“İSO 500” listesine göre plastik sektörüne PAGDER bakışı...
“İSO İlk 500 ve İkinci 500” listesine göre plastik sektörüne PAGDER bakışı...
Geçen hafta İSO ilk ve ikinci 500 listelerinde yer alan plastik sektöründeki kuruluşları Plastik Dernekleri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Selçuk Aksoy ile Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu’nun bakış açılarıyla değerlendirmiştik... Bugün ise sektörün diğer temsilcisi Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Reha Gür’ün değerlendirmesini sunmak istiyorum...
Reha Bey; “İki listeye, plastik sektöründen (kauçuk hariç) toplam 34 firma girmiştir. Her iki listedeki firmaların hemen hepsi sektörümüzün en güçlü firmalarıdır ve tamamı ya PAGDER üyesidir ya da PLASFED çatısı altında birlikte çalıştığımız kardeş derneklerimize üyedir.
Detaylandıracak olursam, İlk 500 listesinde 14, İkinci 500’de 20 plastik sektörü firması yer almıştır. 7 kauçuk firmamız da, İSO 500 listesine girmiştir.
Öncelikle Türkiye’nin ilk büyük 1000 firması arasına giren arkadaşlarımızı ve ekiplerini canı gönülden tebrik ederim. Bu listelerde daha fazla sektörümüz firmasını görmek arzumuz güçlü bir şekilde devam etmektedir” sözleriyle başladığı değerlendirmesini, imalat sanayine yönelik “Plastik sektörü ve ülkemiz sanayisinin bir yavaşlama döneminden geçtiğini, ülke büyümesinden doğrudan etkilendiğini ve herkesin gözlemlediği biçimde özel sektör yatırımlarının reel olarak yerinde saydığı bir dönemi yansıtan genel bir görünümün içindeyiz” tespitiyle sürdürdü.
Reha Bey, İlk 500’ü, “Plastik sektörümüze bakacak olursak listede yer alan 13 firmamızın ilki Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan petrokimya devi Petkim’dir. İlk 500 büyük firmanın, 2014 yılında bir önceki yıla göre ihracat ve brüt katma değer dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans göstermelerine karşılık, İlk 500’e giren plastik firmalarının üretimden satışlar ve satış hasılatı dışındaki tüm göstergelerde negatif performans gösterdikleri ve gerilediklerini gözlüyoruz” sözleriyle değerlendirdi...
Üyelerinin yer aldığı İSO İkinci 500 listesine dair yorumları ise şöyle: “Üretimden satışlar ve satış hasılatı yükselmiş ancak brüt katma değer, ihracat ve net aktiflerde gerileme gözlenmiştir. Listede yer alan üyelerimiz, 2014’te dönem kârına geçmiştir. Bunda, listelerdeki oynaklığın da etkili olduğunu belirtmeliyim.
Sektörümüz, Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise yedinci büyük üretim kapasitesine sahip önemli bir konumdadır. Şayet önümüzdeki engeller kaldırılır, ülkemiz sanayileşmeye daha fazla odaklanırsa, çok sayıda firmamız gayet rahat bir şekilde bu listeye girebilir.
Plastik sektöründe faaliyet gösteren -çok büyük bir kısmı KOBİ niteliğinde- PAGDER'e göre 6 bin 400, TOBB ve diğer bazı kaynaklara göre ise 10 bin dolayında firmanın üretim kaydı görünüyor.
İSO 500 listesinin son sırasındaki firmanın yıllık üretimden satışlarının 213.3 milyon TL, ikinci 500 listesinin son sırasındaki firmanın üretimden satışlarının 92.5 milyon TL olduğunu dikkatinize sunmak isterim.
Firmalarımızın yarattıkları katma değerdeki azalışlar, karlılıklarında ortaya çıkan kayıplar ve istihdam da yaşanan daralmalar ilk 500 de de mevcuttu, ama ikinci 500 listesinde iyice görünür oldu.
Oranlar sektörün geneline bakıldığında bu denli yüksek olmasa da, sektörümüzün kârlılık sorunu yaşadığını biliyoruz.
Temelinde hammaddeden başlayarak sektörün üzerinde ciddi yükler oluşturan diğer girdi ve üretim maliyetleri yatmakta…
İhracat pazarlarımızda bir daralma var ama firmalarımız çok yoğun çabalarla bu pazarlardaki varlığını sürdürüyor.
Genel olarak baktığımızda, plastik sektörünün sert rekabete alışkın durumu nedeniyle ayakta kaldığımızı söylemeliyim.
Sürdürülebilir rekabet en önemli konularımızdan biri.
Rakiplerimizin ülkeleri, rekabet avantajlarını kaybetmemeleri için kendi firmalarına yoğun destek, teşvik sunuyorlar.
Biz de, makro ekonomik olarak imalat sanayisine olan yaklaşımın derinleşmesi ve devletin daha fazla destekler nitelikte, teşvikler sunduğu bir ekonomik uygulamaya geçilmesini talep ediyoruz.
Bu zorluklara karşılık, plastik sanayicilerimiz, 2014 yılında tutar bazında iç tüketimin yüzde 91’ini karşıladığı gibi, 1.9 milyar dolar da dış ticaret fazlası verdi.
Üretimimizin yüzde14’ünü de ihraç ettik.
Üstelik bunu, sektöre yönelik ön yargıların bulunduğu, hammadde ithalatındaki bazı maliyet artırıcı unsurlara rağmen küresel rekabet ortamında yaptı.
Demek ki; üreticimizin önü açılırsa çok ağır şartlarda ve ‘Cent’ düzeyinde rekabetin yaşandığı küresel piyasada daha iyi yerlere gelebiliriz.”
PAGDER Başkanı Reha Gür’ün değerlendirmesi de özetle bunlar…