İşletmeden para kazanan yönetim

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ [email protected]

Geçen hafta ekonomist olmadığım için ekonomik konularda konuşmayı işin uzmanlarına bıraktığımı söylemiş ama dayanamayarak kriz konusunda düşüncelerimi yazmıştım. 'Bülbülün çektiği dili belası' dedikleri gibi birkaç okurum "Haklısın aman devam et eşekten nasıl ineceğiz?" diyerek benden üstüme vazife olmayan konularda yazmamı istediler. Ülkelerin eşekten nasıl inecekleri konusunu gene ekonomist dostlara bırakarak örgütlerin nasıl ineceklerini ileride yazacağım. O zaman kadar bir konuya açıklık getireyim. Eşek metaforunu sistemlere hakaret için kullanmadım. Türkçe'de aslında güzel bir yaratık olan 'eşek' genellikle hakaret kelimesi olarak kullanılır. Ama biz iltifat ederken de aynı kelimeyi kullanırız. Söz gelimi eş..oğlu..eşek tanımını hem gol kaçıran hem de gol atan futbolcuyu tanımlamak için kullandığımız gibi. Gol kaçıran için "Bu da kaçar mı?" gol atan için "Bu ne maharet" demek isteriz.  O açıdan eşek metaforunu sistemlere hakaret değil bazı sistemlerin ölmüş eşek gibi çalışmadıklarını, bazılarının da eşek gibi çalışması gerekirken çalışmadığını anlatmak için kullandım. 

Örgütlerin ölmüş eşekten nasıl ineceklerini bana e-posta göndererek soran okurlarıma geçtiğimiz haftadan güzel bir örnek vermek istiyorum. Geçtiğimiz haftayı Brezilya'nın ihracat ve yatırım teşvik kurumunda geçirdim. Örgütten yaklaşık on beş kişilik bir ekiple birlikte Ocak 2012 tarihinde hedeflenen ölmüş eşekten inmenin hazırlıklarını tamamladık. Örgüt yapısına dokunmadan, kanun koyucuları rahatsız etmeden bu kurumun ihracat ve yatırımı teşvik uygulamalarını A'dan Z'ye yeniden nasıl tasarlayacağımızı kararlaştırdık. Diyeceğim o ki o güzel ülkenin yöneticileri güzel bir iş yaptılar. Önce eşeğin öldüğünü anladılar. Ama daha da önemlisi eşekten inmenin yollarını öğrenmek arzusu ve iradesini gösterdiler. Sil baştan bakabildiler iş yapma biçimlerine. Bu işi neden yapıyoruz? En iyi yolu bu mu? Sorularını sordular. Sordular ama öyle geyik sohbeti gibi değil. Aşağı yukarı beş-altı aylık bir eğitim aldıktan sonra. Soruları TSIOS  (Trade Support Institutions Operating System) denilen sistemi kullanarak cevapladık. Sizin anlayacağınız suratımdaki gülümsemeyi silmem epey vakit alacak. Eğer eskiden dedikleri gibi bu tip örgütler nasıl eşekten inerler konusunda "Umumi arzu üzerine" okur talepleri gelirse bu konuya tekrar döneriz.

Konuyu kapatmadan şu uyarıyı yapmak istiyorum. Geçen yazıda eşeğin neden öleceğini anlatırken "…bir ekonomik sistemde kaynaklara sahip olanlar kaynakları mal ve hizmet üreterek pazarlamada kullananlardan daha çok para kazanıyorlarsa o sistem …uzun süre yürümez" demiştim. İşletmecilik sohbetlerimizde pazarlama ve üretimin amaçlarını tartışırken bunu unutmamak gerekir. Başka bir deyişle burada tartıştığımız amaçlar kaynaklara sahip olanların kaynakları mal ve hizmet üreterek pazarlamada kullananlardan daha çok para kazanmadıkları varsayımıyla geçerlilik kazanırlar. Yoksa boşuna konuşmuş oluruz.

Amaçlar sohbetimize kar amacı güden şirketlerin takastan, kar amacı gütmeyen kurumların 'takas dolayısıyla' para kazanan örgütler oldukları tanımlarıyla başlamıştık. Başka bir deyişle kar amacı güden şirketleri ürettiklerini pazarlayarak (pazarlayacaklarını üreterek) para kazanan örgütler olarak tanımlamıştık. Bu tanımdan hareketle şirketlerde sadece iki 'işletme' işlevi olduğunu finansman, personel, bilgi ve knowhow, tesis ve altyapı ile bağlantı ve stratejik işbirliklerinin işletme işlevi değil birer kaynak olmaları nedeniyle 'yönetim' işlevi olduklarını yazmıştım. Böylece işletme ile yönetimi birbirlerinden ayırmış ve 'işletme yönetimi nedir?' sorusuna cevap vermiştik. Kısacası işletme ile yönetimi birbirlerinden sürücü ile arabayı ayırır gibi ayırmıştık. Bu ayırımın önemini ileride çok daha iyi göreceğiz. Geçen yazımda 'kaynaklara sahip olanların; kaynakları mal ve hizmet üreterek pazarlamada kullananlardan daha çok para kazandıkları' takdirde sistemlerin öleceğinden bahsederken bir amacım da pazarlama ve üretimin amaçlarını bir çerçeveye oturtmaktı. Eğer bir ekonomide finansman, personel, bilgi ve knowhow, tesis ve altyapı ile bağlantı ve stratejik işbirliklerinden biri ve bir kaçına sahip olmak bunları kullanarak, yani mal ve hizmet üretip pazarlayarak kazanabilinecek paradan daha fazla para getiriyorsa o ekonomi hastalanır. Bizim burada tartıştığımız pazarlama ve üretim amaçları alakasız hale gelir. Yani bu tür ortamlarda yönetimler işletmeden para kazanabilirler.

Okurların çoğu ne demek istediğimi anlayacaklardır. Paranın durduğu yerde onu kullanarak kazanılabilecekten daha fazla kazandığı, arazinin durduğu yerdeki getirisinin onun söz gelimi ekilerek kullanılmasından daha fazla para getirdiği, korunmuş bilginin knowhow üretiminden daha karlı olduğu ortamlarda pazarlama ve üretimin amaçlarını tartışmak bazı çevrelerin kullandığı bir deyimle 'akademik' bir tartışma olur.                

Bu önemli varsayımı aklınızda tutmanız ricasıyla ve müsaadelerinizle gelecek haftaki yazımda yazı işlerinden 'konuyu saptırdığım' için fırça yemeden bıraktığım yerden pazarlamanın amaçları konusundaki sohbetimize devam etmek istiyorum.

Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019