilmeye çalışılan kısa çalışma ödeneğinde yeni bir aşama kaydedildi. Hem kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresinin, hem de ödeneğin miktarının artırılması kararlaştırıldı. Bu karar; hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında alındı. Gerçekleştirilecek yasa değişikliğinden sonra uygulanacak yeni düzenlemeyle kısa çalışma ödeneğinin tutarı brüt asgari ücretin yüzde 40-80'i düzeyinden yüzde 60-120'si düzeyine çıkarılacak. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresi de 6 ay olarak belirlendi.

Daha sonra detaylı olarak vereceğiz rakamları; İşsizlik Sigortası Fonu'nda 2008 sonu itibariyle tam 38.4 milyar lira var. Dolayısıyla, bu paranın kullanımı için kısa çalışma ödeneğinde miktarın artırılması da yerinde, bu ödenekten yararlanma süresinin artırılması da.

Ancak, Türkiye'nin "garip" işleri bitmez ya da bitirilemez. Kısa çalışma ödeneğinden kimler yararlanıyor; kriz nedeniyle üretim durduğu için işini kaybetme riski olan işçiler, değil mi. Ve bu durumdaki işçilere brüt asgari ücretin en az yüzde 60'ı, en fazla yüzde 120'si kadar bir ödeme yapılması öngörülüyor.

Peki, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan, işini kaybetme riski olanlara değil de, işini temelli kaybedenlere ne kadar ödeme yapılıyor dersiniz. Bir daha ne zaman iş bulabilecekleri belli olmayan bu durumdakilerin daha mağdur oldukları açık. Mantıken de, tümden işsiz kalmış olanlara daha fazla ödeme yapılması gerekmez mi? "Tabii ki" diyorsanız, nefesinizi boşuna tüketmeyin!

İşini temelli kaybetmiş birine yapılan işsizlik sigortası ödemesinin tutarı, brüt asgari ücretin yüzde 40'ı ile 80'i arasında değişiyor. Ödeme süresi ise 6-10 ay arasında bulunuyor.

Bir tarafta işini tümüyle kaybetmiş ve bir daha ne zaman ve hangi koşullarda iş bulabileceğini bilmeyen biri var ve ona İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 6-10 ay süreyle brüt asgari ücretin yüzde 40-80'i arasında ödeme yapılıyor; diğer tarafta ise işini kaybetme riski bulunan birine 6 ay süreyle brüt asgari ücretin yüzde 60-120'si arasında ödeme yapılması öngörülüyor.

Ortada çok ciddi bir çelişki var. Sakın bu çelişkili durum özellikle yaratılıyor olmasın!

İşini geçici olarak kaybetme durumuyla karşı karşıya olan bir işçi, kısa çalışma ödeneğinden yararlandığı sürece tümüyle işsiz kalmamış olacak ve "bazı yerlere" yapmakta olduğu ödemelerini, aidatlarını da aksatmayacaktır; bazı kesintiler otomatik olarak yapılacaktır, değil mi. Bu aidat ödemelerinin içinde sendika aidatı da bulunmaktadır herhalde. Oysa bu işçi tümüyle işsiz kalmış olsaydı, sendika da aidat gelirinden mahrum kalırdı. O yüzden, işçinin tümüyle işsiz kalması yerine kısa çalışma ödeneğinden yararlanması sağlanmalıdır. Bu durum, ödeme tutarı ve süresi uzun tutulmak suretiyle işveren için de avantaj oluşturmalıdır. Nitekim yapılan da budur.

İşte onun için de karşımıza "işsize 3 kuruş, işini kaybetme riski bulunana 5 kuruş" yardım yapılması sonucunu doğuran bir formül çıkarılmıştır.

İşsizlik Sigortası Fonu'nun rakamlarına bir kez daha dönelim. Geçen yıl sonu itibariyle fonda tam 41.8 milyar lira birikmiş ve bu tutarın yalnızca 3.5 milyar lirası kullanılmış. Bakiye ise yukarıda belirttik 38.4 milyar lira. Kullanım oranı biriken her 100 liraya karşılık yalnızca 8 lira. 

Çalışan kesimin işsizlik ateşiyle böylesine kavrulduğu bir dönemde bu 38 milyarı daha yoğun kullanmayacağız da, acaba ne zaman kullanacağız...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar