İşletmenizin değeri
Geçen hafta işletmenizin değerini arada sırada hesaplamanızın iyi bir yöneticilik uygulaması olduğunu söylemiştim. İşletmenizi veya işletmenizdeki hissenizi satıp satmamak elbette sizin bileceğiniz iş. Ancak satmasanız bile elinizdeki değer artıyor mu eksiliyor mu bilmek yönetimin başarısının en iyi ölçümüdür. Yönetici sizseniz kendi başarınızı, yönetimi biri veya birilerine delege ettiyseniz onların başarısını değerlendirmenin en iyi yolu budur.
İşletme değerlerinin hesaplanma yöntemlerinin çoğunun muhasebe tablolarından yapılan hesaplara dayandığını bunun ise son derecede yanlış değerlendirmelere yol açacağını söylemiştim. Bu muhasebe kayıtları doğruyu aksettirse bile böyledir. Kaldı ki muhtemelen herkesin bildiği ama çoğumuzun açıkça söylemediği gibi muhasebe kayıtlarının birçok yerde doğruyu aksettirmediği gerçeği de ortadadır. Filipinlerde bunun herkesin bildiği bir şakası bile vardır. Orada derler ki bir işletmenin beş muhasebesi vardır. Biri işletmenin sahibine, öbürü bankalara, bir diğeri devlete, biri diğer ortaklara derler ve orada dururlar. Siz merakla peki beşincisi? Diye sorarsınız “O da hanıma” diye gülerler. Biz yine de ülkemizin daha iyi durumda olduğunu ve muhasebenin doğru rakamları gösterdiğini varsayalım.
İşletmenizin değerini sanki kendiniz için bir sağlık genel kontrolü yaptırıyormuşçasına bir uzmana havale etmenizi öneririm. Her sene yaptırmasanız bile iki senede bir mutlaka yaptırın. Türkiye’de bu işi yapan şirketler de var. Ancak işi onlara ihale etmeden hangi metodu veya metotları kullanacaklarını öğrenin ve önce siz bu metodu mantığı ve sakıncaları açısından iyice bir öğrenin. Bir de, bir veya bir kaç metot seçin ve değiştirmeyin. İşletmelerin değerlerini hesaplamanın birçok yolu var. Bunların hepsini irdelemeye ne bu köşe yeter, ne sizin ne de yazı işlerinin sabrı. Bu nedenlerle ben klasik dört yaklaşımı sıralayacağım:
Bilanço temelli yöntemler: Bu yöntemler bir işletmenin değerini onun ‘varlıkları’ olarak görür. Bu nedenle işletmelerin değerleri onun varlıklarının tahmini esasına göre hesaplanır. Yöntemlerin aradığı bilgiler işletmenin bilançosundadır. Bu yaklaşımda başlıca dört teknik vardır: (1) Defter Değeri Tekniği; (2) Ayarlanmış Defter Değeri Tekniği; (3) Tasfiye Değeri Tekniği ve (4) Özlü değer Tekniği.
Kar zarar cetveli temelli yöntemler: Bilançodan yapılan hesaplamaların aksine bu yöntemler işletmenin kazancı, satışları, kazanç potansiyeli gibi indikatörleri kullanarak değer hesaplarlar. Yaygın bir yöntem ‘kat sayı’ kullanımıdır. Söz gelimi sigorta şirketlerinin değeri yıllık prim gelirlerinin bir katsayıyla çarpılması yoluyla hesaplanır. Bu yaklaşımda birçok teknik vardır: (1) Kazanç Tahmini Tekniği; (2) Temettü Tahmini Tekniği; (3) Satışın Katları Tekniği; (4) Satış Dışı Getirilerin Katlar Teknikleri.
Şerefiye Temelli Yöntemler: Bu yöntemler bilanço ve kar zarar cetveli temelli hesaplamamaların ciddi sorunlarına cevap bulmak amacıyla önerilmişlerdir. Fikir işletmelerin muhasebe defterlerine girmeyen varlıkları olduğunu kabul edip bunların bir tahminini de hesaplara katmaya çalışması açısından doğru bir fikirdir. Ancak, bu değerlerin hesaplanmasında standart yöntemler geliştirilememiş olduğundan kullanımlarında sorunlar yaşanmaktadır. Bu yaklaşımın da bir çok tekniği vardır: (1) Klasik Teknik; (2) Basitleştirilmiş Şerefiye Geliri Tekniği; (3) Avrupa Muhasebe Uzmanları Birliği Tekniği; (4) Endirekt Teknik; (5) Direkt Teknik (Anglo Sakson Yöntemi olarak da bilinir); (6) Yıllık Kar tekniği ve (7) Riskli veya Risksiz Oran Tekniği.
Nakit akışı ıskontosu temelli yöntemler: Bu yöntem işletmenin gelecekteki tahmini gelirlerinin bugünkü değere indirgenmesi yoluyla bir değer hesaplayan klasik yöntemlerdendir. Bir kaç varyasyonu vardır.
Şimdi bazınız “Madem anlatmayacaktın bunları niye sıraladın?” kiminiz “İyi ki anlatmıyor bu kadar muhasebe dersi çekemem” kiminiz de bana güvendiği için “Herhalde bir diyeceği var ki bunları yazdı” diyor. Eğer sonuncu guruptansanız haklısınız. Bir diyeceğim var. Hatta üç diyeceğim var. Birincisini zaten söyledim. Eğer patronsanız veya üst yöneticiyseniz bu değerlendirmeyi periyodik olarak yapın. Ne kadar başarılı olduğunuzu görürsünüz. İkincisi, hiç bir yöntem ‘doğru’ hiç bir yöntem ‘yanlış’ değil bu nedenle bir kaç yöntem kullanın. İlle de tek yöntem kullanacağım diyorsanız şerefiye temelli yöntemleri öneririm. Üçüncüsü, en basit yöntemler bile size gözünüzden kaçan bazı şeyleri yakalamanızı sağlayabilir. Onun için sonuçları dikkatlice inceleyin. Basit bir örnekle ne demek istediğimi anlatayım.
Bir işletmenin yeni genel müdürü işletmenin sabit sermayesini satarak kiralık makinalar alıyor. Satış geliriyle de tek sermayedarına olan borcu ve bazı diğer borçları kısmen tasfiye ediyor. Satış öncesi ve sonrası bilanço aşağıdaki tablolarda olduğu gibi. Defter değeri tekniğine göre işletmenin satış öncesi ve sonrası değeri aynı. Sizce bu işletmenin satış sonrası değeri gerçekten de aynı mı yoksa değil mi? Cevabınıza göre bu genel müdüre (vaka gerçektir) bir e-posta atarak ya tebrik edeceğim ya da kınayacağım.
Sağlıcakla kalın