İSO 500 sanayi kuruluşu ve gıda şirketlerinin 2016 performansı
Necdet BUZBAŞ - TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı
İstanbul Sanayi Odası (İSO) her yıl olduğu gibi bu yılda Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu raporunu haziran ayı başında açıkladı. Bu yıl 65'inci yaşına giren İSO, 1968 yılından beri bu geleneği sürdürüyor.
Bu anlamlı gelenek; 1968 yılında Rahmetli Vehbi Koç'un önerisiyle Türkiye'nin en büyük 100 sanayi kuruluşu olarak başlamış, sonraları 1978 yılında 300 kuruluş, 1981 yılında da Türkiye'nin 500 en büyük kuruluşuna evrilmiş. 1991 yılında başlatılan bir diğer uygulama; İkinci Büyük 500 Kuruluş için 325 kuruluş ile yola çıkılmış, 1992'de sayı 250'ye inmiş ve 1998 yılında Türkiye'nin İkinci Büyük 500 Sanayi Kuruluşu olarak yer almış.
Sanayi sektörü tüm ülkeler için ekonomik büyümenin ve bütünsel kalkınmanın temelini oluşturmaktadır. Ülkemiz de gelişmekte olan ülkeler kategorisinden çıkıp gelişmişlik düzeyini yakalamak için sanayileşme çabası içerisindedir. Cumhuriyet'in kuruluşundan başlayarak çeşitli aşamalarda farklı politikalar ile sürdürülen bu çaba, 1980 yılında ekonomide dışa açılma hareketiyle ivme kazanmıştır.
Gıda sektörünün milli gelire katkı payı azalıyor
2001 yılında yaşadığımız ekonomik kriz sonrası yaşanan iyileşme ve normalleşmeler sanayimiz için istikrarlı koşullar oluşturmuş ihracat artışları sanayi ürünleriyle sağlanmıştır.
Son birkaç yıldır sanayi sektörünün milli gelir içindeki payının giderek azalması dikkat çekmektedir. Bunun nedenlerini dünya ticaret konjonktüründeki olumsuzluklara bağlamanın ötesinde sanayimizin Ar-Ge'ye yeterli yatırımı yapmayan dolayısıyla katma değeri düşük ürünler üreten yapısına bağlamak daha doğru bir tespit olur.
2016 yılı Türkiye ekonomisi atlatılan büyük badirelere rağmen yüzde 2.9 oranında büyümüştür. Dünya ekonomisindeki durağanlık ve dünya mal ticaretindeki talebin önemli ölçüde zayıflaması, bulunduğumuz coğrafyadaki siyasi kırılganlıklar sanayi performansını olumsuz etkileyen faktörler olarak öne çıkmıştır.
İSO tarafından hazırlanan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2016" raporu içeriğiyle ilgili birkaç noktayı belirtmek istiyorum;
• Sektörel sınıflamalarda, Avrupa Birliği tarafından kullanılan "Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE Rev.2) kullanılmaktadır.
• Büyüklük sıralamasında "Üretimden Satışlar" kriter olarak alınmaktadır.
• Önceleri tek kalemde verilen gıda sektörü, içecek ve tütün ürünlerini de kapsıyordu. Artık her biri ayrı ayrı veriliyor.
Sanayi ile ilgili genel görünüm dikkate sunulduktan sonra asıl konumuz gıda sanayinin "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu, 2016" raporundaki yerinin ayrıntılı irdelenmesi olacak.
Gıda sanayi sosyal ve ekonomik refahın temelinde, ülkelerin sanayileşmesinde önemli rol üstlenmektedir. Bir yandan ülkelerin vatandaşlarına yeterli ve sağlıklı gıda arzı sağlarken diğer yandan tarımsal ürünlere sağladığı katma değer artışı ile stratejik bir önem arz etmektedir. Girdilerinin tamamına yakınını yurtiçi kaynaklardan ve ağırlıkla tarım sektöründen karşılayan gıda sanayi, tarım sektöründeki yavaş büyümeye rağmen gerek çeşitlilik gerekse ulaştığı büyüklülük bakımından büyük gelişme göstermektedir. 1968 yılında İSO tarafından hazırlanan ilk 100 firma anketinde gıda sanayi üretimden satışlardan yüzde 8.4 pay alırken 2016 yılında bu pay yüzde 15.26'ya yükselmiştir. Yine o tarihte 9 kuruluş ile yer alan gıda sanayi, 2016 yılında 98 gıda ve 7 içecek kuruluşu ile temsil edilmektedir.
Her ne kadar kuruluş sayısı artmış olsa da gıda sanayinin ölçek küçüklüğü dikkat çekici. Nitekim İSO-500 2016 yılı Raporu'nda yer alan toplam 105 gıda ve içecek kuruluşunun üretimden satışlarının toplamı listedeki ilk dört kuruluşunki ile eşittir. Ayrıca gıda sanayinin kendi içindeki ölçek farklılığı da önemli bir göstergedir. 18'nci sırada yer alan kuruluşun üretimden satışları 4 milyar TL iken 500'ncü sıradaki kuruluşunki 242,5 milyon TL'dir, tam 16.6 kat farklılık dikkat çekici.
Ar-Ge harcamaları gerilemiş
Gıda sanayinin istihdam dostu olduğunu sıkça söyleriz, bu yılın İSO 500 anketinde bunu görmek mümkün. Toplam 105 kuruluş ile istihdamda birinci sırada yer alan gıda sanayi toplam 123 bin 519 kişi çalıştırıyor. Bu İSO 500, 2016 raporunda yer alan 35 sektörün en fazla istihdam sağlayanı ve yüzde 18,63'ü.
2016 yılı gıda sanayi açısından iç pazara dönük satışlarla iyi geçti denebilir. Gıda ürünleri imalatında ihracat yüzde 4.8 azalma gösterirken içecek sanayinde bu azalma yüzde 18'lere varıyor. İşgücü verimliliğinde gıda sanayinde yüzde 6.4 artış sağlanmış iken içecek sanayinde yüzde 2.4'lük bir kayıp gözlemlenmektedir. Sektörel faaliyet kârlılıklarına gelince gıda sanayinde yüzde 7, içecek sanayinde 7.3'ler yakalanmış.
Bence İSO 500, 2016 raporunu en önemli yanı Ar-Ge harcamaları ve buna bağlı sanayimizin iç görünümü ile ilişik geleceği… 500 büyük kuruluşun Ar-Ge'ye harcadığı kaynak 2.8 milyar TL, geçen yıla göre yüzde 16.3 azalmış. Ar-Ge'ye harcanan kaynağın üretimden satışlara oranı 2015 yılında yüzde 0.74 iken bu yıl yüzde 0.57'ye düşmüş.
Sonuç, ileri teknoloji yoğunluklu sanayilerin toplam sanayi içindeki oranı yüzde 3.7, orta yüksek yoğunluklu sanayiler oranı yüzde 19.5.
Türkiye'de 100 liralık Ar-ge harcamasına 225 TL'lik devlet desteğinin verildiği, İSO 500 2016'daki şirketlerin toplamda yüzde 3.9 büyüme gösterdiği olumlu bir ortamda Ar-Ge'ye gerekli önemin verilmediği gibi bir sonuca varılır ki, rekabetin şirketleri olabildiğince zorladığı dikkate alındığında bu büyük bir zaaf oluşturacaktır. İSO 500, 2016 raporunda yer alan 500 kuruluşun üretimden satışlarının toplamı 140 milyar dolar iken Avrupa Birliği'nin ileri teknoloji yoğunluklu ürünler ihracatı 605 milyar 227 milyon dolar, Çin'in ki ise 455.7 milyar dolardır. Sanayimizin kendini yenilemesi yaşamsal öncelik arz etmektedir.
26 Şubat 2016 tarihli 6676 Sayılı "Araştırma ve Geliştirme faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun" gıda sanayinin küçük ölçekli kuruluş sayısının ağırlıklı yapısına uygun Ar-Ge merkezleri kurulması için her türlü esnekliği sağlıyor. Nitekim geçen yıl ortalarında sayıları 13 olan gıda sanayi Ar-Ge merkezleri sayısı bugün itibariyle 24'e yükselmiştir. Bu memnuniyet verici gelişme katma değeri yüksek ve ileri teknoloji yoğunluklu ürünlere dönüştürülebilirse ülkece refah düzeyimiz artar.