İslam Devrimi’nin 40. yılında İran ve bu dönemde Türkiye İran ilişkileri
1 Şubat günü İran İslam Devrimi 40. yılıydı. Ülkemizde fazlaca ele alınmadı. BBC ise 8 günlük bir İran araştırması yayınladı. Bugün bir yandan ambargolar altındaki İran’ın durumunu, bir yandan da ülkemizle ekonomik ilişkilerini ele aldım.
Suriye için geçen hafta Türkiye-Rusya –İran liderleri dördüncü kez bir araya geldiler. 1 Şubat 2019’da ise İran İslam Devrimi 40. yaşına bastı. Konu dünyada ve ülkemizde pek yankılanmadı. Buna karşın BBC’de 8 günlük bir incelemede İran’daki olumluluklar ve olumsuzluklar ortaya konularak yayınlandı.
40 yıl içerisinde İran nüfusu ikiye katlanarak 81 milyon olmuş. Her üç kişiden ikisi 30 yaşın altında. 25-28 yaş grubunda iki kişiden biri işsiz. Ülkede milyonu aşan kent sayısı 7’ye yükselmiş. Tahran’ın nüfusu 2.5 kat artışla 12 milyona ulaşmış. Petrol üretimi düşerken, kişi başına milli gelir, 6 bin 700 dolar ile Şah döneminin yarısına gerilemiş durumda. Asgari ücretle aylık alınabilecek et miktarı yedide bire düşmüş, boşanmalar 4 kat artmış.
Ülkede 40 yıl içinde okuryazar oranı artarken, yüksek öğrenim gören kadın sayısı yükselmiş. Buna karşın kadınların ekonomideki yerinde ilerleme kaydedilmemiş. Kadınların miras hakkı hala Şeriat’a göre sadece 8’de bir. Basılan kitap sayısında artış olurken, İran sineması uluslararasında ünlendi. ABD, Kasım 2018’de yeni bir ambargo başlattı. Bu ambargoyu sadece ABD değil sözünün geçtiği ülkeler de uyguluyor.
Dünyanın 18. ekonomisi olan İran’da 6. Plan Dönemi uygulanıyor. Enflasyon oranı yüzde 40. Ağustos 2018’de devalüasyon oranı yüzde 172. Bir doların değeri 100 bin riyal. Ülkenin insani gelişmişlik endeksindeki sırası 60’ıncılık. Ülkede ekonomiye BONYAD ve BASİÇ adlı kamusal kurumlara bağlı 20 bin şirket hakim. Bu şirketler İran bütçesinin yüzde 65’ini kullanıyor. İran dünyanın 4’üncü büyük petrol üreticisi olmasına karşın,2006’dan bu yana benzin ithalatçısı durumunda. Haziran 2007’den bu yana protestolara neden olan özel araçlara aylık 100 litre sınırlaması söz konusu.
Başbakan Erdoğan, 26-27 Ekim 2009’daki ziyaretinde 2008’de 10 milyar olan dış ticaret hacmini önce 20 sonra 30 milyar dolara ulaştırılmasını kararlaştırdı. 2014’teki ziyaretinde ise uzun süredir görüşülen Tercihli Ticaret Anlaşmasını imzaladı, ama 2018 yılında hedeflenenlerin çok gerisine düşüldü.
İran’da 50 Türk şirketinin 350 milyon dolarlık yatırımı var. Son yıllarda bunların önemli bölümü ambargolar ve ülke bürokrasisinin engelleri nedeniyle bu ülkeden çıkıyorlar. Ama İran pazarından söz ederken Efes Pilsen’in pazarlama kitaplarına geçecek bir başarıyla bu ülkeye yıllardır alkolsüz bira ihraç ettiği biliniyor. Geçen yıl Tuncay Özilhan yıllık ihracatın 5 milyon litre olduğunu açıklamıştı. 2008 yılında İran ziyareti sırasında dönemin Ekonomi Bakanı Kürşat Tüzmen, bu ülkedeki bürokratik yapıdan şikayetini, “15 yıldır aynı şeyleri konuşuyoruz. Yeter artık! Yaşarken görelim de hayata daha güzel bakalım” sözleriyle çok güzel dile getirmişti.
Bugün 160 milyonluk nüfusa sahip iki ülkenin dış ticareti neredeyse durma noktasında. Son 5 yılda yüzde 50 kadar geriledi. 2018’da Türkiye’nin İran’a ihracatı yüzde 32 azaldı. Tebriz’de kurulan Türk Ticaret Merkezi de geçen yılsonunda kapatıldı. Ulusal paralarla Riyal/TL dış ticaret yapılması kararı da olumlu sonuç vermedi. İran’ın Kasım 2018’de bin 400 ürün için ithalat yasağı getirmesi de bir başka olumsuzluk yaratan engel oldu. Ancak iki ülke ticaretine en büyük darbeyi vuran Amerikan ambargosu oldu.
İki ülke arasında 1979’dan bu yana bankacılık muhabirlik ilişkisi kesildi. Türkiye-İran arasında ticarette akreditifler ya Dubai üzerinden ya da temsilcilik açan Halkbank üzerinden oluyordu.
Yüksek komisyonlar ödeniyordu. ABD ambargosu ile ilgili Halk Bankasına açılan dava, bankacılık işlemlerinin daha da zor bir patikaya girmesini, iki ülke arasında bankacılık ilişkisinin olmamasına yol açtı. İran ve Türk merkez bankaları arasında da bir re-financing ilişkisi de bulunmuyor.
İslam Devriminin 40. yılında ABD ambargosu altındaki İran’ın durumu ve Türkiye ile ilişkileri böyle. Bu yakın komşumuzla ilişkilerimizin gelişmişinde ABD –İran ilişkilerinin düzelmesi önemli rol oynayacaktır. Ama bizim de bu dönemde bu ülke ile ilişkilerimizi geliştirecek yatırımlarımızı ve ticaretimizi artıracak imkanlarımız olduğunu untmamalıyız. 2018’de İran’dan gelen 2.5 milyon turist bu ülkenin Almanya ve Rusya’nın ardından üçüncü sırada yer almasına neden oldu. Bu da bana göre her alanda ilişkilerimizin gelişeceğinin göstergesi…