İsrail

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

İsrail'in yaptıkları konuşuluyor, yazılıyor.

İlişkiler sorgulanıyor.

Ekonomik ilişkilerde 1.5 milyar dolarlık ihracat, 1 milyar dolarlık ithalat rakamı kullanılarak 'sığ' bir tartışma yürütülüyor.

* *

'Emniyet kemeri' kontrolü yapan trafik polisleri, emniyet kemeri takılı olan Temel ve ailesini kutlamak ve ödüllerini vermek için durdurur.

Polis memuru, "İlk bin arabada kemer takan ilk şoförsünüz. Kurallara bağlılığınız size 500 bin lira kazandırdı. Bu para ile ne yapacaksınız?" diye sorunca, Temel yanıtlar, "Ehliyet alacağım!…"

Fadime olayı kurtarmak amacıyla söze girer, "Bir çuval inciri berbat ettin Temel. Hep böyle yapıyorsun, arabayı kaçırırken de ele verecektin bizi!"

Arabanın durduğunu fark edip, gizlendiği bağajdan kafasını uzatan Fadime'nin babası olayı noktalar, "Sınırı geçtik mi, özgür müyüz!?"

* *

İsrail'le yaşananlar da, sonradan anlatılıp, yazılanlar da fıkradaki olaya benziyor.

 Birilerinin işine geliyor, diğerleri 'emniyet kemeri'ne takılıp kalıyor!

Sorgulama başlayınca açıklar ortaya çıkıyor.

İran ile 'uranyum takası' gibi bölgede 'barış' ve 'sükunet'i sağlayacak adımların ardından tüm dünyada açıklamalar havada uçuşurken; gerginliği tetikleyen girişimlere sessiz kalınabiliyor.

Olaylar, açıklamalar, suskunluklar silsilesinde, ABD'li bir ekonomi profesörünün, "Para kazanmak için çalışacaksın. Daha fazlasını istiyorsan siyasete gireceksin. Çok daha fazlasını istiyorsan savaştıracaksın." tezi akıllardan çıkmıyor.

* *

Daha fazlasını 2008 yılının Mart ayında gittiğim Kudüs'ten yazmıştım.

"Geçtiğimiz hafta, çocukların başına bombaların yağdığı gün İsrail'deydik.

Çam ormanları, badem ağaçları ve üzüm bağları eşliğinde Tel Aviv'den Kudüs'e geçerken rehberimiz Ruti anlatıyor:

"Solda ileride gördüğünüz tepeler şiddetli çatışmaların olduğu Batı Şeria…"

"Sağ taraftaki zengin bir Arap köyü…"

"Sol taraftaki zengin bir Yahudi köyü…"

"Karşı tepedeki dindar bir Yahudi köyü…"

"Hemen altındaki dindar bir Arap köyü…"

"Onun hemen yanında gördüğünüz Neve Şalom Köyü. Yani "Barış kaynağı". Burada Müslüman Araplarla, Yahudiler birlikte yaşıyor. Çocukları aynı okullara gidiyor…"

 * * *

Yolda gördüğümüz Türk bayraklarıyla süslenmiş 3-4 tane gökdelen, 2 köprülü kavşak, bazı okullar ve konut alanları ise Türk İnşaat şirketinin.

2 bine yakın Türk, Filistinli ve Yahudi birlikte çalışıyor: Ele ele, omuz omuza…

 * * *

Ve Kudüs'teyiz.

Bütün dünyada birbirine karıştırılan Kubbet'us Sahra ile Mescid-i Aksa karşı karşıya…

Müslümanların ilk kıblesi…

Bahçesinde Müslümanlar ve bütün dinlerden turistler…

İnanılmaz bir kalabalık…

Hemen yan tarafında Ağlama Duvarı.

Yahudilerce <http://tr.wikipedia.org/wiki/Yahudiler> kutsal sayılan ve Romalılar tarafından yıkılan Büyük Tapınak'ın ayakta kalan Batı duvarı…

Bahçesinde Yahudiler ve bütün dinlerden turistler…

İnanılmaz bir kalabalık…

İki kutsal yerin tam karşısında Kutsal Mezar Kilisesi.

Hristiyanlarca  kutsal sayılan, Hz İsa'nın çarmığa gerildiği ve gömüldüğü yer…

Bahçesinde Hristiyanlar ve bütün dinlerden turistler…

İnanılmaz bir kalabalık.

 * * *

Devlet kurumlarında, otobüs duraklarında, mağazalarda, çarşılarda türbanlısı, türbansızı, takkelisi, kippalısı, şapkalısı, haçlısı bir arada.

 * * *

Peki bu bombalar niye?

Bizim gibi konuşuyor, çarşıda pazarda sohbet ettiğimiz İsrailliler: "Birileri tetiği çekti!".

Ve bizim gibi devam ediyorlar: "Bu huzursuzluklar olmasa, daha çok çalışıp, daha çok üreteceğiz. Silahlara gitmese paralar, yatırımlara daha fazla kaynak ayrılabilecek. Birlikte yaşayabiliyoruz ama içimize 'korku' ve 'huzursuzluk' sokanlarla baş edemiyoruz." "

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024