İspanya'nın hali

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ [email protected]

 


İspanya'da hükümet, ülkenin en büyük bankalarından birisi, Bankia'yı, kurtarma kararı aldı. Bir trilyon dolarlık İspanya ekonomisinin sağlığı Avrupa Birliği açısından son derece önemli. Bankia, geçen sene sonu itibariyle 113 milyar euroluk mevduata sahipti. Dolayısıyla, İspanya'da bankacılık sisteminin sağlığı hem İspanya ekonomisini hem de Avrupa Birliği'ni yakından ilgilendiriyor.

Önce kısaca İspanya'nın buraya nasıl geldiğini hatırlayalım. İspanya 1982 yılında NATO'ya 1986'da ise Avrupa Birliği'ne girdi. Avrupa Birliği'ne girmesinin ardından emlak fiyatlarında hızlı, hatta inanılmaz bir şişme yaşadı; 2007 yılındaki ortalama emlak fiyatları 1985'dekinin 12 katına denkti. Bunun sebebi, yurt dışından gelen emlak yatırımlarıydı. İçerideki bankacılık sistemi de iç talebi artırdı.

Emlak fiyatları  1985-91 yıllarında hızlı yükseldikten sonra 1997 yılına kadar durakladı. Sonra tekrar yükseliş eğilimine girdi. Hatta, 2001'den sonra dahi ABD'ndeki emlak fiyat artışlarından daha hızlı arttı İspanya'da fiyatlar. Öyle ki, ABD'nde fiyatlar 2006'dan sonra gerilemeye başladı İspanya'da ise artış 2008 yılına kadar devam etti. 2008 yılındaki ortalama fiyatlar 2001'dekinin iki katına ulaşmıştı. 

Oysa Amerika'nın zirve noktası olan 2006'da fiyatlar, 2001'in yüzde 180'i civarna kadar çıkmıştı.
Yani, kısaca, İspanya'dan emlak balonu şişmişti. Emlak fiyatları banka bilançolarını da şişirdi.

2008'den sonraki kriz emlak fiyatlarını düşürdü, bankacılık sistemini de krize soktu. Caja adı verilen tasarruf kasaları sıkıntıya düştü. 2010 yılının sonunda, yedi Caja birleştirildi ve adı Bankia oldu. Başına da eski IMF başkanı Rodrigo Rato getirildi.

Bankia bu seneye kadar idare edebildi. Devlet önceden verdiği desteği sermayeye çevirerek bankanın yüzde 45'inin sahibi oldu.

Bankia'ya el konulması ile sonuçlanan süreçte, en azından şunları anlıyoruz. Öncelikle İspanya'da bankaların durumu hakkında belirsizlik büyük. Bankia AB stress testlerine dahil edilmiyor. Oysa büyük bir kuruluş. Her üç derecelendirme kuruluşu tarafından yatırım yapılabilir seviyede notlanmıştı. Demek ki bu kuruluşların da durumdan pek haberi yoktu.

Belirsizlik bankanın mevduatlarının ne kadarının risk altında olduğunun  bilinmesini de engelliyor. İspanya'da gayrimenkul fiyatları hala 2001 yılının iki buçuk katının üzerinde. Dolayısıyla hem Bankia hem diğer bankaların sağlığını tam olarak bilemiyoruz. Öte yandan İspanya'da işsizlik yüzde 25'e yakın seyrediyor. Dolayısıyla, dışarıdan olduğu gibi içeriden de gayrimenkul talebi gelmesi zor.  

Bu durumda gözlerin kamu bütçesine tekrar çevrilmesi gerekiyor. Gayrimenkul fiyatlarınn hızla yükseldiği rüya yıllarında İspanya'da bütçe gelirleri de yüksekti. Kamu tasarrufu ve dolayısıyla bütçe dengesi başarılı idare edildi. Ancak özel tasarruflar düşük olduğu için cari açık veriliyordu.

Krizden sonra durum değişti. 2009'da GSYİH'nın yüzde 11'in üzerinde bütçe açığı verildi. 2011'de de yüzde 8,5 civarında açık vardı. Bundan sonraki dönemde temel senaryo (IMF), kemer sıkmaya dayanıyor. Bu şekilde 2017'de açık yüzde 4'ere inecek. Bu olursa, brüt borcun GSYİH'ya oranı yüzde 91 olacak. Oysa 2007 yılındaki oran yüzde 37 idi.

Eğer İspanya'da bankalar şu an korkulduğu kadar kötüyse yukarıdaki rakamları dahi arayacak İspanya. Zira, kurtarma maliyetleri doğrudan bütçeye akacak. Bu yükü yorgun Almanya kaldırabilir mi?
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018